https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

HOROZ CİĞERCİSİ

Okunması Gerekenler

Bahçıvan uşağa, uşak Aşçıya, Aşçı Bahçıvana sonra hep beraber Hizmetçiye.. Aynen böyle bir sezon oluyor, Gazişehir’e 5 attı Fener, küme düşer dediğimiz Gazişehir son 2 haftaya dek önüne geleni devirdi, çantada keklik gözüyle bakılan Antalya Kadıköy’den 3 puan aldı, küme düşer denilen Gençlerbirliği aynı Antalya’ya, hem de Antalya’nın sahasında 6 gol attı, ilk yarı skoru 5-0..

 

Revirbahçe’ye dönen Fenerbahçe’nin elbette bir mazereti var, coşkulu ve istekli de top oynuyor ama o kadar da iyi bir takım değil, bu artık ortaya çıktı. Denizlispor maçının da kolay olmayacağını tahmin etmek çok kolaydı.

 

Max Kruse’nin yokluğunda Ersun Yanal’ın nasıl bir orta saha kurgusuyla maça başlayacağı merak konusuydu. Kruse yokken Fenerbahçe’nin nasıl oynayacağı da benim açımdan merak uyandıran bir konuydu. Her ne kadar oyun zekası hayranlık verici olsa da, oyunu rakip sahada oynayan takımlara uygun olmayan stilde bir forvet arkası oyuncusu olduğunu düşünüyorum Kruse’nin. Top tutmada sıkıntısı var, topu saklama konusunda da sıkıntılı, dar alandaki pas koordinasyonu ve yüzdesi düşük, savunmaya katkısı ve fiziği ortada.

 

Yaptığı her hata golle sonuçlanıyor diye eleştirilen Jailson’un yerine Serdar Aziz stoper mevkiinde ilk on birdeydi, Rodriguez ve Hasansio da yeniden ilk 11’e dönmüş, Tolga Ciğerci’yi bu kez de sağ önde izledik, Ozan orta sahadaydı.

 

Sahada kaç tane ön libero var, biri bir zahmet saysın, Kruse yoksa Zajc ne diye para alıyor bu kulüpten, Ferdi nerede, Moses sakat değilse neden yedek kulübesinde şeklinde 4 soruyu şuraya bırakayım maça geçmeden, Deniz Türüç neden oynamıyor da Tolga sağ kanatta diye sormuyorum, bence de Deniz olması gereken yerde.

 

Kadro tipik bir Aykut Kocaman kadrosuna dönünce sahadaki oyun da öyle bir şekle büründü ilk yarıda. Topa sahip olmaya çalışan bir Fenerbahçe, geri dörtlüde 4 tane balta, önlerinde risk almaktan kaçınan Gustavo, sağda çalım atamayan Tolga ciğerci, al gülüm ver gülüm, yana yana hep yan yana, döne döne hep bir yöne. İkinci ve üçüncü bölgede sıkşmış bir oyun, Denizli gömülmüş ve basıyor, Serdar Aziz, Rodriguez ve Vedat’a havadan uzun top atmak zorunda kalıyor falan. Top Emre ve Ozan’ın ayağına geldiğinde bir şeyler olacakmış gibi oluyor ana bir şey olduğu yok. Ligin açık ara en sıkıcı maçıydı ta ki Fenerbahçe golü bulana kadar, sağdan gelişen ender ataklardan biri, Vedat’ın kafası direkten sekip Tolga’nın önüne düştü, o da golü yazdı, ilk yarıda futbol adına başka hiçbir şey görmedik.

 

Tolga Ciğerci demişken bir parantez açalım, yeteneği ortada, 3.bölge oyuncusu olamaz ama müthiş bir gol hissiyatı var, Fenerbahçe’nin en fazla pozisyona giren oyuncusu kendisi olabilir.

 

İkinci 45 dakika biraz daha önde oynamak arzusunda bir Denizli vardı, Rodrigues’den de beklentiler arttı haliyle, Fenerbahçe’nin daha rahat hücum varyasyonları geliştireceği bir ortam oluştu ama Fenerbahçe o yaratıcılığı da o pas trafiğini de gerçekleştiremedi. Emre’nin şahsi gayretiyle hücum presten kaptığı topla Vedat’ı buluşturması ile 64. dakikada gelen gol Fenerbahçe taraftarını yalnızca 15 dakika rahatlattı zira Kaleci Altay yine cepheden gelen bir topa boş çıkıp Fenerbahçe’nin golü yemesini sağladı. Denizlispor beraberlik golü peşine düştü, Ersun Yanal skorun üstüne yatma üzerine değişiklikler yaptı, kalan dakikalar gergin ve stresli geçti, kazanan Fenerbahçe oldu.

 

2. Golün kahramanı Emre’yi haklı olarak Ersun Yanal kenara aldı, bir şey diyemeyiz, büyük bir özveriyle sahada fazlasıyla süre almıştı zaten Emre ama Deniz’in sağa, Tolga’nın ortaya geçmesi Fenerbahçe’nin savunma dengesini bariz bir şekilde bozdu. Deniz hem kritik top kayıpları yaptı hem de savunma anlamında biraz yetersiz kaldı. Jailson-Tolga değişikliği orta saha zaafiyetini bir nebze olsun gidermiş oldu.

 

Serdar Aziz ve Zanka bugün güven verdi. Emre her zamanki gibiydi, Vedat işini yaptı, Ozan’ı bugün yine çok beğendim, Hasansio ve Rodriguez henüz sakatlıktan çıkmalarına rağmen fena değillerdi, Gustavo özellikle ikinci yarıda yaptığı kritik müdahalelerle klasını konuşturdu. Sahada klasını konuşturan bir diğer isimse Fırat Aydınus’tu, Fenerbahçe’yi ince-ince doğradı, Denizlispor’lu oyuncuların sert müdahalelerine göz yumdu, görevini başarıyla ifa etti ama hedefine ulaşamadı. Kısmet be hocam, bir dahakine artık.

 

Denizlispor küme düşmeyi hak eden bir takım. Mehmet Özdilek gibi bir loser’ı da takıma hoca yapmışlar, ikinci lige uzanan yolları açık olsun, kasap zencileri takıma doldurup, önüne gelene basın tekmeyi, Vedat’ı dövün, Emre’yi öldürün, böyle taktik de olmaz, bu tiynette oyucularla da bu iş olmaz, kümeye giderler..

Antalya maçında kaybedilen sürpriz 3 puanın telafisinden ziyade Fenerbahçe’nin kalan maçlardaki grafine yön verebilecek nispette önemli ve zor bir virajdı. Ligin daha 7. haftasında kritik virajlardan bahsediyorsak ortada bir sorun var demektir ama gerçek bu. Zorlu bir viraj dönüldü, grafik tekrar yukarıya döndü.. Gol krallığı yarışında Falcao’nun önüne geçen Tolga Ciğerci’yi de maçın kahramanı ilan ediyorum.

Yazarın diğer yazıları için tıklayın

mail: bruno.monte@abcspor.com

twitter: @BrunoMonte1907

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Son Haberler

OLMUYOR

Bütün maçlarımız bıçak sırtı. Kalmadı kredimiz. Sürekli ölüm kalım için sahaya çıkıyoruz. Böyle olunca da öne geçmek şart stresi azaltmak için. Yapamadık...

Benzer Konular