Her mağlubiyet üzücüdür ama kendi saha ve seyircin önünde, gruptaki en önemli rakibine karşı oynadığın maçın son 2 dakikasına 4, son dakikasına da 3 sayı önde girip, 6 sayı ile kaybetmek, fazlasıyla can acıtan bir sonuç!
Son dakikalarda öndeyken Gou bomboş üçlüğü atsa, Spanoulis’in pozisyonunda 3 atışlık faul çalınmasa ya da son saniyelerdeki Zisis’e yapılan bariz faulde aynı hakemlerin gözüne perde inmemiş olsa diye birçok neden sayılabilir ama çok net gözüken eksik halkaları, sadece halı altına süpürmeye yarayıp uzun vadedeki gerçekleri değiştirmez!
2 değil, 3 hatta 4 puanlık bir maçı kaybettik ve olası bir F8 durumunda, ilk 2 yani saha avantajını şansını da büyük olasılık şimdiden çöpe attık ama 2.çeyrekteki berbat ötesi savunmayı bir kenara bırakırsak, sarı-lacivertlilerin diğer 3 periyot çok iyi oynamasa da, iyi mücadele ettiğini düşünüyorum.
Benim aklıma takılan ilk konu; 3 tane pivotun var.. Üçünün bu maçta toplam attığı sayı 0, rakamla da yazalım SIFIR! Toplamda aldıkları ribaunt da şaka gibi sadece 3!
Eğer Obradovic bu 3 pivot da çok yönlü oyuncular ve Final Four hedefleyen diğer takımlarda direkt oynarlar diye düşünüyorsa, kusura bakmasın ama bence bunca senelik kariyerini ve basketbol bilgisini BİR KEZ DAHA gözden geçirsin..
Benim gözümde Ivkovic ve Obradovic bu toprakların gördüğü, hatta % 99.99 ileriki yıllarda da görebileceği en önemli Avrupalı basketbol koçları. Ivkovic’in yaşından dolayı da ZOC kesinlikle bugün için, hele de uzun vadeli düşünürsek kağıt üstündeki en doğru seçim.. Ama kimse kızıp, darılmasın, aslını inkar edercesine yaptığı bariz hataları da anlamak mümkün değil..
Zaten kendisi de bu 3’lüden memnun olsa, niye 4 numara Vesely’yi her sıkıştığında 5 numarada kullansın ki ? Obradovic ya da x bir yetkili, neden bu takıma pivot alınmaz, tatmin edici bir açıklama yapsa keşke..
Geçelim gemici tabiriyle kıçtan başa, yani 5 numardan 1 numaraya.. Sene başından De Colo-Teodosic geliyor dendi, sonrasında onlar olmadı ama Calathes tamam diye söylendi, Huertas mı Heurtel mi diye papatya falı açarken, sonuç olarak ise Nikos Zisis geldi. Adı geçen 6 point guard içinde kağıt üstünde en kötüsüydü ama ben de dahil hepimiz sevindik çünkü eldekilere kıyasla tam anlamıyla bir Abdurrahman Çelebi idi…
En azından bu seviyelerde senelerdir oynayan bir isim, oyun kurucu gibi oyun kurucu, asist yapabiliyor, savunma sertliği de fena değil ama ama onun da attığı sayı 0! Rakamla da yazalım SIFIR! Hatta sayı atmamayı geçelim, potaya bir kez olsun bakmadı bile..
Karşı cepheye, Olympiakos’un pg’ına bakıyoruz. Bence son dakikalar haricinde kötü bir gününde olmasına rağmen, Spanoulis’in 25 dakikaya sığdırdığı rakam; tam 16 sayı-6 asist! Tam bir Winner oyuncu olduğunu da maçın sonucunu belli edecek son periyodun son 2 dakikasına 8 sayı sığdırarak hepimizin gözüne bir kez daha sokması da kreması..
Hadi Zisis geldi, F4 adayı diğer rakiplerinin elindeki Spanoulis-Diamantidis- Rodriguez- Huertas hatta CSKA’da bulunan 3 guard da dahil hiçbiri klasında değil ama öyle yerin dibine sokulacak, kötü bir oyuncu da demez gaddarlık olur.. Takımın yıldızı olamaz, tek başına sırtına alıp bir Spanoulis gibi F4’e taşıyamaz ama alıştıkça faydalı da olacaktır.
Tekrar 5 numaraya dönersek; takviye yapılmamasının ve daha da vahimi, bu Fizan’dan görülen eksikliğin konu dahilinde dahi olmamasının bence izahı yok! FB Ülker kurmaylarının sanki ellerinde Dwight Howard varmış, arkasında da DeMarcus Cousins bekliyormuş gibi rahatlıkları cidden takdire şayan!
Zisis-Hickman-Kenan-Semih-Oğuz-Zoric.. Bu 6 isim 20 Milyon Euro’luk kadronun 1-5 rotasyonunu oluşturan basketbolcular.. Eğer basketbolunda B’SİNDEN ANLAYAN x bir kişi, kendi anne-babaları da dahil!!! bu isimlerden herhangi birinin CSKA-Real-Barca gibi diğer F4 adayı takımlarda direkt oynayabileceklerini düşünüyor mudur? İşte bu sorunun cevabı detaya girmeden herşeyi açıklıyor bence..
Basketbolun temel kurallarından biridir topu dolaştırmak. Ben hiçbir FB Ülker hücumu görmüyorum ki, top 5 oyuncu arasına dolaşsın! 4 hatta birçok pozisyonda 2 ya da 3 isimde biten, sokak basketbolu tarzı hücumlar görüyoruz.
Kadrodaki hiçbir oyuncu için kötü isimler denemez ama bizim bütün eleştrilerimiz bu limitsiz bütçeye oranla kurulan, bu ORANTISIZ takıma.. Yani konumuz, ana hedef Eurocup ya da Türkiye Ligi değil, Euroleague ve Final Four!
Avrupa’nın en iyi koçu, belki de en modern salonu, arkasında milyonlarca seyirci desteği ve limitsiz maddi güce sahip bir sponsor varken, çok daha iyi şeyler beklemez hakkımız diye düşünüyorum.
FB Ülker bu kadro haliyle bile F8 yapacak kalitede ve bence kıyısından, köşesinden de olsa yapacaktır da ama bu seyirciyi keser mi? Sanmam! TOP 16’da ilk 2 şansı da mucizelere kaldığına göre, F8 yani eleme turunda saha avantajı da olmayacak ve Real-Barca-Maccabi eşleşmelerinden birinde % 80-90 duvara toslayıp Avrupa macerasını kapatacaklar.
Bir de aklıma takılanları yazmazsam olmaz;
1.Goudelock her maç teke teke sokak basketbolu misali zorluyor ya da uzaktan bolca şut atıyor. Bu takımda niye setleri o hazırlar da, bu kadronun 1 numaralı skor opsiyonuna uygun perdeler, setler hazırlanmaz inanılır gibi değil! Attıkça sorun yok ama atamadığı her sayı, sıfırın altında savunmasından dolayı o kadar çok göze batıyor ki!
2.Vesely’yi pick&roll ile kaçırıp potaya yakın yerde devrilmesini sağlamak lazım. Bu kadar elastik, bir siyah gibi sıçrama yeteneğine sahip beyaz uzun bulmuşsun, onu her hücumda boyalı alanda topla buluşturacağına, orta mesafeden potaya sallatmak zorunda bırakıyorsun, bir ‘inanılır gibi değil’ daha!
3.Bir daha tekrar edelim; Bu takıma diğer F4 adayı takımlardakiler kalitesinde bir pivot alınmaması, Final Four adayı bir takım için tek kelimeyle basketbol cinayetidir!
4.Bir ilginç not da, takımdaki faul atışlarındaki inanılmaz düşük yüzde. Hadi 5/11’lik istatistik bu maç özelinde olsa fazla kaale almayalım ama geçen hafta Novogorod’da da benzer şeyleri yaşamıştık.
FB Ülker faul atışlarında % 45.5 isabet sağlarken, Olympiakos 14/15 attı, hadi onu geçelim, sarı lacivertlilerin faul yüzdesinden daha iyi, % 57.1’lik bir üçlük isabet yüzdesi yakaladılar.
Şimdi üst üste iki deplasman maçı var. Sırasıyla önce İtalya’da Armani Milano ile sonrasında da İspanya’da Malaga karşılaşacaklar. 2 maçta da servis kırıp, Ülker Arena’ya firesiz dönmek şart.
Bunu başarabilirler mi? İki takım da kadro kalitesi olarak FB ayarında ekipler degil. Yani neden olmasın!
Ama bu tarz can acıtan mağlubiyetler sadece puan değil, özgüven ve motivasyon kaybına da yol açar ve ZOC ile kurmaylarının asıl dikkat edilmesi gereken konu da bu..
Yazarın diğer yazıları için tıklayın