Son haftalarda inişli çıkışlı bir grafik çizen sarı lacivertliler şampiyonluk yolundaki güçlü rakiplerinden birini, Real Madrid’i, Ülker Arena’da ağırladı. Son sezonlarda burada sürekli yenmeye alıştığımız ve ciddi eksikleri bulunan İspanyol temsilcisi karşısında tek hedef tabii ki galibiyetti. Fenerbahçeli taraftarlar da bunun bilicinde salonu tamamen doldurmuştu ve çok güzel bir atmosfer vardı. Temsilcimizde Kalinic dışında eksik bulunmazken, Real Madrid’de Kuzmic, Randolph, Ayon, Llull, Rudy gibi çok önemli eksikler vardı.
“Güzel Başladık”
Koç Laso savunmadaki direnci arttırmak ve delici özelliklerini kullanmak adına genç Yusta ile başlayarak sürpriz yaptı. Fenerbahçe ise Sloukas-Wanamaker ikilisi ile, çift oyun kurucu ile başlayarak oyunu kontrol altına tutmayı ne kadar çok istediğini gösterdi. Diğer taraftan 2.22’lik dev Tavares iki pota altında da canımızı sıktı ilk bölümlerde. Neyse ki Wanamaker ve Nunnally’nin cesaretli, akıllı penetreleri ile potaya giderek hücumda çözüm ürettik.
“Wanamaker Devrede”
Çeyreğin ikinci bölümü ile beraber Wanamaker’in alçak posttan sırtı dönük kurduğu oyunlarla Nunnally’nin üçlüklerinden de faydalanmaya başladık, hücuma çeşitlilik geldik. Wanamaker topu elinde az tutarak ve sürekli potaya giderek verimli bir başlangıç yaptı. Diğer taraftan Melli’nin Tavares’i önden savunması ile beraber topu içeri indirmekte zorlanan Real Madrid, Campazzo ve Yusta’nın bir iki penetresi dışında savunmamızın kilidini açmakta zorlandı.
“Ribaundlar ve Savunma”
Melli-Thompson ikilisinin adam değişmelerde dikkatli oynamaları ve son maçların formda ismi Thompkins’i de özellikle 3 sayı gerisinde iyi savunmaları da ilk çeyrekte önde olmamızın temel nedenlerinden biriydi. Ayrıca bu ikili ribaundlarda da hiç sorun yaşamadılar Real uzunlarına karşı. Doncic’in girmesiyle Nunnally hemen genç Sloven yıldıza yapıştı adeta ve onun devreye girmesine engel oldu. Ancak hücumda birebir zorlamalar sonrası dribbling üstü orta mesafe şutlar atmaya başladık. İsabetler gelmeyince de ritmimiz düştü, pas trafiğini ve iç dış dengesini unuttuk. Hücumda biraz daha konsantre olsak ilk çeyrekten farkın çift hanelere çıkması içten bile değildi.
“Carroll- Dixon Düellosu”
İlk çeyrekte tek problem yaptığımız 5 top kaybıydı ve maalesef ikinci çeyreğe de basit top kayıpları ile başladık. Farklı bir beşle başlamamızın da tabi bunda etkisi büyüktü, Dixon, Melih, Datome, Melli, Vesely. Bunun yanında Real Madrid de benchine başvurdu ve Carroll çok iyi geldi onlara, Amerikalı skorer üst üste bulduğu 4 sayı ile Real Madrid’i tekrar skora ortak etti. Ayrıca Doncic’in de hem açık alandaki agresif oyunu hem de set hücumlarında ısrarla potaya gitmesi nedeniyle 4 faul hakkımız daha iki dakika geçerken dolmuştu. Guduric birebirde zorlandı onu savunurken. Ama neyse ki Dixon bugün maça çok iyi gelmiş ve üst üste gönderdiği iki üçlükle Real’in ritm bulmasına engel oldu. Tabi onun fiziksel dezavantajlarını da özellikle Taylor ile işlemeye başladı İspanyol ekibi.
“Real Vidaları Sıktı”
Doncic’in fizik avantajlarını iyi kullanmaya başladılar. Melih ile Dixon takımı organize etmekte sorun yaşadılar. Diğer taraftan Taylor-Maciulis-Reyes üçlüsünü aynı anda sahada tutan Real Madrid savunmada vidaları iyice sıktı. Biz de bu savunmaya karşı pas trafiğini kurup topu içeri indirmek yerine zorlama dış şutlara gittik. Onlar ise bizim aksimize iç-dış dengesini kurup Reyes’i de içeride kullanmaya başladılar. Ayrıca Wanamaker’in savunmada yaşadığı konsantrasyon düşüklüğünü de Taylor ile cezalandırmaya başladı Real ve maça tamamen ortak oldular skorda eşitliği yakaladılar çeyreğin ikinci bölümünde.
“Tavares Kendini Yaktı”
Sarı lacivertliler Reyes’in ağır ayaklarını ikili oyunlarda hemen kullanarak onun adamı üstünden penetre edip Vesely’i de hareketli olarak topla buluşturup skor bulmaya başladılar. Buna önlem alan koç Laso hemen Tavares’i oyuna aldı. Dev oyuncu girer girmez çember savunmasını etkili yaptığı gibi hücumda da ikili oyunlarda onu doğru kullanarak üretime devam ettiler. Neyse ki kendi eliyle ekmeğimize yağ sürdü Tavares ve aynı pozisyonda Vesely’e iki sportmenlik dışı faul yaparak oyundan atıldı ikinci çeyreğin bitimine 2 dakika kala. Zaten kısır bir uzun rotasyonu olan Real Madrid’e karşı çok büyük bir avantaj yakalamış olduk böylelikle.
“Savunmada Konsantrasyon Düştü, Hücumda Organize Olamadık”
İlk çeyreğin aksine savunmada problem yaşadığımız ve potamızı koruyamadığımız bu çeyrekte maalesef Real’in maça ortak olmasına ve bu maçı kazanabiliriz diye umutlanmalarını sağladık. Özellikle çeyreğin son bölümünde yaptığımız basit top kaybı akıllara zarardı gerçekten. İlk yarıyı sadece 6 asist ile tamamlayan temsilcimiz 9 da top kaybı yaptı ve bu sezonun hücum performansı adına organize olmakta en çok zorlandığı bölümlerinden birini geçirmiş oldu. Yine inişli çıkışlı yine konsantrasyon sorunu yaşayan yine basketbol kalitesini ve ritmini maça yayamayan bir Fenerbahçe vardı.
“Real’in Ters Beşi”
İkinci yarı ile beraber koç Laso ters bir beşle parkeye çıkardı takımını. Thompkins’i 5 numarada ve Maciulis’i 4 numarada kullanırken forvetlerde Doncic ile Taylor, oyun kurucu olarak da Campazzo’yu kullandı. Bu beşe karşı biz de Thompson-Melli pota altı ikilisi, Nunnally, Wanamaker, Sloukas beşi ile başladık. Ama maalesef savunmada her topu değişen bu fizikli, çabuk ve diri Real beşine karşı hücumda üretmekte çok zorlandık. Neyse ki Thompson’ı birkaç pozisyonda sırtı dönük kullanmamız ve unuttuğumuz hücum ribaunları ile ikinci şanslar bulmamızla maçta kaldık.
“Doncic Faktörü”
Real ise hücumda Taylor ve Maciulis ile topsuz katlarla savunmadaki konsantrasyon zaaflarımızı iyi değerlendirdi. Ayrıca topu Campazzo’ya teslim edip Doncic’i perdelemede kullanıp onun devrilmeleri ile tam ters köşe yaptılar. Bu devrilmeler sonrası Doncic aldığı toplarda her opsiyonu rahatça kullanınca hem pasları ile hem de potaya gidişleri ile savunmamızı ortasından deldi. Neyseki Wanamaker ve Datome ikilisi ile cevap vermekte gecikmedik. Kısalara baskıyı arttırıp pas trafiklerine biraz çomak sokmamız ile tekrar açık alanda savunma odaklı sayılar bulduk, öne de geçmeyi başardık yeniden. Datome’den üst üste gelen bir üçlük bir orta mesafe nefes aldırdı temsilcimize. Fakat maalesef bu bölümde Doncic alev aldı adeta, gönderdiği 2 kritik üçlükle tam savunmayı sertleştirdiğimiz ve ritm bulduğumuz anlarda sahnedeydi.
“Savunmalar Düştü”
Çeyreğin son bölümünde takımların savunma dirençleri iyice düştü ve karşılıklı hücum performansları izledik. Onlar Doncic-Thompkins ikilisi ile biz de Wanamaker-Datome ikilisi ile rahat skor ürettik. Ama özellikle son toplarda yaptığımız basit hatalar ve Doncic’i birebir savunmada zorlanmamız yine Real’in bol pas ile üretkenliği zirveye çıkarmasına neden oldu. Onların pas ritmlerini, yarı sahadaki verimliliklerini bir türlü düşüremedik ve son çeyreğe de maalesef geride girdik.
4.çeyreğe yine Wanamaker-Datome ikilisinin isabetli şutları ile başladık, hücumda daha ateşli daha diri başladık. Ancak Real, Doncic’in kenarda olduğu bu ilk dakikalarda yine de maçın içinde kalmayı başardı. Nasıl mı? Emektar Reyes’in Ahmet ve Vesely’e karşı hücum ribaundlarında kurduğu üstünlük artı alçak postta aldığı toplar ya çizgiye giderek ya da sayı bularak katkı sağlamasıyla. Maalesef biz ne Carroll’a ne de Campazzo’ya karşı fizik üstünlüğümüzü kullanamadık ki aynı Carroll hücumda Guduric’in tecrübesizliğini çok iyi işledi, rahat skor üretmeye başladı. Bizim maçta kalmamızı sağlayan etken ise koç Obradovic’in Vesely-Thompson ikilisine dönmesiydi. İki atlet uzunumuz ile biz de hücum ribaundlarından ekmek yemeye başladık.
“Geçiş Hücumları ve Geri Koşma Problemi”
Çeyreğin ilk bölümü biterken maalesef hem Nunnally hem de Thompson ile bulduğumuz boş orta mesafelerden skor çıkaramadık. Hücum ribaundları ile yakaladığımız ikinci şansları da sayıya çeviremedik. Tabi bu kadar kaçırınca da kenardan diri bir şekilde, dinlenmiş şekilde gelen Doncic liderliğinde tempo yapan, koşmaya başlayan Real de Carroll ile aradığı sayıları bularak yeniden öne geçti. Doncic’in net aldığı savunma ribaundları yine başımıza bela oldu. Hemen dribblingle ortaya girip takımı hücuma çıkarması ve geri koşmada ciddi problem yaşamamıza neden oldu. Savunmamızı yerleşmeden yakalayan Campazzo-Doncic ikilisi rahatça potaya giderek ya sayı buldu ya da uzunları beslediler ve maalesef 4 sayı ile öne geçtiler bitime 4 dakika kala.
“Vesely Mental Olarak Sınıfta Kaldı”
Çeyreğin ikinci bölümü ile beraber Özellikle Doncic’in agresif potaya gidişlerine bir türlü çare bulamadık, genç yıldız skor bulamasa da çizgiye giderek canımızı çok yaktı maalesef. Hücumda aradığımız kıvılcımı ise Datome yaktı perdelerden çıkarak sol dipten gönderdiği üçlükle. Savunmada problem yaşadığımız ve Real’i durduramadığımız bu anlarda ilaç gibi geldi bu üçlük. Taraftar da maça girmesi gerektiğini farketti ve atmosferi Real için zor hale getirmeye başladı. Ancak tam farkı bir sayıya indirmişken ve havaya girmişken Vesely’nin yaptığı çok ama çok gereksiz sportmenlik dışı faul tüm planlarımızı bozdu. Zaten faul çalınmıştı ve üstüne de bu gelince tam 4 atış yaptı Doncic maalesef…
“Son Topu Kullanma Şansını Yakaladık”
Son bölümde fark 4 sayıyken çok iyi savunma yaparak Real Madrid’i potadan uzak tuttuk, püskürttük onları. Ardından Wanamaker’ın iki akıllı penetresi ile aradığımızı bulduk. Evet birinde boş turnike kaçtı ama ikincisinde penetre sonrası Vesely’i sırtı potaya yakın buluşturduk ve farkı 2 sayıya düşürdük nihayet. Bir savunma daha gerekliydi artık ve onu da müthiş bir çabayla yaptık ama yine de Thompkins ile boş üçlüğü buldular, neyse ki boş attı Amerikalı uzun. Dönüşünde biz Wanamaker ile erken bir üçlük denedik fakat isabet çıkaramadık. Ardından Vesely ve Melli’nin üstün gayretiyle gelen hücum ribaundu son topu kullanma şansını bize verdi.
“Wanamaker ile 2 kere Uzatma Fırsatını Teptik”
Son top için koç Obradovic üst üste iki molasını birden yaktı. Topu pota altından çıkaran temsilcimiz 7 saniye kala maalesef hücum edemedi, daha doğrusu topu potaya gönderemedik. Wanamaker’in penetresinde Thompkins’den blok geldi ve 2 saniye kala Datome’nin pasında Wanamaker tekrar bir fırsat buldu orta mesafeden ama bomboş şut kaçınca Fenerbahçe Doğuş, bu sezon büyüsü bozulan Ülker Arena’da bir kez daha kaybetti. Savunmada yaşadığımız iniş çıkışlar, konsantrasyon problemleri ve en önemlisi birebirde çabuk yenilme hastalığımızın büyüyerek devam etmesi bu kritik maçı kaybetmemizdeki en temel etkenlerdendi. Tabii ki sezonun daha ilk kısmı bitti, uzun bir maç trafiği var temsilcimizin önünde ama hem evlerinde maç kazanma özgüvenleri açısında hem de savunmadaki sistem problemi açısından çok kötü bir sınav oldu, devre arasında temsilcimizin acil olarak silkelenip kendine gelmesi gerekiyor.
Mail: fersu77@yahoo.com
Twitter: @fersudeniz
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail: fersu.deniz@abcspor.com
twitter: @fersudeniz