Alman futbolunun yeni yükselen değeri Heidenheim, Münih’e iki saat, Stuttgart’a ise 90 dakika uzaklıkta, Bayvera’nın hemen altında yer alan 50.000 kişilik bir kasaba.
Şehir, 12. yüzyıla ait Helen Stein Schloss adlı bir kale altında yerleşmiş. 50 bin kişilik kasabanın 30’a yakın spor branşları olan takımlarına ait stad ise The Voith Arena.
Voith fabrikası ana sponsorları. Kurucuları ise oradaki mühendisler.
Günümüze dönersek; dün gece tarih yazdı küçük kasaba takımı ve solukları kesen maçta Bundesliga vizesi almayı başardı!..
Almanya’da bir gün arayla yaşanan 2 futbol mucizesi tarihe geçti…
Önce 27 Mayıs’ta Dortmund’un sahasında Mainz ile 2-2 beraber kalıp, şampiyonluğu Köln deplasmanında 89. dakikada attığı golle Bayern Münich’in kazanması sonrası, dün de destansı bir uzatma periyodu izledik Jahnstadion Resenburg’da.
Frank Schmidt kulübe geldiğinde, bir koşu pistinin dışında sadece 700 kişilik tribün vardı ve etrafı ağaçlarla çevrilmişti. 4-5’nci liglerden kazıya kazıya gelip, sonunda Bundesliga vizesi aldı Heidenheim.
Mali yönden dar boğazda olan kulüp, maaş harcaması açısından alt sıralardaki takımlardan biriydi. 18 takımlı ligde 15 milyon euro toplam maaş üstü 5 takım ve üstlerinde de 8 takım bulunurken, 9 milyon Euro civarı maaş harcamasıyla sadece dokuzuncu sıradalardı.
Ancak tüm bu zorluklara rağmen çok başarılı bir sezon geçirdi Schmidt’in takımı. Savunmadayken adam adama basketbol gibi paylaşım ve geçiş hücumlarında sürat ve başarı, çok ekmek yedirdi Heidenheim’a.
Sezonun ilk yarısında da sadece iki kez mağlup olan takım, düşük bütçesine rağmen 3. sırada girmişti 2’nci devreye..
Devre arasından sonra sadece üç maç kaybederek sezonun final maçına çıktılar. Zaten küme düşmüş SSV Jahn Regensburg’a karşı kazanmaları yetiyordu. Ya da olası kötü bir sonuçta, Hamburg’un Sandhausen deplasmanında kazanamamasını bekleyeceklerdi.
Hamburg erkenden golü bulmuş ve kendi iplerini kendileri kesmek zorunda kalmıştı.
Son haftaya bir üst ligdeki B.Dortmund gibi lider giren ve yine Dortmund gibi 2-0 geriye düşen Heidenheim, ilave süre tabelası kalktığında 2-1 gerideydi. Uzatma dakikalarına iki gol bulması gereken bir durumda girmişler ve bir nevi mucize bekliyorlardı.
94. dakikada Heidenheim’e verilen penaltıyı Jan-Niklas Beste gole çevirdi ve durum 2-2 oldu. Ardından, 99. dakikada, Tim Kleindienst golü (buna benzer bir senaryoyu Man City, 2012’de 90+ 7’de Aguero golüyle yaşamıştı), kasaba takımını Bundesliga’ya çıkarttı!..
Aşırıya kaçmadan (biraz da mecburen), bonservissiz serbest oyuncu politikasıyla geldikleri nokta tek kelimeyle takdire şayan.
Asist, gol istatistiği birçok sol açıktan önde olan, sol bek Jan-Niklas Beste (12 gol, 12 asist), orta saha oyuncusu Denis Thomalla (8 gol, 5 asist) ve sezonu 25 golle bitiren forvet Tim Kleindienst, onları Bundesliga’ya taşıyan en önemli 3 oyuncularıydı diyebiliriz. Tecrübeli kaleci Kevin Müller de bu üçlüye eklenecek ilk isim.
Schmidt’in en büyük gücü ise iletişim. Başarılı teknik adam takımın tamamının Almanca konuşmasını isteyecek kadar kuralcı, disipline çok önem veriyor ama oyuncularla abi-kardeş hatta çok yakın arkadaş gibi, harika bir ast-üst ilişkileri var. Bugüne kadar kurduğu takımlarda hep “ikinci bir şansı arayan oyuncularla yola çıkması” yine onun alameti farikalarından ve çoğundan da randıman almayı başardı başarılı hoca.
Tabi şimdi Bundesliga’da yüzecekler. Rüzgar, hava, rakipler çok daha sert, puan-puanlar aslanın ağzında değil midesinde olacak ama göreceksiniz, 400-500 milyon dolarlık bütçelere karşı şampiyon olacaklar demek tabii ki hayalperestlik olur ama bir Avrupa kupasına katılma derecesi neden olmasın?
ABC SPOR
@ABC_Spor
