Bir Müslüman neden çocuğuna İsa, Musa, Davut ve Meryem isimlerinden birini koyar yıllardır kafama takılan bir sorudur bu.
Başka dinlere olan saygılarını ve hoşgörülerini her fırsatta dile getiren Hristiyan aleminde bir tane bile böyle örnek yoktur.
Ben sordum defalarca Hristiyan dostlarıma, “Bir Hristiyan aile neden oğluna Muhammed ismi koysun ki” diye cevap verdiler. Anlatınca bizde bir sürü İsa var, Meryem var, hepsi de Müslüman, çok tuhaf geldi. Bağnaz, Fanatik ön yargılarıyla aşağıladıkları Türk Müslümanları’dan beklemedikleri bir şeydi bu ve ağızları açık kaldı.
Avrupa ve Kuzey Amerika’dan çok okurum var, rica ediyorum test etsinler dediğimi ve diyeceklerimi Hristiyan dostları üzerinden.
Mesela hepimizin evinde bir misafir odası var, bir misafir terliği var, misafir havlusu var, misafir şekeri var adı misafir bardağı olmasa da vitrinlerde bulunan sadece misafir geldiğinde kullanılan kesme kristal bardaklar var.
“Dünya para vericem, ben kullanmıycam bardağı, gelip elâlem kullanacak” diye düşünür yabancılar, anlatamazsın, anlamaz.
Biz misafire kolonya ikram ediyoruz dedim yabancı bir arkadaşa, ” ne için kolonya ikram ediyorsunuz, dezenfekte için mi diye sordu. O kadar vahim yani.
Bu kültür büyük bir kültür. Sade ve sıradan bir kültür değil. Hoşgörünün daniskası bu toplumun içinde… Baksana adam, kızına Meryem ismini koymuş. Onların Bâkire Meryem dediğine biz Ana diyoruz, Meryem Ana diyoruz.
Daha ötesi var mı ?
Ama bakıyorsun Cumhurbaşkanı’na, bir sürü de Musa adlı arkadaşı vardır, Yahudi dedin mi tüyleri diken diken oluyor ya da kamuoyundaki algı öyle…
Halkın çoğu da böyle. Cami önünde İsrail bayrağı yakmak moda. Bütün İsraillilere düşmanız!
Nerde kaldı çocuğunun ismini Musa koyan hoşgörüye ?
Biz nasıl bir toplum olmuşuz ?
Bir kızcağızımıza Tarsus’ta tecavüz etti câninin biri. El birliği ile kestiler, biçtiler, cesedi ortadan kaldırmak için ne gerekiyorsa yaptılar ama beceremediler.
İnsan değil bunlar caniyiz diye bağırıyorlar. Aklıma 1978 yılı Eurovision şarkı yarışması elemelerine katılan bir Şanar Yurdatapan bestesi geldi, Melike Demirağ’ın sesinden….
Şarkının adı Hayvanız Biz. Efendim, insan hayvan olamaz deyip şarkının ismini değiştirdiler. İnsanız Biz oldu yeni adı. Şanar Yurdatapan mahkemeye başvurdu, yargıç ‘insan düşünen hayvandır‘ teziyle Yurdatapan’ı haklı buldu. Şarkı tekrar Hayvanız Biz oldu. Protest bir şarkı, günümüz dünyasına cuk oturuyor, yazıya da.
sözleri şöyledir:
insanız biz,
insanız biz,
doğaya, dünyaya hükmederiz.
en gelişmiş,
en akıllı,
en zeki, en uygar hayvanız biz.
ilkin yaşardık mağara kovuklarında,
farkımız yoktu vahşi hayvanlardan,
oysa şimdi betondan kocaman kentlerimiz var,
üst üste on milyon insan.
çıplak ayakla yürüdük yüzyıllarca,
sonra tekerlek icat oldu,
şimdi en son model modern lüks vasıtalarla,
kaldırımlar bile doldu.
insanız biz,
insanız biz,
doğaya, dünyaya hükmederiz.
en gelişmiş,
en akıllı,
en zeki, en uygar hayvanız biz.
bir bir keşfettik doğanın tüm sırlarını,
artık top gibi oynuyoruz elektronlarla,
işte en muhteşem buluşumuz tepemize asılı,
yüz milyon megaton bomba.
Hayvanız biz diye devam edip gidiyor.
Daha evvel de onlarca böylesine vaka oldu.
Özgecan ilk kurban değil. Maalesef son da olmayacak! Bir de Diltaş Aktaş diye bir bacımız daha vardı. Daha yeni sayılır o da…
” Kız mıdır, Kadın mıdır “ bilmem diye lafa başlayıp, ” ben zaten inanmıyorum kadın erkek eşitliğine” diye bitirmişti Zat’ı Müslüman’ın önde gideni!
Sahi ” Cennet Annelerin ayakları altındadır” diye çok meşhur bir hadis-i Şerif yok mu güzel dinimizde ??
En güzel din bizim dinimiz, hiç bir yerden bakma olaya, direk son kitap olarak bak, update manasında yine bu sonuca varırsın. Eyvallah, hepimizin kabulü.
Bu güzel dinin mensupları nasıl olur da, tacizde, tecavüzde, kadına değer vermede hatta ve hatta hayvana tecavüzde dünya sıralamasının üst sıraları zorlar ?
Ben şunu anladım, Mevlana’yı ve Mesnevisini hiç anlamamışız!
Kocaaaa Türk Kültür’ünü de anlamamışız.
Bizden daha fazla Müslümanlığı bilen yok ama belli ki Onu da anlamamışız.
“Mini etekle giyinip soyunup laik sistemin ahlaksızlaştırdığı sapıklarca tacize uğrarsanız bağırmayacaksınız” diyen adamı sanatçı yerine koyup baş tacı yapıyorsak. maalesef insanlığı da anlamamışız!
Geçen hafta soyunma odasına giderken küfürler savuran canım takımım, biricik sevgilimin 1 numaralı file bekçisine Federsayon ceza vermiş. 4 maç. Az buldum.
Nihayet Fenerbahçe Spor Kulübü de ceza vermiş Volkan Efendi’ye.
Ellerinden öpüyorum o cezayı verenlerin hürmetle…
Bir de Rabia’cı Emre var bu takımda. Umre’ye gitti. Zağar günah çıkartmaya.
İkisi de iyi futbolcular. Yerleri kolay dolmaz.
Bu toprakların yüce kültürünü hiç anlamamışız. Denizi anlamayan balık gibi
Mevlana’yı hiç anlamamışız.
İslamiyeti anladığımızı sanmışız, Onu da anlamamışız.
Bari Fenerbahçelilik nedir, onu anlayalım. Basri’den, Şehit Arif’den, Bego’dan.
Çok rica ediyorum bırakın şu adamlara sahip çıkmayı. Biliyorum, iyi futbolcular….
Çok iyi maçlar çıkardılar. Yok, arkadaş yakışmıyor.
Hatta kulübe ricam, sözleşme falan da imzalamasınlar bunlarla.
Neyse top meselesine sonra döneriz. Şu insanlık meselesini gündemden hiç düşürmeyelim derim ben. Şarkıyı da bulup dinleyin YouTube’dan tavsiye ederim.
Sonra hep beraber söyleyelim marşı :
– Hayvanız biz, dabadap dap dap !
