Aslında bayrak dediğin şey, 3 mt saten, bez parçası nihayetinde.Sembol olarak kullanıldığında kutsal olur, uğruna canlar verilir.
Aslında forma dediğin şey de, Jarse kumaşdan dikilme bir bez parçasıdır.
Mevzu bahis olan şey Fenerbahçe formasıysa orda bi duracaksın arkadaş!
Sen Fenerli renkdaşım. Sen de bi dur ve dinle.
Kurtuluş Savaşı’nda İngiliz İşgal Kuvvetleri Komutanı General Harrington’ın arabasını çalıp Mustafa Kemal’e hediye eden casusların aslında birer futbolcu olduğunu ve bu casusların futbol oynadığı kulübün de Fenerbahçe olduğunu biliyor musun ?
Balıkçılık Yapıyoruz diye İngiliz Askerlerini kandırıp Anadolu’daki kurtuluş mücadelesi için Silah Kaçakçılığı Yapan Kalecilerin, Defans Oyuncularının ve Forvetlerin oynadığı futbol takımının da Fenerbahçe olduğunu biliyor musun?Emperyalizme karşı verilen ilk bağımsızlık savaşının aktif katılımcısı, emperyalist kuşatmayla çevrilen bir ulusun tek moral kaynağı, tek umut ışığının bir spor kulübü olduğundan ve bu külübün de şanlı Fenerbahçe olduğundan haberin var mı senin ey Fenerli renkdaşım ?
Sen Şehit Arif’i bilir misin?
Galatasaray maçında takımını yalnız bırakmamak için atına atlayıp cepheden tam 26 saat süren bir yolculukla papazın çayırına gelip top oynayan Arif’i??
Dört nala derbiye koşan sadece Arif miydi?
Bir de Galip Kulaksızoğlu vardı. Vatan savunmasından Fener savunmasına at koşan Galip?
Tanır mısın bunları??
Ya Basri’yi?
Mehmetçik Basri’yi.
Ağzı burnu dağılmış, kafası sarılmış vaziyette doksan dakikayı tamamlayan, devrin ilk biyonik topçusunu?
Ya Bego Ahmet’i bilir misin ?
Iki dizinde birden menisküs olan Bego’yu?
Şamyel ( Otomobil iç lastiği) bağlayıp dizlerine sahaya çıkan Bego’yu.Marş da adı geçen nice kahramanlar.
Nice nice FENERLİLER var daha. Yaz yaz bitmez.
Cihatlar, Lefterler, Canlar, Fikretler, Zeki Rıza’lar ve daha niceleri.
Fener forması ağırdır. Taşıması zordur.
Fenerbahçelilik bir kültürdür. Bir ekoldür.
Öyle doğuştan falan olmaz.
Aşık olacaksın, okuyacaksın o külütürü, öğreneceksin. Sonra zaten ölürsün uğruna ister istemez.
Her yetenekli oyuncu o formayı taşıyamaz, o formayı giyse bile.
Her tekmeye kafa koyan da taşıyamaz o formayı.
O formayı giyen her oyuncunun unutmaması gereken tek şey, o formayı daha evvel kimlerin giydiği.
Volkan ile ilgili yazdıklarım pek çok kişinin hislerine tercümanlık etmiş.Pek çok kişi de kızmış bana. Küfür falan bile etmişler.
Canları sağolsun. Bil mukabele deyip geçtik.
Volkan’a da bu arada 3 maçlık bir oynamama cezası gelmiş.
Az bulan var, çok bulan var. Onu tartışmıyorum.
Volkan’ın şahsı ile ilgili en ufak bir sorumum olamaz. Tanımam da kendisini.
Kaleciliğini zaman zaman eleştirdik.
Son 10 yılındaki kaleciliği ile bir devre damga vurduğunu da söyleyebiliriz.
Fenerbahçeliliği de aşikar. Gerçekten bu renklere gönül vermiş. Son derece samimi buluyorum Fenerbahçelilikle ilgili söylemlerini.
Galatasaray stadında poposuyla top stopu yaptığında da eleştirmedim, Lincoln’ü kovalarken de, Melo’nun tepesine çıktığında da.
Maç atmosferi başkadır mutlaka. Kimsenin siniri çelikten değil.
Hangimiz küfüre kayıtsız kalırız, tepki vermeyiz?
O da nihayetinde bir insan. O da tepki verecek elbet.
Maç sonu yapmış olduğu açıklamaları son derece yersiz olduğu için, Fenerbahçelilik kültürüne ve beyefendiliğine yakışmadığı için eleştirdik.
Dedik ya, O formayı daha evvel Cihat giydi. Can giydi. Lefter giydi.
Bego Ahmet giydi. Şehit Arif giydi. Mehmetçik Basri giydi.
Melo’yu herkes biliyor. Herkes biliyor onun ne denli çirkef olduğunu.
Önce herkes kendi vicdanın da şu soruya cevap vererek başlasın işe:
Maç sonu açıklama yapan Melo olsaydı ve deseydi ki:
– Bazı ayılar şehre inmiş. Hatta sahaya inmiş. Belediyeyi burdan göreve davet ediyorum, gelsin bu ayıları toplasın, yoksa ben müdahale etmek zorunda kalacağım. Müdahale edeceğim etmesine de ceza almaktan korkuyorum.
Ve federasyon da Melo’ya 3 maç ceza verseydi.
Az mı bulurdun, çok mu bulurdun?
Ben inanıyorum ki çoğumuz az bulurduk.
Fanatizm bir noktada gözümüzü kör etmemeli.
Kendi oyuncumuzu savunacağız diye de Fenerbahçeliliğimize ihanet etmeyelim.Dedim ya, Fenerbahçelilik sadece kayıtsız şartsız takıma destek diye algılanmamalı. O bir kültürdür aynı zamanda.
Volkan futbolu bırakma yaşlarına geldi, hala aynı hataları yapıyor.
Volkan’a fazla yüklenmeyelim, takımımızın oyuncusu. Iyi kaleci. Lazım bize.
Tamam buna da eyvallah. Haklısınız.
Arkadaş, Volkan’a iyi yaptın demek de nesi?
Neden hep Volkan var bu tarz işlerin için de?
Neden hep Emre var. Kelleni alırım işareti yapan Emre değil mi ki defalarca ırkçı söylemlerle yargılanan?
Nesine sahip çıkacağız??
Bizim futbolcumuz, iyi futbolcu, tekmeye de kafa koyuyor diye eleştirmeyecek miyiz??
Volkan sen adamsın, bravo mu diyeceğiz?
Kendi köpeğini, kendi takımını, kendi dinini, kendi milliyetini, kendi partilisini çok sevmekle çok iyi bir yobaz olunur ancak.
Adam olmak istiyorsan, başkasının köpeğine de, siyasi görüşünü de, başkasının dinine de, milliyetine de tahammül edeceksin!!!
Maç oynanmış, bitmiş. Kupayı da almışsın.
Varsa Melo ile bir hesabın aç telefonu konuş.
Hatta kıstır bi kuytuda ağzını burnunu dağıt.
Emin ol, pek çok Galatasaraylı bile oh çeker.
Üstünde Lefter’in forması varken sus.. Sus ve sadece işini yap!
Yokluğundaki 3 maçta yenilmiş her hatalı golün sebebi sensin Volkan Kardeş.
Dua et üçünü de kazanalım.
