Strasbourg’da Rhenus Sport Arena’da güzel bir atmosfer vardı, salonu kırmızıyla donatmış olan ev sahibi takımın taraftarları ilk dakikalardan itibaren takımlarını çok iyi desteklediler ama bir Abdi İpekçi atmosferi asla yoktu Eurocup finalinin ilk ayağında. Bu arada Almanya’dan ve Fransa’nın çeşitli şehirlerinden gelen gurbetçi vatandaşlarımız da sarı kırmızılılara yanlız değilsiniz mesajı verdiler.
İki takım da adam adama sert savunmayla başladı maça. Temsilcimiz ikili oyunları sürekli adam değişerek savundu ama hücumda McCollum’ın tercih hatalarından doğan top kayıpları skora gitmemize engel oldu. Bu arada Beaubois MVP McCollum’ı çok iyi tutarken Schilb de Collins’e hiç fırsat vermedi.
Strasbourg hücumda Weems’i erken devreye sokmayı başardı. Adam değişimlerinde yaptığımız rotasyon hatalarını şutlarla cezalandırdı Amerikalı forvet. Ayrıca dipten pota altına topsuz yaptıkları katları da efektif kullandılar ilk bölümlerde.
Sarı kırmızılılar hücumda ritmini bir türlü bulamadı. Asist üzerinden sayı bulamadık, McCollum’ın zorlama birebirleri ve Lasme’yi ikili oyunlarda yeteri kadar kullanmamamız 6 dakika geçilirken sadece 4 sayıda kalmamıza neden oldu. Schilb maalesef son maçlarda olduğu gibi yine ortalarda yoktu.
Koç Ataman hücumda kısalarından faydalanamayınca Davis’e döndü ve tecrübeli oyuncunun birebirlerinden faydalandık. Hem yüzü dönük hem de sırtı dönük Strasbourg uzunlarına zor anlar yaşattı. Ayrıca Lasme de kendisinden beklediğimiz şekilde üst üste iki blokla boyalı alanı kararttı.
Savunma konsantrasyonunu hiç kaybetmeyen ve sertlik seviyesini aynı noktada tutan temsilcimiz ev sahibinin havaya girmesine izin vermedi. Hücumda kötü başladığımız ve yay gerisinden de bir türlü aradığımız isabeti bulamadığımız ilk çeyreği sadece 8-7 geride kapattık. İki takım da finalin stresini hayli hissettiler ve basit hatalar yaptıkları için kısır başladı maç.
İKİNCİ ÇEYREK
Howard-Duport ikilisi ile hücum ribaundlarında etkili oldular. Sarı kırmızılılarda da Davis Howard’ı alçak postta işlemeye devam etti, oyunun yarı sahaya sıkıştığı anlarda en önemli skor opsiyonumuz oldu. Bu arada ilk çeyreğin son bölümünde oyuna giren Jerrells da hücumu iyi organize etti ve McCollum’ın aksine soğukkanlı hamleleri ile takımımızı toparlayan isim oldu.
Koç Collet ribaundlarda üstünlüğü ele almışken Duport’u kenara alarak Weems-Howard ikilisine döndü ilginç bir şekilde ki Weems Davis’in arkasında hiç kalamadı.
Sürekli potamıza atak eden Strasbourg karşısında Lasme de tepeye kadar çıkarak yardımlara doğru gelince yapılan penetrelere daha başlamadan müdahele etti, savunmadaki konsatrasyonumuzu kaybetmedik.
Ancak McCollum’ın oyuna girmesiyle yine hücumda aksamaya başladık ve yay gerisinden de çemberi dövmeye devam ettik. Bununla beraber savunmada da direncimiz düştü, ikili oyunları etkili kullanmaya başladılar maç başından beri ilk defa.
Ayrıca Davis’in biraz fazla kenarda kalması ve Green’in son maçlarda olduğu gibi maalesef yine hücumda etkisiz kalması işleri zorlaştırdı ki bu bölümde Micov’un yokluğunda Schilb de bir türlü destek veremedi. Sırp oyuncunun akıllı penetreleri ve pasları ile hücuma kattığı derinliği sağlayamadı. Hücumda yaşadığımız dengesizliği iyi değerlendiren Strasbourg açık alanı kullanmaya, koşmaya başlayınca tekrar skora ortak oldu.
İlk yarının son bölümlerinde ise takımımız adına hücumda maçın yıldızlarından Micov ve Collins’in düellosunu izledik. İki oyuncu da takımlarını sırtlayan isimler oldular ve eşitliğin bozulmasına engel oldular. Faul çizgisinden 6/9 ve yay gerisinden 0/9 oynadığımız ilk yarıyı sert ve istikrarlı savunmamızla 24-23 önde kapamayı başardık ki Strasbourg’u da üçlük atışlarda 1/10’da tuttuk.
ÜÇÜNCÜ ÇEYREK
Temsilcimiz adına ilk yarının savunmadaki yıldızı Lasme ve hücumdaki yıldızı Micov ikinci yarıya da etkili başladılar. Bu arada ilk yarının suskun ve birbirlerini tutan isimleri McCollum ile Beaubois da devreye girdi.
Ama Strasbourg’un hücumda biraz hareketlendiğini gören sarı kırmızılılar yine Lasme’nin liderliğinde savunmada kemerleri sıktı. Rakibine üst üste top kayıpları yaptırdı temsilcimiz ve onların geri koşma probleminden de faydalanarak üst üste kolay sayılar bulduk. Farkı 8 sayıya çıkardık çeyreğin daha başında.
Ev sahibi adına 37 yaşındaki tecrübeli Campbell oyuna ağırlığını koyup üst üste 5 sayı bulurken biz de Lasme’yi faul probleminden korumak adına Davis’i oyuna sürdük. Davis yine hücumda aradığımız isimdi ve skora katkı verdi ancak savunmada Fofana karşısında çok zorlandı tecrübeli uzun. Davis’in iki faullü olmasından iyi yararlanan ve sürekli potaya giden Strasbourg bu açığımızı kullanarak farkı eritti. Lasme’nin kenarda olmasının avantajını iyi değerlendirdi Campbell liderliğinde Strasbourg.
Davis’in de 3 faulle kenara gelmesi sonucu koç Ataman yarı sahada sıkışan hücumlarımızda kilidi açmak adınatekrar Jerrells’a döndü. Amerikalı guard ilk yarıda olduğu gibi hem gerektiğinde skoru buldu hem de takımımızı iyi organize etti. O oyundayken Micov da Schilb de daha verimli oldular. Tek problem ise Campbell’ın karşısında savunmada yaşadığı problem oldu. Tecrübeli guard bu periyotta en çok canımızı sıkan isim oldu.
Maalesef sarı kırmızılılar Lasme’nin de 3 faullü olmasının etkisiyle penetreleri engellemek adına fazla gömüldüler ve Strasbourg ilk yarının aksine buna Leloup ve Campbell’ın üçlükleri ile cezayı kesti, skorar ortak oldular.
DÖRDÜNCÜ ÇEYREK
İki takım da “tüm kaçırma haklarımızı ilk yarıda kullandık” dercesine Schilb ve Leloup’un üçlükleri ile başladılar maça. Temsilcimiz adına problem ise penetre pas oyununda kolay geçilmemiz ve dolayısyla 3 sayı savunmamızın düşmesi oldu. Bir diğer kötü haber ise daha 2.dakika geçmeden Lasme’nin 4.faulünü alarak kenara gelmesiydi.
Maalesef 3 sayı savunmasındaki problemimiz devam etti. Lasme’nin sahada olmaması ve refleks olarak yine fazla gömülmemiz Campbell ve Leloup ile üst üste üçlükler bulmalarına neden oldu. İlk yarının aksine de bu atışları yüzdeli olarak değerlendirmeye devam ettiler 3.çeyrekte olduğu gibi. Özellikle Campbell bulduğu şutların yanında yaptığı asistlerle de takımını çok iyi yönetti, penetreleri ile adam eksilterek savunmamızı deldi sürekli.
Hücumda ise Schilb bitirici olarak olmasa da yaratıcı olarak devreye girmeye başladı. Özellikle forvetten Davis’e attığı paslarla Weems’e karşı yakaladığımız bu eşleşme avantajımızı sürekli diri tutmamızı sağladı.
Koç Ataman son 3 dakikaya girilirken mecburen 4 faullü Lasme’yi de oyuna aldı. Fakat Davis ile beraber hem ikili oyunları savunmada zorlandılar hem de hücumda istediğimiz verimi alamadık.
Asist üzerinden skor bulamayan, Micov ile Davis’i devreye sokamayan ve birebirlere kalan temsilcimizde koç Ataman’dan bir hamle daha geldi. McCollum’ı oyuna alarak hem penetreler ile çizgiye gitmeyi istedi koç hem de el yakan topları MVP’nin kullanmasını istedi tıpkı Gran Canaria maçında olduğu gibi. Amerikalı guard da bu beklentilerin hepsine olumlu cevap verdi oyuna girerek.
Bitime 2 dakika kala McCollum aradığımız sayıları bulmuşken ve takımımız havaya girmişken skorboard arızasından dolayı duran oyun konsantrasyonumuzu negatif etkiledi, kontrolü kaybettik. Strasbourglu oyuncular yaptıkları penetreler sonrası faul çizgisine giderek farkı 8 sayıya çıkarırken Davis’in perdeleme esnasında yaptığı hamle sonrası 5 faulle kenara gelmesi de canımızı sıktı.
Maç sonunda savunmada aksayan McCollum’ı kenara alan ve Jerrells’ı oyuna süren koç Ataman, savunmayı istediği seviyeye çekmeyi başardı. Hücumda ise Schilb’in güçlü bitirişi ardından basketfaul çıkarması ile rahatladık. Kaçan faul atışının ardından aldığımız hücum ribaundunu değerlendirebilseydik farkı 2 sayıya indirebilecektik, fırsatı kaçırdık.
Sarı kırmızılılar finalin ilk ayağında, sezonun en kötü hücum performanslarından birini sergilediği Strasbourg deplasmanında sadece 4 sayı ile kaybederek büyük avantaj yakaladı, kupaya çok ama çok yaklaştı. Bir kez daha gördük ki Abdi İpekçi’de penetre-pas sonrası 3 sayı savunmasına dikkat ettiğimiz sürece Strasbourg rahat yenebileceğimiz bir takım.
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
Mail: fersu77@abcspor.com
Twitter: @fersudeniz
