Türk basketbolunun sayı kraliçesi ve aynı zamanda çok mütevazi bir isim sevgili Gülşah Akkaya ile geçtiğimiz günlerde kendisinin bilinmeyen yönlerini, basketbola olan tutkusunu ve ileri ki hayatında neler yapmayı planlandığını anlatan çok tatlı bir röportaj gerçekleştirdik.
Gelin şimdi hep birlikte Gülşah Akkaya kimdir kendisini yakından tanıyalım.
GÜLŞAH AKKAYA BASKETBOLA NASIL BAŞLADI?
İlk basketbola tanışmam bütün bir süreç olarak yaşamımın parçası oldu. Denizli’de spor okulu ile basketbolla tanıştım. Önce ailem beni jimnastiğe yazdırmıştı. 7-8 yaş dönemleri vardır ya; işte çocuğun gelişimi için nereye yazdıralım diye düşünürken, beni jimnastiğe yazardırlar. O spor okulunun olduğu yerde basketbol spor okulu vardı, bende kaçıp kaçıp orada basketbol oynuyordum. Oradaki antrenör beni görüp, ailemi çağırıyor ve diyor ki; kızınız gelip burada basketbol oynuyor. Beni o arada keşfetti diyebilirim, hatta birkaç kere bir sınıf arkadaşım ile birlikte bana ilk turnike atmayı öğretti.
Denizli’den babam işi dolasıyla İstanbul’a döndüğümüz zaman o spor okulundan koptuk. Daha sonra ilkokul 5.sınıfta İstanbul’a geldik. O yaz, dedem subay olduğu için bulunduğumuz bir kampta Galatasaray in antrenörlerinden biri beni gördü ve küçük takım da oynamam için beni Galatasaray’a yönlendirmek istedi ama benimle daha sonra irtibata geçmediler.
KİMDİ BU ANTRENÖR HATIRLIYOR MUSUNUZ?
Maalesef Kaan hatırlamıyorum.
GALATASARAY ANTRENÖRÜ SİZİN İÇİN NELER SÖYLEDİ?
Bana dedi işte sende yetenek var gel seni şu antrenörler ile irtibata geçirelim. Ama dediğim gibi aileme dönüş olmadı.
İLK OLARAK NEREDE BAŞLADINIZ?
Enka’da başladım denilebilir. Hafta sonları oraya gidip idman yapmaya çalışıyordum. Enka’nın küçük takımı olmadığı için bana lisans çıkaramadılar.
OKUL DURUMUNUZLA TUTUKUNUZ OLAN BASKETBOLU NASIL AYARLADINIZ?
Anadolu Lisesi sınavları başlamıştı. Bu arada biz Bakırköy’de oturuyoruz ve Bakırköy- Enka arası uçurumdu. Oralara bazen tek başıma gidip gelmek zorunda kalıyordum, ailem dolasıyla bu duruma sıcak bakmıyordu. Beyoğlu Anadolu Lisesini kazandım artık eğitim önemliydi. Zira ailemde eğitime çok önem veriyor. Beyoğlu Anadolu Lisesinde ortaokul tadında bir takım kurduk, çünkü sporla ilgili bir yapıları yoktu ve eğitim ağırlıklı bir kurum idi. Işık lisesi ile maçlar yaparken lisanslı sporcuları izlemeye gelen bir antrenör beni gördü ve çok yetenekli buldu. Hemen ailemle irtibata geçti. Tabi ki ailem okulla birlikte yürümez diye ilk başta sıcak bakmadı. Antrenör bana tshirtun arkasında Gülşah yazacak diye söyledi. Ben de bunu duyunca ailemi, notlarımı düşürmeyeceğime söz vererek ikna ettim. Ve ilk olarak Deniz Nakliyatta lisanslı sporcu olarak basketbol oynamaya başladım. A takım hocaları Vesco ve Savaş Gökbayrak’tı. Burada oynarken işte Fenerbahçe ve Galatasaray beni altyapıdan transfer etmek istedi. Daha sonra evime yakın olmasına rağmen Galatasaray iç karışıklığı yaşaması sebebiyle aradan çekilince ve o zamanki antrenörümün, ailemi yönlendirmesi sonucu Fenerbahçe’ye transfer oldum.
FENERBAHÇE’DE OYNAMAK SİZİN TERCİHİNİZ MİYDİ?
15 yaşındaydım, olaylara çok vakıf değildim. Küçük bir dünyam vardı, okul ve topu potadan atma.
AİLENİZİN TAVRI NASILDI BU SÜREÇTE?
Onlar Galatasaray’a gitmemi istiyordu çünkü Galatasaray’ın antrenman yaptığı yer, evime ve okula çok yakındı.
FENERBAHÇE’DE HANGİ ANTRENÖR İLE ÇALIŞTINIZ?
Göksel Zeren.
FENERBAHÇE’DE Kİ SÜRECİNİZLE EĞİTİMİNİZİ NASIL AYARLADINIZ? ÇÜNKÜ BUNDAN MUZDARİPSİNİZ DOĞAL OLARAK
Fenerbahçe’de hem genç hem A takımda oynadım iki sezon boyunca. Son oynadığım genç senemde ben ailemle karar alıp oynamayalım dedik çünkü üniversite sınavı vardı. Benim hayalim Boğaziçi Üniversitesine girmekti. Kazandıktan sonra tekrar devam ederiz dedim. Kulübüm de, oynayarak sınavlara hazırlanabileceğimi söyledi.
KAÇ DİL BİLİYORSUNUZ?
İngilizce. Onun dışında Japonya eğitimi aldım maalesef geliştiremedim.
AMERİKA’YA GİDİŞ NASIL OLDU?
Ailem Fenerbahçe’ye şöyle demişti. ‘’Amerika basketbol bursu veriyor bu sene oynarsa Gülşah Amerika’ya gider, orada eğitimini tamamlar geri gelir demişti’’. Fenerbahçe’de buna onay vermişti. Ben o sene Fenerbahçe’de oynamaya devam ettim. Amerika’yla temas halindeydik, onlar bana burs vermeyi kabul etti. Sezon sonu, Fenerbahçe ile masaya oturduk, kendilerine gidiyorum dedim, onlarda çok iyi bir teklifle gelmişlerdi ama eğitim ağır bastı ve ben Amerika’ya gittim. 17 yaşındaydım daha.
AMERİKA’DA NELER YAPTINIZ?
1,5 sene Toledo üniversitesindeydim. Toledo benim için zor geçti. Adaptasyon süreci malum, 17 yaşında oraya gittim, ailemi çok özledim, kültürüne alışmada zorlandım. Toledo, Ohio eyaletinde, kışları da çok sert gecen bir şehir. Büyük zorluklar yaşadım.
TOLEDO’DA DEVAM MI ETTİNİZ YOKSA BAŞKA ÜNİVERSİTE ARAYIŞINA MI GEÇTİNİZ?
Hayır devam etmedim. Aileme okulu değiştirmem lazım ben buraya adapte olamadım dedim. Üstelik beni okula davet eden antrenör başka okula geçmişti ve beni yanında götüremedi. Ben başka antrenör ile çalışmak zorunda kaldım. O da kendi oyuncuları getirince işler daha zor oldu. Şöyle düşün; Fenerbahçe’de 17 yaşında A takıma çıkıyordum, sorumluluklar alıyordum ama Toledo da freshman olmanın bütün handikaplarını yaşadım. O yüzden de okul değiştirmek istedim. Ailemde kabul etti. Miami’de Lynn Üniversitesine gittim,2,5 sene orada okudum. Sansıma da okulda, benim gibi diğer ülkelerden gelen, ilk gittikleri okullara adapte olamayan iyi, Enternasyonal oyuncuların okul değiştirip geldikleri bir takım idi.
MIAMI’DE Kİ SÜREÇ DİĞERLERİNE GÖRE DAHA İYİYMİŞ. NELER YAPTINIZ LYNN’DA?
Sayı kraliçesi oldum, ödüller aldım. NCAA de All-American takımlarına seçildim. Üniversitemin son senesinde bir karar vermem gerekti. Ya Türkiye’ye dönecektim ya da hayatıma Amerika da devam edecektim. Senior senemde OPT dedikleri çalışma iznine başvurdum, Amerika da kalmak için. Sezon sonu da, WNBA takımlarında Houston Comets in Training kampına gittim. Okulum bitince, Fenerbahçe de dönmemi istedi. Ben de bir sene kendime basketbol için şans vermeye karar verdim ve Türkiye ye dondum.
FENERBAHÇE’NİN DIŞINDA SİZE TEKLİF SUNAN TAKIMLAR VAR MIYDI?
Vardı ama federasyonun koyduğu bir kural var idi. Normal şartlarda serbest kalıp diğer takımların tekliflerini değerlendirme hakkim olması gerekirken, beni yeni kurala dâhil ettiler ve sadece Fenerbahçe de oynayabileceğimi söylediler.
TÜRKİYE’YE DÖNÜŞ. PEKİ, BURADA Kİ ADAPTASYON SÜRECİNİ NASIL ATLATTINIZ?
Biraz sıkıntılı oldu. İlk senemde çok zorlandım, sezon sonunda da basketbolu bırakma kararı aldım. O yaz, Fenerbahçe de coach değişikliği oldu ve Zafer Kalaycıoğlu Fenerbahçe’ye geldi. Zafer abi beni aradı bana şunları söyledi ‘’ Senin geçen sene yaşadığın sıkıntıları biliyorum bu şekilde olmayacak bana güven ne olur geri dön ‘’ dedi.
SİZİN TASARRUFUNUZ NE OLDU BU YAKLAŞIMLA İLGİLİ?
Benim için ağır geçen olaylardı ve tekrar aynılarını yaşamak istemiyordum. Bir yanda da basketbola duyduğum sevgi ve açlık vardı. Zafer Abi beni konuşarak ikna etti ve kendime bir şans daha verdim basketbol için.
ZAFER KALAYCIOĞLU SİZE VERMİŞ OLDUĞU SÖZLERİ TUTTU MU?
Zafer abi bana verdiği bütün sözleri tuttu ve Fenerbahçe’de oynadım ki; benim için en iyi sezonlardan bir tanesiydi Zafer abi sayesinde.
EĞER ZAFER KALAYCIOĞLU SİZE DÖN DEMESEYDİ AKLINIZDA NE GİBİ PLANLAR VARDI?
Modellik ve mankenlik ajanslarından teklifler gelmişti. Bende sporcu kimliğimle bu tarz projeleri değerlendirmek istemiştim ama benim istediğim konsepte yakın durumlar olmadığı için bu tarz tekliflere sıcak bakmadım.
FENERBAHÇE’DEN SONRA YUNANİSTAN MACERASI YAŞADINIZ. BURADA NELER YAPTINIZ?
Orada çok sevildim. Sevilmemin en büyük nedenlerinden bir tanesi de İbrahim Kutluay’ın orada olmasıydı. İbrahim’in oraya gitmesi müthiş bir sansasyonel olaydı hiç şüphesiz. Benim de oraya ikinci Türk ve de bir kadın sporcu olarak gitmem çok iyi izlenimler bıraktı Yunan halkında.
PANSERRIAKOS ‘DAN SONRA WNBA’DE OYNADINIZ. BU SÜRECİ BİRAZ ANLATIR MISINIZ?
İki tane Pre Season maçında oynadım. Son 12 kişilik kadroya giremedim.
Texas’ta WNBL denilen bir alt ligde oynadım orada şampiyon oldum.
RAMAT HASHARON SERÜVENİ BUNDAN SONRA BAŞLADI. BURADA ÇOK TALİHSİZ SAKATLIK YAŞADINIZ. NASIL YAŞANDI BU SAKATLIK?
İsrail’e geç katıldım öncelikle bununla başlayalım sevgili Kaan. Takıma gelir gelmez, ertesi gün maça çıktım. O zamanlar çok popüler Vince Carter’ın ayakkabılar vardı, tabanları trambolin gibi. Bende de bileksiz modeli vardı ve ilk maçımda rakibin ayağına basarak, bileğimi burktum ve ligamentlerin bir kısmini koparmışım. Kontratımı iptal ederler korkusuyla, çok kötü olmadığımı söyledim ve sabah aksam tedavi ile 6 hafta kadar, acıyı yuta yuta oynadım.
İSRAİL’E ADAPTE SÜRECİ YAŞADINIZ MI?
Adaptasyon surecim çok kolay geçti. Ramat Hasharon, Tel Aviv’in elit kesimi, aktivitesi bol yerlerden ve zaten Tel-Aviv küçük Amerika diyebileceğimiz bir yer. Herkes İngilizce konuşuyor o yüzdende adaptasyonla ilgili sıkıntı yaşamadım, sadece sakatlığım ile ilgili sıkıntı yaşadım.
İSRAİL’DE ÖĞRENDİĞİNİZ EN ÖNEMLİ ŞEY NEYDİ?
Hayatta hiç bir şeyi, ertelememeyi öğrendim. (Gülerek)
YUNANİSTAN- İSRAİL YAŞAMINIZDA EN ETKİLENDİĞİN ÜLKE İSRAİL O ZAMAN.
Etkilendiğim denir mi bilemem ama hayata bakış açıları bizlerden farklı. İsrail de hayati erteleme diye bir lüksleri yok. 42 yaşındaki fizyoterapistim, 3 çocukla ile master yapmaya Avusturalya ya taşındı ailesini. Biz de 42 yaşına gelince artık insanlar emeklilik planları yaparken orada böyle bir mantalitenin olmadığını gördüm.
TÜRKİYE’YE DÖNMEK İSTİYORUM. HEM FENERBAHÇE HEM GALATASARAY ŞU ANDA BEŞİKTAŞ’DA OYNUYORSUNUZ. BU TARZ GEÇİŞLERDE TARAFTATLARDAN BASKI HİSSEDİYOR MUSUNUZ? BU TARZ OLUMSUZLUKLARLA KARŞILAŞTINIZ MI?
Hayır, hiçbir sıkıntı yaşamadım.
CEM AKDAĞ ILE YILDIZINIZ BARISMADI MILLI TAKIMLARDAN. PEKİ, SİZİ NEDEN GALATASARAY’A ÇAĞIRDI?
Fenerbahçe de oynadığım dönemde, 22 yaşımda A Milli ye davet edilmiştim. Uçakta yanıma Cem Akdağ oturdu ve bana bir konuşma yapmıştı. 3 numara için boyumun çok kısa ve artık gardların benim boyumda olduğunu; benim fundamentalim da gard ve iki numara için çok yetersiz olduğunu söylemişti. Bu beni çok üzmüştü. Sanırım, hiçbir zaman onun kafasındaki oyuncu profiline uymadım.
Galatasaray’dan teklif geldiğinde, bir önceki sezon Mersinde çok iyi bir sezon geçirmiştim. Sayı kraliçesi oldum, takımı sırtlayan isimlerden birisiydim. Ben Amerika’da yazımı geçiyordum ve Amerika numarası kullanıyordum, beni o gün bir numara aradı ve ben o telefonu açtım. Cem Akdağ’dı telefonun ucundaki, bana ‘ Evet milli takımda sıkıntılar yaşadık ama burada şampiyon olacağız ve sana ihtiyacım var dedi’ bende düşünmeye başladım. İki senelik kontrat teklif ediliyordu. Hem İstanbul da olacaktım ailemin yakınında, hem de bir yazımı en azında hangi takıma gideceğim, nasıl bir ortamda olacağım kaygısı olmadan geçirecektim. O telefondaki konuşma tarzı ve tutumu benim teklife olumlu bakmamı sağladı.
CEM AKDAĞ VERDİĞİ SÖZLERİ TUTTU MU?
Söz denilemez sadece bana milli takımdan farklı olacağını söylemişti ama Galatasaray da da sıkıntılar yaşadım. Hatta o sene 2007 Avrupa Şampiyonasından önce, Ağustos ayında bana milli takımdan affımı istesem daha iyi olacağını söyledi. Eğer şampiyonaya gidersem, beni çok az oynatacağını hatta oynatacağını bile söyledi. Ben de bunu kabul etmedim ve takımla olmak istediğimi söyledim hangi şart olursa olsun.
KEŞKE CEM AKDAĞ YÖNETİMİNDE Kİ GALATASARAY’A GELMESEYDİM DEDİNİZ Mİ?
Evet dedim.
GALATASARAY’DA 1 SEZON KALDINIZ SONRA İSPANYA’YA GİTTİNİZ NELER YAPTINIZ ORADA?
2005 te milli takımda çapraz bağlarım kopmuştu. İspanya da da ayni dizimden tekrar sakatlandım. İstediğim performansı yakalayamadım. İspanya’da El Cadi ve Zaragoza oynadığım dönemler.
DAHA SONRA TÜRKİYE’YE GERİ DÖNDÜNÜZ NEDEN?
Çalışma iznim ile problem çıkmıştı ama ben de bunu bir işaret sayarak sakatlığımı daha iyi toparlama adına dönme kararı aldım.
SON ŞAMPİYON PINAR KARŞIYAKA’YA GELMEK İSTİYORUM. ÖNCELİKLİ OLARAK UFUK SARICA İÇİN NELER SÖYLERSİNİZ?
Müthiş bir atmosfer gördük Karşıyaka’da. Sporcularda ki müthiş açlığı gördük. Bu hem kişisel başarıya açlık, hem de takımsal başarıya.
Ufuk Sarıca için çok ayrı parantez açmak gerekiyor. İnanılmaz bir ortamı yarattı, hedef koydu ve daha önemlisi buna herkesi inandırdı. Oyuncuları motive etmek, hazırlamak, hem taktik olarak, hem psikolojik olarak; bunlara ek saha dışı boyutlarına hazırlamak kolay bir iş değildir. Ufuk Sarıca ve ekibi bunu çok iyi başardı.
HERŞEY İYİ GÜZEL PEKİ GELDİĞİMİZ SÜREÇTE KARŞIYA OYUNCULARINI ELİNDE TUTMADI BUNU NASIL AÇIKLARSINIZ?
Bu zaten için en acı tarafı Kaan. 23 seneden sonra böyle bir başarı yakalıyorsun ama oyuncularını koruyamıyorsun. Diğer kulüpler çok daha yüksek kontratlarla teklif getiriyorlar, oyuncular da haliyle yüksek kontratları tercih ediyor. Oyunculara da kızamıyorsun çünkü bu işin maddi yönü var, aileleri var, birçok faktör düşünmek zorundalar.
FENERBAHÇE’YE GELMEK İSTİYORUM. YAŞLI KURT OBRADOVIC GÖZÜNÜ EUROLEAGUE ŞAMPİYONLUĞUAN DİKTİ. OBRODOVİC İLE İLGİLİ NELER SÖYLERSİNİZ?
İnsanın içinde ki başarı açlığı müthiş bir şeydir. Obradovic her daim bu açıklıkta. CV’sini tartışmaya dahi gerek yok bu açlık insanı bir yerlere getiriyor, Fenerbahçe’de bu açlığın kazanımından faydalanacaktır şüphesiz.
İKİ SIRP’I KARŞILAŞTIRSAK SİZCE OBRADOVIC Mİ IVKOVIC MI?
Bence Ivkovic çünkü Ivkovic Türk oyuncuları rotasyonda çok daha fazla kullandığı için. Obradovic ’de elbette kullanıyor ama Ivkovic daha fazla kullanıyor.
ERGİN ATAMAN İLE 2 YIL DAHA DEVAM EDİLDİ. SÜREÇ GALATASARY İÇİN NASIL OLUR?
Ergin hoca her zaman her yerde söyler ben Galatasaraylıyım diye. Camianın ve taraftarın çok sevdiği bir teknik adam, öncelikle bunu söyleyelim.
Ergin Ataman’ın başarılarla dolu geçmişi var ve tartışmaya dahi kapalı. Bu sene Galatasaray için Euroleague olmadı ama Euro Cup ’ta çok iyi işler çıkartacaktır.
KADINLAR LIGINDE 4 YABANCI KURALI İÇİN NELER SÖYLERSİNİZ?
Geçmiş dönemlerde bu daha az idi. Baktığın zaman benim jenerasyon altım ve üstümün elit oyuncuların yetişmesi, sahada 2 yabancının olduğu dönemlerde gerçekleşti. Biz oynaya oynaya piştik ve 4 yabancılı bir sistemde olsaydık, bu kadar gelişemezdik. Nevriye, Tuğba, Meral, Nilay bu jenerasyon belki de olmayacaktı Kaan.
Uzun vadede baktığımız zaman bu kural değişikliği Türkiye için faydalı mı asla değil. Hem milli takım adına, hem genç sporcu kardeşlerim adına, sporcu adayları adına çok büyük bur handikap. Ben bir ebeveyn olsam, çocuğumu bu kural nedeniyle basketbola yazdırmam çünkü çocuğumun önü kapalı. 4 yabancı kuralının olduğu bir durumda çocuğumu basketbol oynatıp bir gelecek hazırlamam mümkün olmayacaktır.
PEKİ, KULÜPLER BUNU NEDEN İSTEDİ?
Kısa vadede başarı ulaşmanın daha kolay olacağını düşündükleri için sanırım.
OYUNCU BİRLİĞİ KURMAYA ÇALIŞTIĞINIZ DÖNEMLER BAZI SORUNLARIN ORTADAN KALDIRILMASI İÇİN HAMLELER YAPTINIZ MI?
2010 senesinde bazı sıkıntılarımızı bir birlik olarak, tüm oyuncular dile getirdik. O dönemde, Federasyon Yönetim Kurulu üyesi ve aynı zamanda kadınlardan Sorumlu Jülide Sonat bize çok yardımcı oldu ve bu sayede bazı olumlu değişiklikler yapıldı ligimizle ve genç oyuncularla ilgili.
TÜRKİYE BASKETBOL FEDERASYONU HARUN ERDENAY SİZCE NELER YAPAR?
Harun Erdenay’ın çok güzel projeleri var. Daha 3 ay oldu ve projelerini dinlediğimde çok beğendim. O projeler hayata geçtiğinde taş üstüne taş koyarak bu bayrağı taşımaya devam edecek.
TÜRKİYE BASKETBOL DA EKOL MÜ?
Ekol olmak kolay değildir, istikrar ister. Milli takımlarımız da artık senelerdir kürsüden inmiyorlar.
BU SEZON KADINLARDA KİM ŞAMPİYON OLUR? ŞANSINIZ NASIL DEĞERLENDİRİSİNİZ?
Şampiyon kim olur hep birlikte göreceğiz sevgili Kaan. (Gülerek)
SON OLARAK EN BÜYÜK HAYALİNİZ NE?
Hepimizin birçok hayali vardır, hem hayatımızla ilgili, hem de kariyerimizle ilgili. Ama hayal demeyelim de, istek diyelim. Bunlardan bir tanesi İyi bir rol model olmak. Bir sporcuya, bir insana bütün olumsuzluklara ve önyargılara rağmen bazı şeylerin başarılabildiğini gösterebilmek, hayallere ulaşılamasa dahi o yolda yürümeye çalışmanın da bir basari olduğunu anlatabilmek, benim için tarifsiz bir duygudur.
37 yaşındayım, bazı şeyler için bir örnek olduğumu düşünüyorum. Cam tavanı zorladığıma inanıyorum. Genç arkadaşlar aa Gülşah Akkaya şu yaşına kadar oynamış değip basketbolu belki erken yaslarda bırakmak zorunda kalmayıp devam edecekler, bu benim için en büyük kazanım sevgili Kaan.
Saygılarımla..
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
KAAN İLHAN
mail : kaan.ilhan@abcspor.com
twitter : @sinyorrkaan