Balıkesirspor’un çiçeği burnunda teknik direktörü Kemal Hoca fizik olarak o kadar çok benziyor ki Ersun Yanal’a, bi an Balıkesir’in hocası Ersun Hoca gibi geldi ve bi irkildim kameralar kendisini gösterince maçın hemen başında.
Malum, adam baş belası, nasıl algılarsan öyle algıla.
Fenerbahçe maça 4-2-3-1 ve ilerde Webo ile başladı.
Iyi Mümin Moussa solda, Kuyt sağda başlarken Emenike ve Alper yedek kulübesindeydi.
Tartışmasız ligin en zayıf takımına karşı iki forvetle, Emenike ve Alper’le oynamayacaksan ne zaman oynayacaksın ?
Neyse, 4-2-3-1 diye başlayan diziliş oyunun ilerleyen dakikalarında ne idüğü belirsiz, kimin ne yaptığının belli olmadığı düzensiz ve karmakarışık bir sisteme döndü.
Hem de Balkes gibi, ‘kimse kusur bakmasın’ ligin misafir takımına karşı!
Balkes öyle bir takım ki; açık ara ligin en kötüsü. Gökhan Ünal, Yalanzinho ve Sercan gibi oyuncuları kilit mevkilere monte ederek başarı arıyorlar bu yüzyılda.
Üçü de ligin kaşarı, yalamış yutmuşlar Türk futbol liginin inceliklerini. Üçünün de servetleri Balıkesirspor Kulübünden fazla. Kulüpten zengin bu kaşarları asla ve asla oy-na-ta-maz-sın arkadaş !!
Balkes’in geçtiğimiz günlerde istifa eden hocası (ki onları 40 küsür yıl sonra 1. Lige çıkartan hocadır) İsmail Ertekin Bursa’da dost meclislerinde istediği hiç bir oyuncunun transfer edilmediğinden, Manisaspor’dan rant endeksli 3-4 oyuncu alındığından ve 4-5 milyon lira para verildiğinden şikayet ederken, en çok da Kaleci Emrullah’tan yana son derece muzdarip olduğundan dem vurduğu serzenişleri benim dahi kulağıma kadar geldi, yediği hatalı goller yüzünden işinden olduğunu ifade ediyormuş.
Neyse ki Kaleci Emrullah enteresan bir şekilde Raul’un topunu içeriye yumruklayınca Fenerbahçe arayıp aramadığından çok da emin olmadığım golü buldu.
Maç öyle bir havada devam etti ki sanki sabaha kadar oynansa ve Balkes’in kalesinde Emrullah olmasa iki takım da asla gol atamaz maç başladığı skorla biterdi!
Gerçekten de Balkes kalecisi Emrullah’ın yedeği kimdir, ne menem bir kalecidir, nasıl bir insandır, hobileri nedir, kim ona kaleci olsun diye gaz vermiştir çok merak ediyorum. Alternatifi yokmuş gibi bir durumda olan kaleci Emrullah bu kadar kötü ise yedeği kimbilir ne kadar kötü merak etmemek elde değil.
Kötülerden bahsetmek zorundayız, Mehmet Topal’ı alıyorum bir kenara Fenerbahçe’de iyi oynayan bir tane adam yok.
Fenerbahçe’de çok kızdığım ve gözümden tamamen düşen oyuncular var. Ben zaten Bekir’den mucize beklemiyorum, Raul’un istikrarsızlığına alıştım, Emenike ve Kuyt’ın kazma olduklarını zaten biliyorum, onlardan çok şey beklemiyorum ama iki oyuncu var ki en çok onlara kızıyorum. Kızmamın sebebi kumaş kalitelerini bilmem ve çalışmadıklarıdan ve tembel olduklarından emin olmam.
Biri bundan bir kaç sene evvel Dani Alves’den daha iyi düşündüğümüz Gökhan diğeri ise Mü’min Moussa.
Ersun Hoca’dan sonra en çok rahata ve huzura eren iki oyuncu maalesef bunlar. Bir pozisyonda stoperi yakalamayacağını anlayan Moussa adamı kolundan tuttuğu gibi yere indirdi. 70’den sonraki bi pozisyondu. Yorgunluktan ne yaptığını bilmiyor artık.
Savaş adlı genç sağbek’e ben olsam şans veririm. Gökhan’ın yedeğinin olmaması çok bariz onun performansına yansıyor.
Aynı şekilde bu Hasan Ali şimdi Caner’den formayı alamayacaksa ne zaman alacak?
Ben olsam Hasan Ali’ye şans veririm. Hakkaniyet bunu işaret ediyor.
Alves vurdumduymaz, nerde ne yapacağı çok belli değil ama yine de Alves, Alves arkadaş. Kadlec’e göre çok daha üst düzey. Egemen de gelsin daha da farklı olur.
Valla maç hakkında bir kaç kelam daha edeyim diyorum, diyecek hiç bir şey yok. TRT 3’de yayınlanan görme engelliler turnuvaları var, denk gelmişsinizdir herhalde. Yalnızca kaleciler görüyor, içine hareket ettikçe ses çıkaran bir mekanizma konulmuş bir top var, görme engelliler bi şekilde pas yapmaya ve gol atmaya çalışıyorlar.
İşte aynen böyle bir maçtı, sıkıldık, bunaldık, maç bi an evvel bitsin istedik.
Maç daha bitmeden çok zevkli geçeceğini tahmin ettiğimiz Bjk- Trabzonspor maçını konuşmaya başladık.
Sahadaki iki takımın ortaya koyduğu oyuna bakıp futbolun yoğun ilgi gördüğü herhangi bir ülkenin iki birinci lig ekibinin mücadelesi demek için bin şahit ister.
Sonuçta iki takımdan biri maçı kazandı:
Teşbihte hata olmaz; Çatladıkapıspor : 0 Langaspor : 1
Herkese mutlu bir pazar günü diliyorum.
Yazarın diğer yazıları için tıklayın