Ve Final Four öncesi son düzlüğe, yani dananın kuyruğunun kopacağı eleme turuna geldik.
4 eşleşmeye baktığımızda, diğer üçünde ev sahipleri net favori gibi gözükürken’ belki Barca-Oly de biraz riskli’, en zor kapışma Fenerbahçe Ülker- Maccabi Tel Aviv buluşmasından çıkacakmış gibi gözüküyor.
Sene başından beri Fenerbahçeyi her hafta yazıp çiziyor, kendimizce analizler yapıyoruz ama bugünkü konumuz rakip Maccabi…
Öncelikle geçen senenin Euroleague şampiyonu olduklarını belirterek topa girelim ama o şampiyonluğun en önemli iki mimarı olan;hem MVP Tyrese Rice yok, hem de bence Avrupa’nın en iyi 3 koçundan biri olan David Blatt.
Blatt’ın yeri dolmasa da Rice yerine alınan Jeremy Pargo, puzzle’a cuk oturdu diyebiliriz. Atan, attıran, top çalan, hem ilk adımı çok hızlı hem de açık alanda çok süratli ve korkusuz bir oyun kurucu olan NBA patentli Amerikalı, özellikle alev aldığında tutulması çok ama çok zor bir isim.
Ve de hem hareketli, hem de transition oyunu Avrupa’nın en iyi oynayan ekiplerinden olan İsrail ekibi, hantal ama iki insan genişliğindeki pivot Sofo’yu çıkartırsak, tam anlamıyla ‘ 30 yaş üstü insanlar ne demek istediğimi anlayacaktır’, hızlı sarılan video kasetler ya da ‘Charlie Chaplin filmleri gibi’ hareket eden bir takım hüvviyetinde…
Alba deplasmanında turu getiren eski Fenerbahçeli Devin Smith de takımın bir diğer önemli halkası. Çok iyi sıçrayan, savunması kuvvetli ve yumuşak bilekli forvet de önlem alınması gereken isimlerin başında geliyor!
Sofo oyundayken, topu bir şekilde ona indiriyorlar ve diğer 4 oyuncu 4 yana açılıp, yardım gelmesini engelleyip, onun rakip pivotla başbaşa bırakmaya çalışıyorlar. Yardım gelmezse, zaten ite kaka, iri cüssesi ile ya basket buluyor ya da faulü aldırıyor ama yardım geldi diyelim, o zaman da hemen hepsi yüzdeli dış şut atan oyunculara çıkan paslarla ceza atışları geliyor.
Fenerbahçe top ona geçtiğinde savunmaktan çok, topu ona geçirtmemeye özen göstermeli diye düşünüyorum, çünkü Yunan pasaportlu azman ritim bulduğunda, maalesef elimizdeki 3 pivotu da sırtına alıp ite ite potaya sokacak güçte!
Dediğim gibi Maccabi’nin diğer oyuncuları da tehlikeli olsa da, saçayağı Pargo-Smith ve Big Sofo üçlüsü… Bir de istatistiklere pek yansımasa da, takımın görünmez kahramanı Brian Randle var. Bu sezon hiçbir maçta double-double yapamasa da, çok süratli ve ters eşlemede cezayı hemen kesebilecek sezgideki 4 orijinli uçan Amerikalı’ya da çok ama çok dikkat etmek gerekiyor!
Pargo ve Devin Smith’e fazla hareket alanı bırakmamak, inanılmaz hızlı oyunculara sahip ekibin de temposunu kesmek zorundalar. Bunun için de en önemli etken ribaundlar! Her maç ribaund istatistikleri önemlidir ama bu seride normalinden de fazla önem arzediyor. Çünkü alacakları her savunma ribaundında, Fenerbahçe savunması yerleşmeden 3-4 saniyede potamızda bitecek birçok basket görebiliriz! Ama set hücumunda hele de Sofo oyunda yokken, o kadar başarılı olduklarını söyleyemeyiz.
Fenerbahçe Ülker Euroleague’in en önemli hücum ribaund yapan takımlarından biri, umarız da bu seride de benzer istatistikleri görürüz ve özellikle uzunların hatta hemen her ribaunda ma-aile, en az 3-4 kişiyle son topmuş gibi atlamak gerekiyor. Özellikle Sofo sahada yokken 5 atletik isimle ‘koş-koş basketbolu’ oynayan ve bunu çok ama çok iyi uygulayan bir takım olduklarının altını bir kez daha çizerek.
Fenerbahçe’nin kadro kalitesi olarak rakibinden aşağı kalır yanı yok hatta hızlı, savunması kuvvetli ve delici özellikli tek point guardları Hickmann olsa çok daha net konuşabilirdim. Yine de hem ilk 5’ler, hem de 12’ye 12 olarak baktığımızda, bence tartıda burun farkıyla da olsa ağır basan taraf bizim temsilcimiz.
Koçları tartıya koyduğumuzda da ZOC hem tecrübe, hem kalite hem de psikoloji olarak Guy Goodes’ten tabii ki 1 hatta 2 adım önde ama bu tip serilerde basketbol geleneği olan kulüplerin de her zaman avantajlı olduğunu gözardı etmemek lazım.
Maccabi 21.yüzyılda tam 9 kez Final Four oynadı ve bu dalgalı sulara aşina bir kulüp. Fenerbahçe ise oyuncu bazında tecrübeli ve uluslararası deneyimi fazla isimlere sahip olsa da, tarihlerinde F4 başarısı yok! Yine de her takım sahasındaki her maçı kazansa, Final Four vizesini sarı lacivertliler alacak demek, yani home court avantajı yabana atılacak birşey değil.
Fenerbahçe bugüne dek kendi basketbol felsefini ortaya koyarak başarı sağladı ama bu seride kendi oyunundan çok, rakibi bozması çok daha önemli. Fenerbahçe de Avrupa’nın en hızlı potaya gidebilen ekiplerinden biri ama Maccabi takım genelinde maalesef en az 1 adım daha önde…
Çok fazla lafı uzatmadan; Sofo’ya top geçtirmemek, o oyunda değilken rakibe ribaund ve akabinde tempo vermemek, Pargo-Smith ikilisini kitlemek ile top kayıplarını minimuma indirmek bu maçların ve turun anahtarı olacak.
Fenerbahçe bu 4 maddeden ne kadarını ne kadar çok yaparsa, şansı o kadar artar. Özellikle ilk 2 maçta servis kırdırmamak zorundalar çünkü Nokia Arena’da, o sert ve basketbol çok iyi bilen 12.000 seyirci önünde, hem de malum lobi gücüyle Maccabi’yi devirmek hiç de kolay değil.
Oraya 2-0 gitmek başka, 1-1 ile gitmek başka! Maccabi kendi evine döndüğünde, sahasındaki maçları alsa bile turu geçmek için Ülker Arena’da kazanmak zorunda olduğunu bilerek çıkmalı 3 ve 4.karşılaşmalara…
Bir önemli not da Ülker Arena ahalisine… Seyircinin ilk düdükle birlikte sanki final periyoduymuş gibi konsantrasyon gösterip, tempo yapması şart! Her top, çalınan-çalınmayan her faul ya da hatalı yürüme kararlarına tek vücut halinde baskı yaratmak zorundalar.
Fenerbahçe yüzdü yüzdü kuyruğuna geldi. Real ve Barca değil, dişlerine göre bir ekip olan Maccabi çıktı ve senelerdir camianın beklediği F4, hazır saha savantajı da bizdeyken bu sene gelmezse çok ama çok yazık olacak.
Maç maç gidelim ve önce salı, sonrasında da perşembe akşamı kazanırsak, sonrasında 3 kez üst üste yenmeleri gerekecek ki, ZOC direksiyonundaki Fenerbahçe’ye karşı bunu başarabilmek hiç de kolay değil!
Umarız hem basketbol hem hakem şansı yanlarında olur ve sahada terinin son damlasına kadar savaşan bir 12 adam izleriz.
Başarılar Fenerbahçe, başta 25 Milyon olmak üzere tüm ülkenin duaları sizinle…
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
burak.belgen@abcspor.com
@BurakBelgen