Galatasaray, TTnet ile bir ortaklık yapacak ve toplantı da Türk Telekom Arena’da olacak dediklerinde konuyu aşağı yukarı çözmüştüm. Detayları merak ettiğimden toplantıya gitmek istedim. Ancak kapıdan içeri girmek için biz gazetecilerden TC kimlik numaralarının istenmesi hiç şık olmadı. Şimdiye kadar Microsoft’un sunucu parklarına girdim, TÜBİTAK’ın kriptoloji bölümüne girdim, GSM şirketlerinin hassas iş bölümlerine girdim. Kimse bana böylesi bir paranoya yapmadı.
GS ile TTnet birlikteliği 2010 yılında GSnet isimli ADSL hat satışıyla başlamış. Sonradan araya yine Türk Telekom gruptan Avea ile çıkarılan ortak markalı telefon hattı satışı girdi. Ardından Türk Telekom stadyuma adını verdi. Türk Telekom Grup, hiçbir kulüp ve topluluğa vermediği kadar prim verdi GS kulübüne. Bir şirketin bir kulübe bu kadar yakın olmasını yadırgadığımı yine bu sayfalarda sizlerle paylaşmıştım.
Yeni birliktelik, 50 binin üstünde seyircinin hızlı bir biçimde internete wifi ile girmesini hedefliyor. TTnet genel müdürü Abdulah Orkun Kaya, konuşmasına bu bakış açısıyla başladı. Türkiye’de satılan tabletlerin yüzde 90′a yakınının sim kartının olmadığını dile getiren Kaya, bu bakış açısıyla wifi ne kadar güzel bir şey demeye getirdi. Maça gelen kaç kişi tabletle geliyor sorusunu kimse sormadı.
GS başkanı Ünal Aysal, stadın Türkiye’nin kesinlikle ilk, dünyanın en ilklerinden biri olacağını duyurdu gururla. İzleyicilerin dijital platform ve sosyal medyayı etkin kullanacaklarını söyledi. Bunu söylerken gl görüntülerinin çekilip internete konması durumunda Digiturk’ün ne kadar sert girdiğini bilmiyordu muhtemelen. Olsun. Bir de işin garip tarafı akıllı stat denince hep hızlı internet bağlantısı getirdiler akıllara. Akıl demek hız demekmiş, bunu anladım.
TTnet genel müdür yardımcısı Mert Başar, ki kendisini yakından tanır severim hakikaten güzel insandır, akıllı uygulamalardan bahsetti. Biz akıllı uygulamaların ne olduğunu sormaya yeltendiğimizde ise aslında bunların halen üstünde çalışıldığını, sezonun ilk derbisi olan, 6. haftada oynanacak Fenerbahçe maçına yetişeceğini söyledi. Detay vermedi.
Beni en çok şaşırtan fiyatlandırma tarafı oldu. Söylediklerine göre TTnet’in mevcut müşterileri bu hizmetten stat içinde ücretsiz olarak faydalanacak. Ancak diğerleri ne kadara hangi şartlarda yararlanacak sorusunun cevabı havada kaldı. Şu anda fiyat söylemek doğru olmaz gibi enteresan bir cevap aldık. Ama kredi kartıyla bağlantı satın almak mümkün olacak onu kesinlikle biliyoruz.
İnternetin bağlanması için Ericsson ile bir işbirliğine gidilmiş. Ona neredeyse eminim. Yoksa neden bu şirketin genel müdürü Ziya Erdem toplantıyı gelip seyretsin? 23,5 kilometre kablo kullanılmış bu sistemi kurmak için. 335 farklı bağlantı noktası tasarlanmış. Bunun için Kanada’dan uzmanlar getirilmiş. Stadı parsellere ayırarak farklı bağlantı grupları oluşturmuşlar diye anlıyorum. Herkesin örneğin sağlam bir gol sonrasında internete bağlanması anında bu cihazların her birinin 150′nin üstünde eşzamanlı bağlantı desteklemesi gerekiyor. Yapılan hesaplamalarda 200 megabit internetin yeterli olabileceği öngörülmüş. Ancak oraya 400 megabit internet bağlanmış.
Toplamda 2,8 milyon TL harcanmış olacak. Bu paranın bağlantı ücretlerinden çıkarılması imkansız. TTnet bunu prestij için yapmış olmalı. İyi de yapmışlar. Sosyal medya paylaşımlarının doğru anlarında seyirciyle bir gönül birliği kurmak iyi olacaktır. TTnet’in şu anda toplamda 5 bin Wifi noktasından hizmet verdiğini düşünecek olursanız neredeyse toplam yatırımının onda birini stada yapmış olması Galatasaray taraftarına gurur vermeli.
Bundan haftalar önce Beşiktaş’ın Vodafone Arenası’nda nasıl bir teknoloji olacağını sormuştum şirket yetkililerine. Hemen hemen bugün anlatılan cevapların sorularını yöneltmiştim. Cevap vermemeyi seçtiler. Bunu da tarihe bir minik not olarak düşelim…
SERHAT AYAN