https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

FESTINA SKANDALI, FESTINA AFFAIR

Okunması Gerekenler

Bisiklet tarihinde ne yazık ki sayısız doping hikayesine rastlayabiliriz. Ana parametresi dayanıklılık olan bu sporun, en büyük skandallarından biri bugünkü yazı konumuz; orjinal ismiyle The Festina Affair.

Olayın başlangıç noktasını ile start verelim. 11 Temmuz’da Dublin’de başlayacak 1998 Fransa Bisiklet Turu’na üç gün kala Fransa’nın Belçika sınırında, gümrük polisinin Festina bisiklet takımından (süvanyörü) Willy Voet’in aracını durdurmasıyla başlar.

Dublin’e doğru yol alan aracın bagajında Fransa kanunlarına göre suç unsuru teşkil eden doping ilaçları bulunur. Voet göz altına alınır ve soruşturma başlatılır. Memurlar arabanın içinde çeşitli ilaçlar, eritropoietin (EPO), çeşitli steroidler, şırıngalar, sayısız amfetamin ve anabolik steroid bulmuş, bomba etkisi yaratmıştı bu şok olay!..

Bir nevi “bizlere Susurluk Kazasını hatırlatan” ve basit bir polis araması derken, Matruşka misali açıldıkça domino etkisi yaratan bu skandal, daha önce var olduğu konuşulan hatta herkesin emin olduğu ama bir türlü kanıtlanmayan doping denen yaratığı tüm dünyanın gözleri önüne sermişti net kanıtlarla!..

23 Temmuz’da Festina takımından dokuz sporcu ve üç takım görevlisi polis tarafından gözaltına alınırken, kapsamlı testlerden geçirilerek kan, saç ve idrar örnekleri alınmış. Sadece Christophe Bassons temiz çıkmış ve takımda doping yapmayan tek bisikletçi olduğu açıklanmıştı.

1998 Fransa Turu böyle bir ortamda, şok edici olayların gölgesinde efsane bisikletçi Marco Pantani’nin zaferiyle sonuçlanmıştı ama bu zafer olayların o kadar gölgesinde kalmıştı ki..

Fransız ünlü Liberation gazetesinin o günlerde bisiklet sporuna attığı “Lağım Çukuru” başlığı çok aşağılayıcı ama çok doğru bir betimleme idi.

Ortaya çıkan bu iğrenç ötesi skandalın tek olumlu yanı; Festina etkisiyle EPO maddesini tespit eden testin geliştirilmesine ve WADA’nın kurulmasına hız verilmesi oldu, ama hırsıza kilit vurulmaz. İlk çıkışı taaa milattan 800 yıl öncelere dayanan** bu sporun gölge partnerinin, bir sonraki bisiklet sporu bombası, efsanelerin efsanesi Lance Armstrong ile bir kez daha karşımıza çıkacaktı!..

Bu hırsız polis oyunu tabii ki ve maalesef hala devam etmekte. WADA yasaklı maddelere her geçen gün-ay-sene yenilerini ekliyor. İllegal labaratuarlarda da yenilerini üretiyor. Hatta eraser yani siliciler. Teknoloji gelişirken, karanlık yüz de aynı paralelde!..

Bu doping denen sporun gölge partnerinde, radara yakalanmak kimseyi korkutup, bu işten vazgeçirmediği gibi, insanların gözünü kör eden, beynine 1 saniye dahi çıkmazcasına yerleşmiş “ne olursa olsun kazan” desturu “insan denen en tehlikeli yaratık var olduğu sürece de” sonsuza dek de devam edeceği malumun ilanı…

** Olimpiyat Oyunlarının ilk defa gerçekleştiği M.Ö .776 antik Yunan Dönemi’ne kadar gidiyoruz. Tarih kitapları der ki; afyon suyunun yoğun kıvamlı bir hali olan ve felemenkce “Doop” olarak adlandırılan bir içki doping olarak kullanılmış!. Afrikalı Zulu savaşçılarının, kahramanlığı artırmak amacıyla kullandıkları üzüm kabuğundan yapılmış alkollü bir içeceğin adından türemiş.

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Son Haberler

KRİKET AMERİKA’DA NEDEN ÇOK POPÜLER DEĞİL

Bazı spor dalları belirli ülkelerle özdeşleşmiştir. Bugünkü yazı konumuz kriket dendiğinde de akla gelen ilk 3 ülke; Hindistan-Pakistan ve İngiltere. Peki...

Benzer Konular