Koç Ataman yönetiminde iddiaalı bir kadro kuran ve iki kulvarda da mücadele edebilmek adına rotasyonu hayli genişleten sarı kırmızılılar daha hazırlık döneminin ilk günlerinde kötü bir haberle sarsıldılar. Sakatlıklarla boğuşan ve kariyerinin son döneminde tekrar ayağa kalkmaya çalışan, risk alınarak transfer edilen Krstic’e yorgun dizleri daha fazla müsaade etmedi. Durumu ciddi olan ve basketbolu bırakması beklenen Sırp oyuncu ile yollar ayrıldı. Hazırlık dönemine planları ve rotasyonu bozulmadan devam etmek isteyen Galatasaray NBA’de istediğini bulamayan ve takaslandığı 76ers tarafından serbest bırakılan bir ismi, Octopus (Ahtapot) lakaplı Alman kule Tibor Pleiss’ı kadroya katmayı başardı. 2.21 metre boyunda olan 26 yaşındaki pivotu gelin birlikte yakından tanıyalım ve sarı kırmızılılara neler katar değerlendirelim.
2006-07 sezonu ile beraber profesyonel yaşantısına Almanya’nın Köln takımında başladı Pleiss. Burada geçirdiği 2 sezonun ardından fiziği ve yeteneklerini farkeden Brose Baskets onu kadrosuna kattı. İlk sezonunda hem Eurocup’da hem de ligde katkı vermeye başladı dev oyuncu ki 2010 yazında da katıldığı NBA draftlarında 2.tur 31.sırada Nets tarafından seçilmeyi başardı. Sonrasında kariyerine Avrupa’da devam etme kararı alan Pleiss, 2010-11 sezonu ile birlikte Euroleague sahnesine de ilk adımlarını attı Brose forması ile. İstikrarını sürdürdü ve takımının önemli bir parçası haline geldi. Brose ile geçirdiği bu üç sezonunda da Almanya şampiyonluğunu yaşadı. 2012 yazında ise kariyerini bir başka ülkede sürdürme kararı aldı ve İspanya’nın köklü kulüplerinden Saski Baskonia’nın yolunu tuttu.
Euroleague’in değerli uzunları arasına adını yazdırmayı başaran Pleiss gelişimini sürdürdü ve İspanyol temsilcisinin önemli hücum opsiyonlarından biri haline geldi. 2014 yazında bir basamak daha tırmanarak Avrupa’nın en gözde kulüplerinden biri olan Barcelona’ya transfer oldu. Ancak burada gerek aldığı sürelerin azalması gerekse uyum sürecinin uzaması nedeniyle tam olarak isteneni veremedi, katkısı düştü. 2015-16 sezonu için bir çok oyuncu gibi hayalini gerçekleştirmek üzere önüne gelen NBA şansını değerlendirdi ve Jazz (Şubat 2015’te yapılan takasla hakları bu takıma geçmişti) ile anlaştı. Fakat hiç maça çıkamadan geliştirme ligi takımlarından Idaho’ya gönderildi. Ocak ayında tekrar takıma çağrıldı ve 10 maçta yer aldı ama etkisiz kaldı. Sonrasında sezonu Idaho forması ile geliştirme liginde tamamladı.

“Artıları-Eksiler”
Pleiss’ın gerek Avrupa’nın büyük takımları gerekse NBA’in bu kadar fazla iştahının açmasının temel nedeni 2.21’lik boyu, uzun kolları ve buna rağmen yumuşak ellere sahip olması. Ayrıca özellikle işin hücum tarafında bu fiziğe rağmen ortaya koyduğu mobilite de çok değerli. Yüksek tempoya ayak uydurabildiği gibi ikili oyunlarda da ortalama bir devrilme hızına sahip. Bir diğer artısı da mücadeleyi bırakmayan ve temastan kaçmayan bir oyuncu olması. Belki müthiş bir atlet değil ve güç anlamında bazen rakiplerinin gerisinde kalabiliyor ama buna rağmen oldukça iyi bir bitirici. Doğru yerde pozisyon alıyor, iki elini de kullanabiliyor ve zamanlaması gayet iyi. Fiziğine baktığımızda pota altında etkili olmasını bekleriz zaten ama Pleiss kariyeri boyunca orta mesafe atışlarını geliştirmiş ve bunu da bir silah haline getirip, portföyüne ekleyebilmiş bir uzun. Hatta öyle ki 3 sayı çizgisinin gerisinden bile atışlar kullanabiliyor zaman zaman. Bununla birlikte tabii ki dripling üstü bir şut tehdidi yok, genelde perde sonrası dışarı devrilerek bulduğu şutlarda başarılı.
Pleiss özellikle işin savunma tarafında bir çok eksiğe sahip. Öncelikle her geçen gün daha da hızlanan ve NBA’e bu anlamda yetişmeye çalışan Avrupa basketbolunda çabuk ayaklı undersized uzunlara karşı ikili oyun savunmalarında problem yaşıyor. Bununla beraber yüzü dönük olarak hücum edebilen uzunlar onu gayet rahat bir şekilde faul problemine sokabilir. Halen istenilen düzeyde değil fiziği ve ince kalabiliyor alçak postta. Atletik özelliklerinin yetersiz olması da işini zorlaştırıyor. Aynı nedenlerden dolayı hücumda da problem yaşayabiliyor Pleiss. Alçak postta fazla silahı yok, hücumda bulduğu sayıların bir çoğu ya ikili oyunlar sonrası yakaladığı smaçlık pozisyonlar ile ya da hücum ribaundları ile geliyor. Sırtı dönük oyunlarda daha başlarken ne yapacağına karar veriyor, savunmanın ona ne sunduğuna dikkat etmiyor ve buna göre karar vermiyor. Hücumda takım arkadaşlarının ve koçunun ona güvenmesi gerekiyor, mental olarak çabuk düşebilen, zaman zaman ekstra destek görmesi gereken bir oyuncu. Geçmişte hızlı kilo alması sonucu ayaklarında problem yaşamıştı, bu nedenle dikkat etmesi gerekiyor.
