Bu haftaki yazımızda geçen sezonun başına, yaklaşık 20 ay öncesine döndük.
16 Eylül 2012 Pazar günü Fenerbahçe-Mersin İdman Yurdu maçı, takımımızın cezası nedeniyle yalnızca kadın ve çocuklara oynanıyordu. Biz de o maçı statta izledik . Erkek seyirciler gelemedikleri için biletlerini bize vermişlerdi. Hatırlarını kırmadık, heyecanımızı bastırmaya çalışarak kendimizi hazırladık. Dereağzı Tesisleri’nde kadın taraftarlar buluştuk Orada elimize geçen fazla biletleri, stadın kapısında dağıttık. Kadınlar ve çocuklar harika bir görüntü oluşturmuşlardı. Minik renktaşlarımız bile oradaydı. Maç kendi sahamızda olduğundan herkesin neşesi yerindeydi. Erkek seyirci, evde veya kahvelerde maç izlemek üzere ortalıktan çekilmişti Bir kısmının da basket maçına gittiği söyleniyordu. Olsun, biz biraz acemi de olsak onların yerini doldurmaya gayret edecektik.
Şükrü Saraçoğlu Stadı’na yavaş yavaş girdik. 1907 Tribünü’nü ilk defa görecektik. Asansörle yukarı çıktık, yerimizi bulduk . Koltukların önünde herkesin televizyonu vardı. Hayran hayran çevreyi seyrettik. Takımlar maça çıktı. Stat o kadar heybetliydi ki uzun boylu futbolcular bile ufacık görünüyordu.
Maç başladı. Daha yeni alışıyorduk ki 7. dakikada Ben Yahia’nın serbest vuruşunda top üst direğe çarpıp kalemize girdi. Eyvah, gol yemiştik Hemen takımımızı destekleyen tezahürata başladık ama sürekli gol kaçırıyorduk. 45. Dakikada Alex’in kornerinde Gökhan Gönül’ün kafayla aşırttığı topu Mehmet Topal gole çevirdi. Oh, rahat nefes almıştık.
İkinci yarıda da çok goller kaçtı, biz de sıkıntıdan tribünde dolanıp durduk. 89. Dakikada serbest atış kullanan Meireles topu Baroni’ye verdi. Onun sert şutu Mersin İdman Yurdu ağlarına girdi. Baroni’nin golü yüreğimize su serpmişti. Sahadan 2-1 galip ayrıldık.
O sene, 2012-2013 sezonunda Mersin takımı küme düştü ama 2013-2014 sezonu sonunda tekrar Süper Lig’e çıktı.
O gün iyi ki kazanmıştık. Kadınlar ve çocuklar uğurlu gelmişti, tersi olsaydı herhalde bir daha kolay kolay maça gidemezdik .Ayrıca oyuncularımızı sahada görmüştük. En çok Alex’in sakin ve vakur duruşu dikkatimizi çekmişti. Ayrıca ‘FENERBAHÇE’NİN YÜREKLİ VE YİĞİT KADINLARI’ ünvanını kazanmıştık. Daha ne isterdik?
Ne mi isterdik? Statlarda kötü tezahürat yapılmasın, takımımız ceza görmesin. Maçları kadınlı erkekli, hep birlikte izleyelim isterdik. Haksızlıklara karşı adil yargılanma isterdik. Sadece ülkemizde değil ,dünyadaki 45 Milyon Fenerbahçe taraftarı adına böyle bir dilekte bulunmanın hakkımız olduğunu düşünüyoruz. Ne dersiniz?