Kendimi Fenerbahçeli bildiğim yaş 6 idi, tarih de 1980 Eylül’ü.. Ondan önce her çocuğun caka sattığı, yani kim şampiyon olursa meyillendiği dönem. Normal yani, en azından bizim mahallede..
O zamanlar Fenerbahçe ürünü satan mağaza yoktu, bırak lisanslı ürünü falan…Annem halk pazarından sarı lacivert eşofman aldığı zaman şairin söylediği gibi “çocuklar gibi sendim”, dört takla atar, amuda kalkardım.
Babam bir gün 58 Chervolet’in camından sarı lacivert meşin topu gösterdiğinde oyundan kopup turboya taktığımı biliyorum.
Aylardır o topu dışarıya çıkarmadım, ne kadar futbol oynasak da yüzü eskimesin diye. Plastik topun yoğun olduğu dönemde meşin topun altın değerinde olduğunu dün gibi hatırlarım. Üstelik bir de sarı lacivert ise…!
9 yaşında ilk maçıma gittiğimde çubukluları karıştırmıştım. Canlı olarak gördüğüm ilk golde 1 saniyeliğine de olsa çok sevinmiştim, ta ki o golün Ankaragücü’nden geldiğini öğrenene kadar..
11-12 yaşlarında ortaokulda arkadaşlarımla maçlara gitmeye başladığımda bugünkü sevdamın tohumları yeşermeye, mahsul vermeye başlamıştı.
Aşkıma, sevdama, renklerime ihanet etmedim, Kadıköy’de dönüma kadar ıslandığım, 1-2 yenildiğimiz Aydınspor maçı dahil…
Battal boy çöp torbasının içinde satılan köfte ekmekten mi, ne oduğu belirsiz yediğimiz yumurtalı sandviçten mi…iyi ki yemişim, bugün nostaljisi, hatırası yeter!
Fenerbahçeli olmak, her dönemde pozitif yön veren adam olmaktır. Fenerbahçeli olmak, atalardan gelen ilklerin öncüsü demektir. Fenerbahçeli olmak, olmayanı yapmak, aksi gidenin tersini savunmak, bozulan düzeni düzene sokmaktır.
Fenerbahçeli olmak, ekonomiye yön vermektir, ülke gidişatına yol çizmektir.
Alınan mağlubiyettte onun bunun gıdıklamasına, dalgasına burun kıvırmak, bıyık altından gülmektir. Fenerbahçeli olmayı taşımak ağırdır, hazmetmektir. Eleştirmeye göğüs germek, eyvallah demektir. Büyüklüğünü tartışanlarda akıl aramak aptallıktır. Fenerbahçe Cumhuriyettir. Fenerbahçe Türkiye’dir, Türkiye de Fenerbahçe…
Hayatım boyunca kimseyi rencide etmeyen, Atam’ın ilke ve inkılapları doğrultusunda hareket eden, zeki, çevik ve ahlaklı taraftarı olan ben, insanların sevdasına, renklerine, armasına saygılı olmaya devam edeceğim. Her ne kadar imam gazlasa fırtına kopsa bile…Fener yenilince dost düşman ortaya çıksa bile…
Biz medeniyetin kurucusu Atatürk’ümüzün sevdalı olduğu bir takımın taraftarı isek ona olan inancımızı, bağlılığımızı sonsuza dek yerine getirmek adına ahlakımızı korumalıyız….ve Fenerbahçeli olmanın ağırlığını, zorluğunu taşımalıyız.
Bir gönül ve ölüm borcumuz var ise, bu varsın Allah’tan sonra vatanımız, Atatürk ve Fenerbahçe için olsun! Gerisine itibar etmeyeceğimiz için HAYIR’lara vesile olsun..!
mail: burak.pinarbasi@abcspor.com