https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

FENERBAHÇENİN RÖNESANSI

Okunması Gerekenler

BURAK BELGENVe Fenerbahçe Camiasında beklenen oldu!

Camiası lafını bilerek yazdım çünkü oylamanın 25 milyon Fenerbahçeli arasında olsa % 90-10 gibi açık bir makasla biteceği aşikar ama yarısına yakını son 2 senede üye olan toplam 25.000 kişinin “oylarını ne yönde kullanacakları bilinmezi” önümüzdeyken..

Korkulan olmadı. Vizyon, hoşgörü, kalite, iki aday arasında saymaya kalsak 1000’den fazla uçurum derecesinde fark olan özelliklerden, açık ara önde olanı açık farkla kazandı ve de aslında kısa-uzun istisnasız her vadede bakarsak da; Fenerbahçe!

Unutmadan; Aziz Yıldırım’a da bu 20 sene boyunca yaptığı tesisler, amatör şubelere katkı, devlet eli değil kendi emeğiyle stad, 90’lara kadar kulübün kanını emen grupları yok etmesi ve hepsinden de önemlisi; 3 Temmuzdaki dik duruşuna bizden de kocaman bir alkış ve bunları inkar eden “en hafif tabirle ayıp etmiş oluru” eklemek boynumuzun borcu..

Saha dışından içine dönersek; spor genelinde başarısız olduğunu söylemek de zor, onla kazanılan amatör branşlardaki çıkış, akabinde gelen basketbol ve voleyboldaki şampiyonluklar, Olimpiyatlara gönderilen sporcular, Avrupa’da kazanılan kupalar, finaller ama ya amiral gemisi futbol özelinde..!

Ben olaya zaten başka yönden bakıyorum; Aziz Yıldırım her O’nu eleştireni düşman diye nitelendirmeyen, geçimli bir insan olup camia bütünlüğünü sağlasa ve futbolda başarılı olsaydı bile Ali Koç kalibresindeki biri adayken, yine gitmeliydi diye düşünürdüm. Bunu en pozitif bakışla bile “elinde Alex varken, Messi-Ronaldo’yu tercih etmemek” gibi görüyorum.

Gidenin arkasından sallamak en kolay şey ama artık geçmişi deşmenin, konuşmanın, tek tek madde madde “şunu bunu yaptı, yapmadı ya da bozdu” demenin kimseye bir faydası yok. Etik olarak doğru değil de..

Biz bugüne ve geleceğe dönelim.. Son 20 senede ilk kez “Gerçek Bir Seçim” yaşadı sarı lacivertliler. Ali Koç değil de bundan önceki adaylardan biriyle potaya girse, devam diyenlere hak verebilirim ben de, katılabilirdim belki ama bu sefer ki aday çok başka bir boyutta, hele de bugün geldiğimiz durumda tek kelimeyle “kulübün başına gelebilecek nokta vuruşuydu”.

Bunu Aziz Yıldırım’a oy veren binlerce kişinin de çok net gördüğünü, FB’nin iyiliği-geleceği için hangi adayın daha faydalı olacağını bildiklerini ama “ahde vefa diye ve bitmeyen 3 Temmuz davaları nedeniyle” O’nun lehine oy kullandıklarını düşünüyorum.

Şimdi ALİ KOÇ var. Bu topraklar için çok çok özel bir isim ama elinde sihirli değnek yok. Hele de sırtında elini kolunu bağlayacak çok ağır FFP gibi bir kıskaç varken kimse “Messi imza atmış, Ronaldo da arka kapıda hazır, gel denmesini bekliyor” hayalindeyiz sanmasın ama kulüp en azından yine tek vücut olacak. Bölünmüşlük, küslükler kalkacak, Bağdat Caddesi-Kadıköy maç öncesi ambiyansı, elektriği ile eski havasına bürünecek ve tribünler full çekecek.

Fenerbahçe Voltranı oluşturduğunda neler olduğunu 3 Temmuz’da yaşadık hep beraber. Askeri, basını, iş adamı, halkı, hemen herkes korkudan titreyerek, A bile diyemeden altına bez bağlayıp?! başını kuma gömerken, kadını-erkeği, çoluğu-çocuğu, “dik duruşuyla” bu vatan haini terör örgütü ve yardakçılarına taaa o zamandan göstermişti Camianın büyüklüğünü..

Bu akşam Rönesans yaşamıştır Fenerbahçe. Kartlar bugünden sonra yeniden dağıtılacak ve futbol özelinde son yıllarda geriye düşmüş de olsa, ülkenin güç, rating, şaşa, heybet, NY Times gazetesine bile konu olacak kadar kudreti ve rakiplerin en az 100 katı ilgi çeken seçim atmosferi ile tartışmasız “gelmiş, geçmiş ve gelecekteki en büyüğü” tekrardan “futbolda başarı anlamında da” zirveye yerleşecek en kısa zamanda..

Fenerbahçe seçimleri; 95 senelik Cumhuriyetimizin belki de en önemli seçimini bile gölgede bırakıp, NY Times’lara konu olabiliyor, daha 1 hafta önce son şampiyon ezeli rakibinin seçimlerini kimse takmazken, TV’lerde senin başkan adaylarının rating’leri Cumhurbaşkanı adaylarını katlıyorsa..!

Geçelim beklentiye; futbolda şampiyonluk özlemi ve başarıya açlık tabii ki hepimizin uykularını kaçırıyor ama ana hedefler yani asıl özlenen-beklenen: kurumsal yapı, vizyon, sevgi ve tonlarca su almış gemi misali tam gaz batan kulübün ekonomik yapısı..

Fazla uzatmadan; bu dakika itibarıyla Türk Sporundaki “esas oğlan” yuvaya geri dönmüştür. 3 Haziran 2018, yeniden doğuşudur Siyah Çoraplıların ve sarı lacivert Rönesans olarak tarihe geçmiştir..!

Yazarın diğer yazıları için tıklayın

mail: burak.belgen@abcspor.com

twitter: @BurakBelgen

Son Haberler

QUADRUPLE-DOUBLE, NBA TARİHİNDE SADECE 4 KEZ

NBA'de double-double hemen her maç, triple double'da her sezon onlarca kez gördüğümüz istatistiklerdir. Peki ya quadruple-double ? 350 bine yakın oyuncunun...

Benzer Konular