Tüm yorumcular ağızbirliği etmişçesine aynı şeyi söylüyorlar. ”Fenerbahçe dünkü Beşiktaş’ın Galatasaray galibiyeti sonrası şampiyonluk yarışını bırakmış” diyorlar. Haklılar maalesef. Daha maçın ilk 5 dakikasında görüldü ki, ortaya düşen, defanstan seken toplarda Fenerbahçe’li futbolcular ortada yoklar. Basan yok, koşan yok, konsantrasyon diye bir şey hiç yok. Hakikaten de Mario Gomez’in gol vuruşunu yaptığı anda lig bitmiş bizimkilerin kafasında.

O yüzden kimse ”neden çift santraforla başlamadık”, ”o oynamasaydı da bu oynasaydı” diye düşünmesin. Böylesine bir ruh haliyle Fenerbahçe’nin bu akşam sahadan galibiyetle ayrılması hiç bir farklı diziliş ya da futbolcuyla mümkün değildi. Bazı maçlar kafada kaybedilir. Örneğin Fenerbahçe bu sezon Antalya deplasmanını daha sahaya çıkarken kaybetmişti. 2 maç fazlasıyla alınan farklı liderlik gereksiz bir rehavet yaratmış, ”şampiyon olduk” havasına girilmişti. O gün fazla rehavet yüzünden yenilmiştik, bugün ise erken havlu atmak yüzünden.

Bakın geçen sezon da Fenerbahçe şampiyonluğa Başakşehir deplasmanında veda etti. O maça da çok kötü başlamıştı takım ama bir kaç isyankar oyuncu çıktı. 2-0’dan 2-2’ye getirdiler oyunu. 7 kişi kalmalarına rağmen neredeyse 3.golü atıyorlardı. O gün de olmamıştı, bugün de olmadı ama en azından sahada kendini parçalayan futbolcular görmüştük o zaman.

Daha sonra küçücük bir teselli olsa da sonuçta Galatasaray’la oynanacak bir Federasyon Kupası finali var. Bugünkü maçtan sonra bir dağılma yaşanmasını engelleyecek ve finale hem fizik hem de konsantrasyon olarak %100 hazır çıkılması sağlamalılar.
Ardından daha önceki yıllarda olduğu gibi sansasyonel transfer haberleriyle taraftarın gözünü boyamaya kalkmasınlar. Ya da bir günah keçisi ilan edip onu itibarsızlaştırma politikası güderek gündemi değiştirmeye çalışmasınlar, çünkü taraftar hakikaten artık bunları duymak istemiyor.

Ve ardından o görkemli kupa ile alkışlar içinde ”veda” etsinler.
mail : alp.eralp@abcspor.com
twitter : @alperalp72