Akhisar’a karşı bile riskli olan uber-ofansif kadronun benzerini, CL’de, hem de Arsenal’a karşı çıkarmak olsa olsa çaylaklıktır.
Galatasaray’ın yediği son 20 golün 15’inin Tarık-Semih ‘katastrofik ikili’ sinin hatalarından kaynaklandığını tespit edememek nasıl adlandırılabilir bilemiyorum. Maç 20.dakikada 0-5 olmadıysa bu Allah’ın bir lütfudur. O halde hocanın 25.ve 30. dakikalarda acil oyuncu değişikliği yapması ve de oyun formasyonunu da defansif yönde değiştirmesi gerekirdi.
Tarık Çamdal’a kesinlikle ayrı bir paragraf açmak gerekir. Bir takıma dahil olup da, tek başına takımı darmadağın eden ve bu derece çökerten bir oyuncuya ilk kez şahit oluyoruz. Oynadığı kanat tamamen iflas ediyor. Yerini kaybetme, pozisyon hatası yapma, birebirde kolayca geçilme, sağ kanattan gelen rakip ataklarında ters kademeye girememe, atağa çıktığında isabetsiz ortalar….ve de özellikle her pozisyonda kendini yere bırakma…Bu gözler Cihan Haspolatlı ve Sabri’ye de katlandı ancak bu bambaşka bir boyut!
Semih ise Tarık’ın bir tık altı denilebilir. Şu haliyle herhangi bir CL takımında oynayamaz. Tarık’la beraber Galatasaray’ı tarumar ettikleri 4’lük tarifelere bir yenisini eklediler. Tabii burada tuhaf olan bu ikiliyi Arsenal’a karşı ilk 11’e yazmaktır. İşte bu Arsenal kadrosu, Hamza Hoca’nın taraftarın beklediği yeni kahraman olup olmadığı konusunda ciddi soru işaretleri oluşturmuştur.
Galatasaray kenar yönetimi ancak 0-2’den sonra Podolski’li Arsenal karşısına Tarık-Bruma sağ kanadıyla çıkılmayacağını keşfetmiş ve Tarık’ın önünü kapatması için Umut’u sağa çekerek Bruma’yı sola göndermişti. 2.yarı ise bir adım daha ileri giderek takımın aşırı ofansif oyunculardan kurulduğunun farkına varıp, Tarık’la beraber Burak’ı da soyunma odasında bırakmıştı. Böylece 2.yarı Sneijder destekli presçi tek santrafor Umut ile ve de Flamini-Ramsey değişikliği ardından A2 takımı görünümlü Arsenal’e karşı daha dengeli bir oyun oynanabildi. 2. Yarı yapılan bu oyuncu ve de formasyon değişiklikleri en azında hocanın hatasını görebildiğini ve de doğru/yerinde müdaheleler ile düzeltebildiğini umut etmemize ve O’na olan ümidimizi muhafaza etmemize yolaçtı.
Maçın pozitif yanlarını ele alırsak en başta Emre Çolak demeliyiz. Mükemmel oynadı. Emre’nin stoperler önünde oynaması kalitelerini sergilemesine yol açtı. Zaten ısrarla tüm hocalarca kanatta oynatılmasına rağmen yeri ortasahanın ortasıdır. Son iki maçta oyunu çift yönlü oynayabileceğini ispatladı. Bu noktada; O’nu ilk defa bu rolde oynatmayı akileden Hamzaoğlu’nun hakkını vermeli ve kutlamalıyız. Galatasaray o bölgede çok iyi bir oyuncu kazandı.
Öte yandan hoca değişikliği sonrası takımın “12. adamı” olan Yasin, oyuna girdikten sonra iyi işler yaptı. Sol forvet pozisyonundan sıkça topla dribling yaparak şut veya pas ile sonlandırdığı ataklar yarattı. Takımın oyununa bençten gelerek ivme kazandırdı.
Sneijder ise attığı muhteşem frikik golüyle tüm Avrupa’ya ‘Ben buradayım’dedi.
Sonuç olarak 2014-15 CL sezonu Galatasaray tarihinin, en berbat, en acı verici ve de yakışıkalmayan periyodu olarak geride kalmıştır. Ancak unutulmasın ki “Yel kayadan ancak toz alır”.