Akhisar maçındaki rezil futbol ve yoğun eleştirikerin ardından Fenerbahçe’nin maça daha istekli, daha baskılı ve tempolu başlaması bekleniyordu.
İsmail Kartal geçen haftanın en kötüsü Alves’i kulübeye çekmişti. Alves çok önemli bir oyuncu. “Vazgeçilmez değilsin ve kötüysen sana o formayı veremem, Kadlec’in ne günahı var ” manasında doğru bir mesajdı bu.
Webo tercihindeki ısrarı da bence çok doğru. Evet Webo, Webo, Webo.
Ama devre arasına kadar. Tüm sezonu kaldıramaz Webo.
Fenerbahçe ilk yarıda önceki maçlara kıyasla çok da farklı bir görüntü vermedi. Yine pozisyon üretemedi. Yine yavaş oynadı, yine temposuzdu. Bekir’in yediği kırmızı kartla atılmasının ardından gelen motivasyonla ikinci yarıda daha arzulu bir Fenerbahçe izledik.
Maçın ilk 30 dakikasında Fenerbahçe topa daha daha fazla sahip olan takım görüntüsündeydi. 30 dakika boyunca da tek bir pozisyon üretemedi.
Caner’in kullandığı serbest atışta Webo’nun kaleye doğru gönderdiği, Kaleci Kaya’nın içeri aldığı top, uyuklamakta olanları da kendine getirdi.
Ardından çok tartışılacak bir penaltı ile Konyaspor beraberliği yakalayınca maçın heyecanı yükseldi. Ben karar veremedim. Ama eminim ki bu penaltı Fenerbahçe lehine verilseydi Fransız vergi hırsızları tüm hafta pozisyonu konuşurlardı. Neyse!
Ardından Bekir’in Can Arat’ı aratmayacak tarzdaki abuk faülünü hakem kırmızı kartla cezalandırınca Fenerbahçe soyunma odasına 10 kişi olarak gitti.
Diego – Selçuk değişikliğiyle başladı Fener ikinci devreye. Niye Diego ? Neden Selçuk ?
Topal ı stoper, yapıp orta sahayı ön liberosuz bırakmamak için mi, yoksa bir puan da iyidir demek için mi kestiremedim ben.
Kaleci Kaya’nın ikinci ikramıyla da devrenin hemen başında Fener öne geçtikten sonra keyifli bir maç izledik. Konya yüklenmeye çalıştı, Fener Kontradan gol aradı. Tempo arttı.
Fenerbahçeli oyuncular yoruldular, bittiler. Kramplar başladı.
Hele ki aynı anda ceza sahasında, yanyana vaziyette yerden kalkamayan Topal ve Gökhan’ın yer aldığı kare bu hafta çok konuşulacak.
Maçın son on dakikasında Konyaspor baskısı vardı. Kadlec’in çizgiden çıkardığı top adeta maçın kaderini belirledi. Nihayetinde Fenerbahçe zor da olsa üç puanı aldı.
İç sahadaki üçüncü galibiyet oldu. Yani Fener 3’de 3 yaptı.
3’de 3 yaparken Fenerbahçe yine duran toplardan gol buldu. Diğer iki iç saha maçında olduğu gibi yine ite kaka kazandı. Hatta galibiyette Kaleci Kaya’nın önemli rolü vardı.
Fenerbahçeli futbolcular yorgunluktan adeta yuvarlana yuvarlana soyunma odasına gittiler maçın bitiş düdüğünün ardından.
Fenerbahçe fizik olarak çok kötü. Kondisyon da rezalet. Pozisyon üretemiyor.
Demek ki İsmail Kartal sürekli tüketiyor. Ersun Hoca’nın mirası gidiyor.
Fenerbahçe kondisyon problemimi ve oyun şablonunu değiştirmezse İsmail Abi’ni başı çok ağrır. Hele ki deplasman maçlarında!
Gökhan Gönül ve Alper’i çok beğendim. Ikisi de çok ter döktüler.
Maçın anahtarı ise Fenerbahçe’nin ikinci yarıdaki arzulu, coşkulu ve en önemlisi yürekli oyunuydu. Mücadele etmeyene 3 puan yok!
