https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

GALATASARAY’DA KONGRE ‘SEVİNCİ’

Okunması Gerekenler

kaan ilhan resimBaşlık manidar olmasına rağmen bu başlıktan keyif alacak tabaka, tabii ki de belli bir yaş üstündeki Galatasaray Liselilerdir! 2011 Mayıs ayında 2998 oy ile Galatasaray’ın 34. Başkanı seçildiğinde camianın ‘kaymak tabakası’ başkan Aysal’ı kabul etmediği,  bunun yanında ise muhafazakârlık anlayışının da tasvip etmedikleri bu süreç içerisinde göze çarpan önemli detaylar.

Galatasaray Camiası 2011 yılı itibariyle yepyeni yapılanma, kurumsallaşma, ileriye dönük büyük başarı hedefleri ile Ünal Aysal’ı başkanlık koltuğunu oturttu. Liseliler bu süreç içerisin de başkanı farklı mecralar yolu ile ‘amiyane tabirle’ resmen kullandı. Başkan bu 40 aylık süre zarfı içerinde branşlarda toplam 27 şampiyonluk elde etti.  Tabi bunlardan en dikkat çekici olanı ilk sezonda Spor Toto Süper Ligde ezeli rakibi Fenerbahçe’nin sahasında elde ettiği şampiyonluktu. Başkanın makam süreci içerisinde ki en büyük başarısıydı bu.

GS DIVANBunun yanında en önemli olgu Fatih Terim’in Galatasaray ‘ın başına getirilmesiydi. Süreçlere girmek istemesem de bir nebze de olsa değinmek zorundayım. ‘Yola çıktığınız insanı yolda bulduklarınız ile değiştirirseniz yolunuzu kaybedersiniz’  işte tam Başkan’ın görevi bırakması ile orantılı bir söz bu.  Burada başkan Liselilerin dolduruşuna geldi de diyebiliriz,  bütün ağır ithamları da kullanabiliriz ama hangi cümleleri söylersek söyleyelim ben bir Galatasaraylı olarak olayın önemini anlatmaya yetmeyeceği kanaatindeyim.

Fatih Terim’in gönderiliş süreci aslında başkanın kendi ipini çektiğinin bir göstergesiydi. Çünkü Fatih Terim Galatasaray camiası içerinde en popüler isimlerden bir  tanesi. Ünal Aysal ise yönettiği şirketlere bakarsanız biraz da ‘benmerkezcilik’  anlayışı hâkim. Liseliler bir kırdırma operasyonu  yaparak Ünal Aysal’ı bu şekilde  bir dolduruşa  getirdiler. Ve Şampiyonlar  Ligindeki Real mağlubiyeti  sadece bir bahaneydi. Ve Fatih Terim  bunu çok  önceden farkederek  kendi gardını almıştı bile.

TERIM2Fatih Terim’in böyle bir gard alması etik miydi sorusu derseniz, bence %100  etikti. Siz böyle birkomployu seçerseniz bedelini  ödemek ile mükellefsiniz!  Bu yaşanılan süreç başkanı koltuğundan etti ve prestij kaybına neden oldu, hem Galatasaray açısından hem de Ünal Aysal açısından. Roberto Mancini, Cesare Prandelli, bu İtalyanların Fatih Terim sonrası takımın başına getirilmesi sonunu bildiğiniz filmi yeniden izlemek gibiydi.  Çünkü siz kendi yönetimiz ile oyuncularınızın arasına set çekmiyorsunuz beton döküyorsunuz, yabancı teknik adamların yaptığı bu! Siz başkan olarak takıma hükmettiğinizi zannederken iletişim sorunları sizin sonunuza hazırlıyor. Bunun elbette bedelini en ağır şekilde Galatasaray Camiası öder ve her anlamda ödedi de!

Tabi sadece futbol ile sınırlandırma getirmeyelim,  basketbolda da bir Federasyon krizi iyi yönetilemedi.  Son maça çıkmamak asla tasvip edilemez, eğer bir sorun teşkil etseydi ki burada ben de ‘evet edecekti düşüncesindeyim’ o zaman kartları da ona göre oynardınız yani kriz çıkacak ben gitmem düşüncesi seri başladığında akla gelemez ortaya yansıtılan bütün söylemler, Fenerbahçe ve Galatasaraylı yöneticilerinin açıklamaları zaten play-off serisi başlamadan sonunda bir krizin çıkacağını belli etmişti. Yani ben bir başarı olarak addetmiyorum.  Türkiye Basketbol Federasyonu’nun yanlı olduğuna inansam da! Tabi buna da alışık olmadığı bir şey camianın bu da hoş karşılandı gibi gözüküyor olsa da asla tasvip edilmedi.

unal aysalVelhasıl Kelam, Sayın Ünal Aysal bir pişmanlık duygusu içerinde bunu her ne kadar belli etmemeye çalışsa da. Kendisinin en büyük prensibi  ‘patronlar işçilerden özür dilemez’  düşüncesi olduğu için sayın başkan bu pişmanlığını dile getiremiyor.

35. Başkan kim olacak sorusu tabii ki de merak konusu, Sayın Alp Yalman kendisine bu görev ikinci kez verildiğinde layıkıyla yapacağına Galatasaray Camiasının inancı tam.

Sayın Başkanım Ünal Aysal’a vermiş olduğu bütün hizmetlerden dolayı teşekkür ederiz.

Saygılarımla…

Yazarın diğer yazıları için tıklayın

kaan.ilhan@abcspor.com

Son Haberler

QUADRUPLE-DOUBLE, NBA TARİHİNDE SADECE 4 KEZ

NBA'de double-double hemen her maç, triple double'da her sezon onlarca kez gördüğümüz istatistiklerdir. Peki ya quadruple-double ? 350 bine yakın oyuncunun...

Benzer Konular