Hani kasetler vardı, bant da derdik. İşte onların en revaçta olduğu yıllar. Üstüne KARIŞIK falan yazardık, ikide bir kopardı, bantlardık kopan yerinden. Teybin kristaline takılırdı bazen bant burgu burgu olur düğümlenirdi. Sonra elle düzeltir, bir kurşun kalemi kasetin tekerleğine sokup tekrar sardırırdık.
O kasetlerden bir tanesi ayrı bir özeldi benim için. 1988-1989 sezonu. O meşhur sezon. 103 gollü şampiyonluk sezonu. Ateş Böceği Ercan şampiyonluğun hemen ardından şampiyonluk hatırası bir kaset çıkarmış. Seyyar arabada kaset satan birinden almıştım, çevirip çevirip dinliyoruz, koltuklarımız kabarıyor. Teybin sesini sonuna kadar getirip komşu kızına açık camdan dinletme gayreti zaten meşhur.
Neyse, kasetin A yüzünün ilk şarkısının sözleri hala kulağımda. Ne çok dinlediysem:)
Kalemizde bir dev var Onun adı Schumacher
İnsan değil sanki O, 7 canlı bir Panter.
Geri dörtlü 4 kişi ( bundan daha normal bir şey olamaz) Müjdat biliyor işi.
Yanında yetişmiş Aslan gibi Ergin’i
Şenol desen çalışır ileri de geri de
Söylenecek bir söz yok kahraman İsmail’e
Hey maşallah maşallah 41 kere maşallah
Bu yılın şampiyonu Fenerbahçe inşallah ( ama şampiyon olmuş, inşallahı yok artık)
Takımda bir Oğuz var Beckenbauer ustası
Hele bir Turhan var ki Fener’in fırtınası
Sahanın her yerinde görünüyor genç Serdar
Fener’in gollerinde Aykut’un imzası var
Rıdvan denilen şeytan ele avuca sığmaz
Tilki gibi çok kurnaz onu kimse tutamaz
Hey maşallah maşallah diye devam edip gidiyor. Şimdi düşününce şarkıların sözleri falan biraz komik geliyor ama o şampiyonluk hiç şüphesiz bizim jenerasyonun yaşadığı en görkemli şampiyonluktu. Öyle bir şampiyonluğu daha ne zaman görürüz bilmiyorum.
Tahsin Kaya, hem Fener’i hem Beşiktaş’ı 5’leyen harika takım Sakaryaspor’un 4 önemli oyuncusu Oğuz, Aykut, Turan ve Serdar’ı blok halinde transfer ederek kolları sıvamıştı.
Hoca zaten tilkilerin tilkisi, ganyancı Veysel Hoca. Rizespordan ” Bay Çalım” Hakan Tecimer, Trabzonspor’un milli sol beki K. Şenol Ustaömer ve meşhur kaleci Toni Schumacher’i alarak şampiyonluğun sinyallerini vermişti başkan sezon öncesi.
Libero sorunu Müjdat’la giderilmiş ama golcü Aykut’un partneri bulunamamıştı.
Rizespor’da forma giyen eski Trabzonspor’lu K. Hasan Vezir formunun zirvesindeydi ve takımını tek başına sırtlıyordu ve büyük bir transfer becerisiyle ligin 7. haftası oynanırken Hasan transfer edildi. Eksik dişli bulunmuştu. Cuk oturdu. Fener şahlandı, Hasan bir anda takımın yıldızı oldu ve 103 gollü şampiyonluk geldi.
Meşhur 4-3 lük Galatasaray galibiyetinde Hasan hat-trick yapınca bir anda çok değerli bir oyuncu haline geldi, tarihe not düşmüştü bir kere.
Hasan’ın mukavelesi bir yıllıktı. Bunu Galatasaray’da biliyordu ve Hasan’a gizliden teklifte götürmüşlerdi. 1 milyar lira. Hasan’a, Rıdvan ve Oğuz’un 850 milyon aldığı dönemde Metin Aşık 550 milyon teklif etti, Hasan 750 istedi, Metin Aşık sana bu parayı veren varsa git diyince tetikte bekleyen Ergun Gürsoy devreye girdi ve Hasan’ı Cumhurbaşkanlığı Kupası maçı öncesi kaçırdı. O dönemler kaçırma olayları çok fazlaydı. Gizli bir yerde gönül rızası ile tutuluyordu son anda birileri tarafından kafası karıştırılmasın diye.
Hasan Beşiktaş’la oynanan kupa finali 2.maçına da çıkmayınca iş iyice netleşti. Gazetelerin yazdığı doğruydu maalesef.
O günü çok iyi hatırlarım, hepimizin boğazına sanki bir taş düğümlendi. O muhteşem şampiyonluk sevinci kursağımızda kalmıştı. Kim bilir kaç Fenerli gözyaşı dökmüştür.
Odadaki Fener posterine bakamaz olmuştum. Sonra bi gün Hasan’ın kafasını o posterden oydum altından siyah bir kağıtla deliği yamadım.
Bir baktım ki kahve duvarında asılı Fener posteri de aynı halde, oto tamircinin duvarındaki Fener posteri de.
Bir kişinin kafasının oyulduğu o posterde Hasan’ın yanına Tükenmez kalemle “Hain” yazanını da gördüm, daha da öteye gidip içini dökeni de.
Bir Hasan nefreti sarmıştı tüm Fener camiasını. Evet, profesyonelliktir bu, normaldır bunun bu şekilde kabul edilmesinin gerekliliğine inanıyorum ama yine olsa yine aynısını yapardım, yine oyardım o kafayı o posterden.
Sonra ne mi Oldu ?
Aslında kimse mutlu olmamıştı. Herkes zarar gördü bu imzadan. Fener bir kaç sene Hasan gibi santrfor bulamadı. Hasan 1 milyar 50 milyona imza attı ama aradaki 500 milyonluk fark Hasan’dan katmer katmer çıktı.
Sokağa bile çıkamadı Hasan Fenerli taraftarların tepkisinden. Bu imza öyle bir gün, iki gün değil neredeyse 3-4 sene sürecek bir işkencenin başlangıcıydı. G.Saray’da 2 sene, sonra gittiği Bakırköy’de de 2 sene oynadı. Ve her maçta ona sahayı dar etti Fenerbahçe taraftarı. Ben ömrümde böylesine uzun süren bir nefret hatırlamıyorum! İmzadan hemen sonra G.Saray Adası’nda gerçekleşen düğününde başladı tacizler. Adanın etrafında tekne kiralayarak tur atan F.Bahçe taraftarları, tezahüratlar yaparak Hasan’ın düğününü rezil etti. Düğününe eski takımdan hiçbir arkadaşı gelmedi. Hatta Rizeli olan Hakan Tecimer bile gelmedi ki hemşehrisi ve arkadaşı. Karşılıklı maçlarda merhaba bile demediler eski takım arkadaşlarına.
“Hasan’a merhaba diyen Fenerli değildir” sloganları ile başlıyordu zaten maçlar.
G.Saray da göremedi Hasan’ın hayrını. Çünkü Hasan psikolojik olarak bitmişti. Hasan bir daha iflah olamazdı ve olamadı da. Hasan bu olaylı transferi kafasından hiç atamadı, konsantre olamadı futbola ve Hasan’ın ani ve hızlı düşüşü Anadolu kulüplerinde Evliya Çelebi misali dolaşarak sonlandı.
Eminim Hasan da çok pişmandır bu yüzden. Futbol hayatını o imza bitirdi.
Ne Galatasaray’lı Hasan oldu, Ne Fenerbahçeli ne Trabzonspor’lu.
Olan sadece Galatasaray’ın parasına da olmadı. Sonrasında Fenerbahçe’nin intikamı çok ama çok acı oldu.
Önce Semih misillemesi, ardından Tanju.
Hele ki Tanju transferi Türk transfer tarihinin en sansasyonel transferidir.
Hasan’ı da andık bugün. Başka bir yazıda buluşmak dileğiyle.
Hala mı sıyırıyorsunuz Hasan’a. Duydum, duydum!
O kasetlerden bir tanesi ayrı bir özeldi benim için. 1988-1989 sezonu. O meşhur sezon. 103 gollü şampiyonluk sezonu. Ateş Böceği Ercan şampiyonluğun hemen ardından şampiyonluk hatırası bir kaset çıkarmış. Seyyar arabada kaset satan birinden almıştım, çevirip çevirip dinliyoruz, koltuklarımız kabarıyor. Teybin sesini sonuna kadar getirip komşu kızına açık camdan dinletme gayreti zaten meşhur.
Neyse, kasetin A yüzünün ilk şarkısının sözleri hala kulağımda. Ne çok dinlediysem:)
Kalemizde bir dev var Onun adı Schumacher
İnsan değil sanki O, 7 canlı bir Panter.
Geri dörtlü 4 kişi ( bundan daha normal bir şey olamaz) Müjdat biliyor işi.
Yanında yetişmiş Aslan gibi Ergin’i
Şenol desen çalışır ileri de geri de
Söylenecek bir söz yok kahraman İsmail’e
Hey maşallah maşallah 41 kere maşallah
Bu yılın şampiyonu Fenerbahçe inşallah ( ama şampiyon olmuş, inşallahı yok artık)
Takımda bir Oğuz var Beckenbauer ustası
Hele bir Turhan var ki Fener’in fırtınası
Sahanın her yerinde görünüyor genç Serdar
Fener’in gollerinde Aykut’un imzası var
Rıdvan denilen şeytan ele avuca sığmaz
Tilki gibi çok kurnaz onu kimse tutamaz
Hey maşallah maşallah diye devam edip gidiyor. Şimdi düşününce şarkıların sözleri falan biraz komik geliyor ama o şampiyonluk hiç şüphesiz bizim jenerasyonun yaşadığı en görkemli şampiyonluktu. Öyle bir şampiyonluğu daha ne zaman görürüz bilmiyorum.
Tahsin Kaya, hem Fener’i hem Beşiktaş’ı 5’leyen harika takım Sakaryaspor’un 4 önemli oyuncusu Oğuz, Aykut, Turan ve Serdar’ı blok halinde transfer ederek kolları sıvamıştı.
Hoca zaten tilkilerin tilkisi, ganyancı Veysel Hoca. Rizespordan ” Bay Çalım” Hakan Tecimer, Trabzonspor’un milli sol beki K. Şenol Ustaömer ve meşhur kaleci Toni Schumacher’i alarak şampiyonluğun sinyallerini vermişti başkan sezon öncesi.
Libero sorunu Müjdat’la giderilmiş ama golcü Aykut’un partneri bulunamamıştı.
Rizespor’da forma giyen eski Trabzonspor’lu K. Hasan Vezir formunun zirvesindeydi ve takımını tek başına sırtlıyordu ve büyük bir transfer becerisiyle ligin 7. haftası oynanırken Hasan transfer edildi. Eksik dişli bulunmuştu. Cuk oturdu. Fener şahlandı, Hasan bir anda takımın yıldızı oldu ve 103 gollü şampiyonluk geldi.
Meşhur 4-3 lük Galatasaray galibiyetinde Hasan hat-trick yapınca bir anda çok değerli bir oyuncu haline geldi, tarihe not düşmüştü bir kere.
Hasan’ın mukavelesi bir yıllıktı. Bunu Galatasaray’da biliyordu ve Hasan’a gizliden teklifte götürmüşlerdi. 1 milyar lira. Hasan’a, Rıdvan ve Oğuz’un 850 milyon aldığı dönemde Metin Aşık 550 milyon teklif etti, Hasan 750 istedi, Metin Aşık sana bu parayı veren varsa git diyince tetikte bekleyen Ergun Gürsoy devreye girdi ve Hasan’ı Cumhurbaşkanlığı Kupası maçı öncesi kaçırdı. O dönemler kaçırma olayları çok fazlaydı. Gizli bir yerde gönül rızası ile tutuluyordu son anda birileri tarafından kafası karıştırılmasın diye.
Hasan Beşiktaş’la oynanan kupa finali 2.maçına da çıkmayınca iş iyice netleşti. Gazetelerin yazdığı doğruydu maalesef.
O günü çok iyi hatırlarım, hepimizin boğazına sanki bir taş düğümlendi. O muhteşem şampiyonluk sevinci kursağımızda kalmıştı. Kim bilir kaç Fenerli gözyaşı dökmüştür.
Odadaki Fener posterine bakamaz olmuştum. Sonra bi gün Hasan’ın kafasını o posterden oydum altından siyah bir kağıtla deliği yamadım.
Bir baktım ki kahve duvarında asılı Fener posteri de aynı halde, oto tamircinin duvarındaki Fener posteri de.
Bir kişinin kafasının oyulduğu o posterde Hasan’ın yanına Tükenmez kalemle “Hain” yazanını da gördüm, daha da öteye gidip içini dökeni de.
Bir Hasan nefreti sarmıştı tüm Fener camiasını. Evet, profesyonelliktir bu, normaldır bunun bu şekilde kabul edilmesinin gerekliliğine inanıyorum ama yine olsa yine aynısını yapardım, yine oyardım o kafayı o posterden.
Sonra ne mi Oldu ?
Aslında kimse mutlu olmamıştı. Herkes zarar gördü bu imzadan. Fener bir kaç sene Hasan gibi santrfor bulamadı. Hasan 1 milyar 50 milyona imza attı ama aradaki 500 milyonluk fark Hasan’dan katmer katmer çıktı.
Sokağa bile çıkamadı Hasan Fenerli taraftarların tepkisinden. Bu imza öyle bir gün, iki gün değil neredeyse 3-4 sene sürecek bir işkencenin başlangıcıydı. G.Saray’da 2 sene, sonra gittiği Bakırköy’de de 2 sene oynadı. Ve her maçta ona sahayı dar etti Fenerbahçe taraftarı. Ben ömrümde böylesine uzun süren bir nefret hatırlamıyorum! İmzadan hemen sonra G.Saray Adası’nda gerçekleşen düğününde başladı tacizler. Adanın etrafında tekne kiralayarak tur atan F.Bahçe taraftarları, tezahüratlar yaparak Hasan’ın düğününü rezil etti. Düğününe eski takımdan hiçbir arkadaşı gelmedi. Hatta Rizeli olan Hakan Tecimer bile gelmedi ki hemşehrisi ve arkadaşı. Karşılıklı maçlarda merhaba bile demediler eski takım arkadaşlarına.
“Hasan’a merhaba diyen Fenerli değildir” sloganları ile başlıyordu zaten maçlar.
G.Saray da göremedi Hasan’ın hayrını. Çünkü Hasan psikolojik olarak bitmişti. Hasan bir daha iflah olamazdı ve olamadı da. Hasan bu olaylı transferi kafasından hiç atamadı, konsantre olamadı futbola ve Hasan’ın ani ve hızlı düşüşü Anadolu kulüplerinde Evliya Çelebi misali dolaşarak sonlandı.
Eminim Hasan da çok pişmandır bu yüzden. Futbol hayatını o imza bitirdi.
Ne Galatasaray’lı Hasan oldu, Ne Fenerbahçeli ne Trabzonspor’lu.
Olan sadece Galatasaray’ın parasına da olmadı. Sonrasında Fenerbahçe’nin intikamı çok ama çok acı oldu.
Önce Semih misillemesi, ardından Tanju.
Hele ki Tanju transferi Türk transfer tarihinin en sansasyonel transferidir.
Hasan’ı da andık bugün. Başka bir yazıda buluşmak dileğiyle.
Hala mı sıyırıyorsunuz Hasan’a. Duydum, duydum!