FENERBAHÇE KENDİNE GELDİ

Son 2 yıldır bizleri alıştırdığı enerjik, mücadeleci ve tempolu basketbolundan uzak kalan, Euroleague’de son 3 maçını kaybederek ciddi bir düşüş yaşayan Fenerbahçe artık bir reaksiyon göstermesi beklenen derbide Anadolu Efes’i ağırladı. Sarı lacivertlilerin aksine son maçlarda çıkışa geçen ve moralli bir şekilde Fernerbahçe’nin karşısına çıkan lacivert beyazlılarda ise hedef pozitif basketbolu sürdürmekti. Ev sahibinde Bogdanovic sakatlığı nedeniyle forma giyemezken misafir takım tam kadro olarak sahaya çıktı.

Fenerbahçe: Dixon-Nunnally-Kalinic-Antic-Vesely

Anadolu Efes: Granger-Cotton-Cedi-Brown-Dunston

Fenerbahçe ilk dakikalarda uzun beşin avantajını kullanmak adına topu pota altına indirip garanti sayılar aradı ama basit atışları kaçırdılar ve Vesely’den gelen 4 top kaybı ritm bulmalarına engel oldu. Anadolu Efes ise hem dış şutlarda isabet buldu hem de Cotton ve Granger’ın penetreleri sonrası başta Nunnally olmak üzere çabuk yenilen Fenerbahçe kısalarını kolaylıkla cezalandırdı. Sonrasında savunmayı sertleştiren ve enerjiyi yükselten sarı lacivertliler hücumda da tempo bulup çembere gitmeye başladı ve 11-0’lık seri ile öne de geçmeyi başardılar, taraftarı da maçın içine soktular. Kötü geçen günlerin ardından maçın başında Fenerbahçe’nin gösterdiği bu direnç çok önemliydi.

Anadolu Efes ise dersine iyi çalışmış. Fenerbahçe’nin geçiş hücumlarında savunmaya oturmadaki problemini Granger ile oynadıkları çabuk ikili oyunlarla işlemeye başladılar. Özellikle Antic çok vasat bir performans sergiledi savunmada. Uruguaylı guarddan üst üste gelen 9 sayı ile sarı lacivertlilerin yakaladığı ateşi çabuk söndürdü Efes ve farkı da açtılar. Kenardan gelen Honeycutt’ın getirdiği enerj müthişti, İlk çeyreğin son kısmında 15 saniyeye 2 blok, 1 ribaund ve 1 asist sığdırdı.

İkinci çeyrekte koç Perasovic Dunston’ı dinlendirebilmek için Omic’i sahaya sürdü ama Sloven uzun yine hayalet gibiydi özellikle savunmada, faul yapmak dışında katkı veremedi. İkili oyunlarda problem yaşadı, Udoh karşısında duramadı. Hücumda ise Heurtel’in bir kaç asistiyle katkı vermiş olsa da faul çizgisinden 0/3 ile oynaması faydadan çok zarar getirmesine neden oldu. Buna karşın çeyreğin 2.bölümünde Udoh savunmada büyüdükçe büyüdü. İkili oyunlarda kısaların karşısında müthiş sağlam durdu ve takım arkadaşlarının tüm açıklarını kapattı. Hücumda da onun yarattığı alanlar sayesinde başta Sloukas olmak üzere Fenerbahçe kısaları rahat penetreler bulmaya başladılar. Yunan guard takımını çok iyi yönetti ve ikiz kuleleri efektif kullandı, skora da önemli bir katkı verdi. Onun liderliğinde çeyreğin son bölümünde 7-0’lık seri yakaladı sarı lacivertliler. Tabi bu bölümde Dunston’ın kenarda olmasının da etkisi büyüktü. Anadolu Efes ise zaman zaman sedelese de kenardan gelen Thomas’ın getirdiği ekstra skor katkısı ile skorda kalmayı başardı.

3.çeyrek ile beraber Fenerbahçe standartlarına döndü 3 maçın ardından. Udoh ve Vesely liderliğinde savunmada vidaları sıktılar,enerjilerini yükselttiler ve Anadolu Efes’e hiç kolay şansı vermediler. 3 sayı gerisinden bile boş atış bulamadı lacivert beyazlılar, her topta bir el vardı. Özellikle Udoh muhteşem yardımları ile Efes kısalarına hiç alan bırakmadı. Hücumda da Datome’yi devreye sokmayı başardılar. Efes cephesinde ise Granger, Nunnally’nin sahada olduğu bölümde yani Fenerbahçe savunmasının rotasyonda aksadığı bölümde sahneye çıkarak üst üste bulduğu 5 sayı ile takımının 10-0’lık serisine liderlik etti. 4 kısaya dönen ve bu kez Kalinic’in enerjisini kullanarak savunmayı tekrar sertleştiren sarı lacivertliler Efes’i tekrar kitlemeyi başardı, onları top kayıplarına zorladılar. Artan tempoyla birlikte Sloukas-Vesely ikilisi de Fenerbahçe’yi taşıdı ve 18-5 ile müthiş bir seri geldi.

Final bölümde de savunmadaki sertliğinden ödün vermedi Fenerbahçe ve Efes ritmini iyice kaybetti. Maç boyu devreye giremeyen Heurtel kısa bir süre de olsa kendine geldi ama saman alevi gibi çok kısa sürdü etkinliği, kenardan gelen taze kan Melih onu iyi savundu. Efes maçın başında hücumda yakaladığı akıcılığı ve ritmi kritik dakikalarda da yakalayamadı. Her ne kadar Nunnally’nin sahada olduğu bölümde savunmadaki zaafı yine kullanarak bir hamle yapmaya çalışsalar da Melih’in bulduğu 8 sayı ve Dixon’ın devrede olmadığı bir maçta Sloukas’ın neredeyse hatasız performansı ile maçı kazanmayı bildiler.

Efes cephesinde savunmadaki istikrarsızlık devam etti, Dunston’ın kenarda olduğu bölümlerde boyalı alanı doldurmayı başaramadıkları gibi ribaundlarda da sorun yaşamaya devam ettiler. Heurtel-Granger-Cotton üçlüsünün istikrarsızlıkları yine can yaktı, bu kez de Heurtel yokları oynadı. Fenerbahçe adına üst üste kaybedilen 3 maçın ardından özellikle savunmada gösterdikleri reaksiyon sonraki maçlar için kritikti. Melih’i kazanmaları tabii ki önemliydi ama Nunnally ve Antic’in oyuna girememeleri, özellikle savunmada hiç katkı verememeleri yine rotasyonun dar kalmasına neden oldu, Vesely ve Udoh ekstra enerji harcamak zorunda kaldılar bu yoğun maç trafiğinde.