GALATASARAY ABDİ İPEKÇİ’DE TURLADI

İki takımın arasındaki güvenlik anlaşmaları gereği Abdi İpekçi’de Pınar Karşıyaka taraftarı yer almadı. Bunun da etkisiyle sarı kırmızılı taraftarlar tribünleri tamamen doldurarak müthiş bir atmosfer yarattı, Karşıyaka Arena’daki gibi etkili ve zorlu bir atmosfer vardı yine misafir takım adına.

Maç başlarken salonlarda görmeyi çok arzuladığımız ama bunun yanında sıkça görmesek de ara ara gördüğümüz ve artık kesinlikle görmek istemediğimiz olayları bir arada yaşadık.

Galatasaray’ın Euroleague ve NBA’deki organizasyonlardan esinlenerek serebral pasi hastası Yusuf Okur ile bir günlük sözleşme imzalamış olması ve onu bu maçta seremoniye çıkarması çok önemli ve değerli bir hamleydi. Umarız tüm kulüplerimiz bu ve benzeri sosyal sorumluluk projelerine daha fazla önem verirler.

Diğer taraftan takımlar ısınırken tribünlerden gelen yabancı maddenin Karşıyaka yardımcı antrenörü Servet Özsüner’e isabet etmesi ise maçın tatsız anıydı, neyse ki ciddi bir sağlık problemi yaşanmadan olay atlatıldı.

İlk maçın aksine koç Ataman’ın Göksenin yerine McCollum ile başlaması ve Jones’a gerekli baskının yapılmaması ile Jones’un rahat oyun kurması, Karşıyaka’nın set hücumlarında daha organize olması. Buna karşın McCollum da hücumda hayli yırtıcı başladı Jones’a karşı ve etkili de oldu.

Karşıyaka beklendiği gibi Lasme’yi yormak adına Iverson’ı bolca kullandı ilk bölümde.

İki takımın da savunma sertliği ilk maça göre düşük, baskı yok.

Tempo yüksek iki takım da potalarını savunmada zorlanıyorlar ve rahat penetre eden kısalar ikili oyunlar sonrası uzunları da besliyor.

Galatasaray’ın penetre eden oyunculara iki savunmacıyla konsantre olması ve savunma ribaundlarında problem yaşamaları, Karşıyaka’nın ikinci şans sayılarından bolca ekmek yemesi.

İlk 5 dakika geçmeden Iverson’un 3. faulünü alması, maçın kritik anlarından biri. Onun çıkmasıyla Karşıyaka da tempoyu bir vites daha arttırıp Jones odaklı birebirlerle skora gitmeye çalıştı.

McCollum’ın belki baskıyla değil ama bloklarıyla Jones’u oyundan düşürmesi önemliyidi. Hücumda da zamanında oynadığı birebirler ve Lasme’yi ikili oyunlarda iyi kullanması ile takımını bir adım öne taşıdı.

Çeyreğin son bölümünde iki takım da alan savunması deneyince üst üste isabetli üçlükler geldi karşılıklı olarak.

İki takım da boş atışlardan faydalanamadı çeyrek başında.

Sonrasında Wright-McCollum düellosunu izledik. Özellikle McCollum birebirler sonrası bulduğu orta mesafe atışlarla çok etkili oldu.

Iverson’ın erken faul problemine girmiş olmasını kullanan koç Ataman Lasme’yi daha 2.periyotun başında dinlendirme fırsatı buldu.

Iverson’ın yokluğunda alçak postta etkinliği kalmayan Karşıyaka uzunlarının ikili oyunlarını Davis-Lasme ikilisi ile, çabuk ayaklarla, sürekli adam değişerek daha iyi savunan ve çaldıkları toplarla Karşıyaka’yı cezalandıran Galatasaray.

Ayrıca McCollum’ı birebirde durduramayan ve penetrelerini karşılamak için gömülen Pınar Karşıyaka’yı sarı kırımızılılar dış şutlarla cezalandırmaya başladı.

Sonrasında Iverson’ın yokluğunda boyalı alanı kapatmak adına alan savunmasına dönen Karşıyaka’yı sarı kırmızılılar üçlüklerle cezalandırmaya devam etti. Bitime 4 dakika kala 9-0’lık seri geldi Galatasaray’dan ve fark da 9 sayıya çıktı ilk kez.

Alan savunmasında topa da baskı olmaması sarı kırımızılıarın hücumda rahat top çevirmelerini ve iyi organize olmallarını sağladı.

İlk yarının son bölümünde sahnede yine McCollum vardı, attıkça savunmada da etkili oldu.

Karşıyaka’nın hücumda hiç organize olamaması ve kullandıkları zorlama atışlar da Galatasaray’ın ekmeğine yağ sürdü. Kolay hızlı hücum sayıları bulan sarı kırmızılılar devrenin bitimine 3 dakika kala farkı ilk kez çift hanelere çıkarmayı başardı.

Kenan’ın organize ettiği ikili oyunlar sonucu Gabriel ve Kerem’i iyi kullandı Karşıyaka, bu şekilde skor buldular kısır geçirdikleri ikinci çeyrekte ve ayakta kalmaya çalıştılar.

Schilb, Micov, Davis, Lasme ile, neredeyse 4 uzun ile oyuna başlayan Galatasaray, Karşıyaka’nın ilk yarının son bölümündeki etkili ikili oyunlarını da sürekli adam değişerek durdurdu.

Micov’un Carter karşısında sürekli penetre ederek devreye aktif başlaması ve hücumda yokları oynayan Carter’ın henüz ilk 3 dakika geçmeden 4.faulünü alması.

Jones’un hücumda takımını organize etmekte zorlanması ve Karşıyaka’nın hücumda yanlış şut seçimlerine devam etmesi.

Carter’ın faul problemi sonrası Jones,Wright,Can ile mecburen 3 kısaya döndü Karşıyaka.Ama buna rağmen hücumda tamamen kontrolü kaybettiler ve erken atışlar sonrası geri koşmada da problem yaşadılar.

Aceleci davranan Karşıyaka’ya cezayı kesen ve hızlı hücumlarla kolay sayılar bulmaya devam eden sarı kırmızılılar farkı 16 sayıya kadar çıkardı çeyreğin ilk 4 dakikası geride kalırken.

Savunmada konsantrasyonu düşen Galatasaray karşısında rahat skor buldu Karşıyaka ancak yeniden oyuna giren Iverson’ın 4 faullü olması ve çemberi korumakta agresif olamamasını sarı kırmızılılar iyi değerlendirdi, farkın erimesine atarak izin vermediler.

Ayrıca Iverson’ın ikili oyun savunmasındaki zaafından da faydalanan ve Lasme’yi çok iyi kullanan bir Galatasaray vardı.

Jones kenardayken Wright’ın oyunu gereksiz forse etmesi, buna karşın Can’ın potaya akıl dolu penetreleri sayesinde Karşıyaka en azından skor bularak ayakta kalmaya çalıştı. Galatasaray bu bölümde potayı korumakta zorlandı.

Buna karşın geri koşmakta zorlanan ve Galatasaray’ın temposunu düşüremeyen Karşıyaka savunmada istediği direnci bir türlü sahaya yansıtamadı. Sarı kırmızılılar bu nedenle rahat skor bularak farkı korudu.

Son çeyreğe girilirken Karşıyaka halen savunarak değil atarak maçı kazanma mentalitesi ile sahaya çıkmıştı. Galatasaray da bu zayıf ve dengesiz savunmayı yüksek isabetli dış atışlarla cezalandırdı,farkı 20 sayının üzerine çıkardı ilk kez.

Karşıyaka’nın deplasmanda oynadığını unutup oyunu Galatasaray’ın istediği gibi yüksek tempoda oynamak istemesi ve aceleci atışlar yapmasına sarı kırmızılıların maç boyu olduğu gibi organize hızlı hücumlarla karşılık vermesi farkında açılmasına neden oldu.

Akıllı oynayan ve garanti hızlı hücum yoksa tempoyu düşürüp oyunu yarı saha basketboluna yıkan ama pas ritmini kaybetmeyen Galatasaray hem Karşıyaka’yı savunmada yordu hem de extra paslarla boş atışlar buldu.

Bitime 5 dakika kala Galatasaray’ın taraftarının desteği ile beraber ortaya koyduğu arzulu oyun karşısında mental olarak da havlu atan Pınar Karşıyaka, ilk yarıda gösterdiği mücadeleyi ikinci yarıda gösteremeyince ve özellikle savunmada hiç varlık gösteremeyince Eurocup’a da veda etmiş oldu.

Maçı daha çok isteyen ve inanan taraf olan Galatasaray ise ilk dakikalardan itibaren McCollum liderliğinde hücumda çok etkindi. Amerikalı skorer sahada her şeyi yaptı, maçın yıldızıydı. Tabi Iverson’ın erken 3 faulle neredeyse 1,5 çeyrek sahada yer alamamasını da hem savunmada hem de hücumda çok iyi değerlendirdiler. Sarı kırmızılılar savunmada ise zaman zaman ortaya koydukları sertlik ve agresiflikle rakibini yıldırmayı başardılar. Özellikle ikinci yarıdaki etkili ve dominant oyunuyla rahat bir galibiyet alan Galatasaray Türk gecesinde adını çeyrek finale yazdıran takım oldu.