Arena’da taraftarı ile beraber her zamanki gibi harika bir atmosfer yakalayan Pınar Karşıyaka maça sakatlıktan yeni dönen Ragland’ı kenarda tutarak, Kenan, Justin, Josh, Gabriel ve Iverson ile başladı. Kenan ile ilk anlardan itibaren Arroyo’ya tam saha baskı yaparken hücumda da ikili oyunları sonuna kadar zorlayıp pota altında Tomic’in üzerinden oynamaya çalıştık. Temsilcimiz beklediğimiz gibi “net” hızlı hücumlar olmadığı takdirde yarı saha hücumlarında sabırlı ve bol paslı bir oyunu tercih etti, dikkatli oynadı.
* Maçın ilk anlarından itibaren koç Sarıca’nın Barcelona’yı savunma yapmaya zorlamak üzerine kurduğu sistem başarılı oldu. Hem Kenan hem de Ragland tempoyu çok iyi ayarlayarak bir kaç yanlış tercih haricinde hep dengeyi korurdular. Onların liderliğinde hücumda kararlı top çeviren ve ikili oyunları sonuna kadar oynayan Karşıyaka, Barcelona’nın tempoyu arttırmasına maç genelinde izin vermedi. Kenan maç boyunca ikili oyunların kralıydı, yaptığı müthiş asistler ve doğru tercihlerle bulduğu şut isabetleri ile çok verimli bir maç çıkardı. Savunmada ise özellikle Carterlar ile beraber maçın kilit ismiydi. Ragland ise inişli çıkışli bir maç performans sergiledi ve zaman zaman karar vermede sorunlar yaşadı, yanlış tercihler yaptı. Ama ikinci yarı ile beraber takımın artan temposuna ayak uyduran ve liderlik görevini de üstlenen isim olmaya başladı. Takımı oynattıkça hem kendi keyif almaya başladı hem de daha fazla takım arkadaşını oyunun içine soktu.
* Tomic’in savunma problemi yaşayabildiğini ve özellikle ikili oyunlarda zaafı olduğunu biliyoruz ama bunu kullanabilmek ve Barcelona’ya üstünlük sağlamak işin kritik ve zor tarafıydı. Koç Sarıca bu anlamda takımını çok iyi hazırlamış. Gerek Kenan ile gerek Ragland ile her fırsatta tepeden Iverson ile organize ettikleri pick&roll’larda hep skoru buldular. Koç Pascual’ın buna çare bulamaması ve “inatla” adam değişmeli bir savunmaya dönmeyip, Tomic’i aşağıda bırakması ve takım olarak gömülüp yardım getirememeleri de ekmeğimize yağ sürdü. Maç boyunca Iverson, sertliği ve sürekli teması sağlayarak mücadele etmesi ile Tomic’in tüm ayarlarını bozdu, uzun süredir Hırvat yıldızı bu kadar etkisiz izlememiştik.* Koç Sarıca maç boyunca Barcelona’nın her hamlesine cevap vermeyi başardı. Tomic’den verim alamayacağını anladığı dönemlerde Lawal’ı oyuna sürerek hücum ribaundlarındaki etkinliği eline alan ve savunmayı blok tehditi ile beraber sertleştiren Barcelona’ya karşı hemen Palacios-Gabriel ikilisine dönerek ribaundlardaki üstünlüğü ele geçirdiğimiz gibi iki oyuncunun da şutör özelliklerini kullanmaya başladık. Koç Pascual pota altında üstünlüğü ele geçirebilmek için bir çok deneme de yaptı. Hatta bir bölümde sakatlıktan yeni kurtulan ve bu maçta oynaması beklenmeyen Samuels ile Lawal’ı birlikte de denedi. İlk anlarda biraz bizi zorladı bu ikili belki fakat sonrasında yine Iverson doğru yerde doğru zamanda buluştuğu topları sayıya çevirerek bu formülü de çürüttü. Ayrıca maça sessiz başlayan Gabriel’ın da kendine gelmesi ve Kerem’in kenardan gelerek bizi alıştırdığı gibi yine 18’lik delikanlılık enerjisi ile ribaundlara sağladığı katkı, dengeyi koruyabilmemizdeki önemli etkenlerdi.
* Barcelona’nın ilk yarıda skoru dengede götürmesinin hatta zaman zaman öne geçmelerinin temel nedeni hücum ribaundlarından buldukları ikinci şans sayılarıydı. Buna önlem alabilmek için fazla gömülen temsilcimiz evet bu sayede Doellman ve Tomic’e alçak postta hiç skor şansı tanımadı ama 3 sayı savunmasında da problem yaşamaya başladı. Maçın son bölümünde de bizi yakalamalarındaki en büyük etken yine Doellman’ın yay gerisinden ardarda bulduğu üçlükler oldu.* Maçın anahtarlarından biri de muazzam taraftar desteği ile beraber atlet ve çabuk ayaklı oyuncularımızla Barcelona kısalarına yaptığımız sert kararlı ve baskılı savunmaydı. Özellikle maçın ikinci yarısında özgüvenimizi tamamen kazanmamız ve Barcelona’yı yeneceğimize inanmamız ile beraber bu savunmanın dozajı bir kademe daha arttı. Ne Arroyo gibi bir sihirbaz, ne de Navarro gibi üst düzey bir skorer bu savunmanın kilidini açamadı. Carterlar’ın her pozisyonda her topta eli vardı adeta ve hem Kenan, hem de Ragland savunmanın da liderliğini yaptılar, Barcelona guardlarını her zaman rahatsız ettiler. Penetre edemeyen, topu alçak posta indiremeyen ve ikili oyunlar için de gömülen Karşıyaka savunmasına karşı alan bulamayan, çemberden dışarı doğru itilen Barcelona çareyi 3 sayılık atışlarda buldu. Ama bu noktada da oyuncularımızın ekstra gayretleri ve her topa el göstermeleri ile zorlandılar, kısacası hücum dengelerini bozduk ve onları tamamen düzen dışına ittik bu savunma ile.
Yeni kurulmuş bir ekip olmalarına rağmen sanki 40 yıldır beraber oynayan bir takım hüviyetinde sahada yer alan ve bitmek tükenmek bilmeyen enerjileri ile mücadele eden tüm Pınar Karşıyakalı oyuncuları ve artık Avrupa’nın sayılı koçları arasına adını yazdıran Ufuk Sarıca’yı canı gönülden tebrik ediyorum. Ama asıl büyük tebriği muazzam Karşıyaka taraftarına göndermek istiyorum. Maç boyunca desteklerini bir an için bile kesmeyen, Karşıyaka Arena’yı Barcelona’ya tam anlamıyla cehenneme çeviren ve en az sahadaki oyuncular kadar efor sarf eden, maçı hisseden, hep içinde olan Karşıyaka seyircisini ayakta alkışlıyorum, şapka çıkarıyorum. Karşıyaka Arena’nın Euroleague’in en zorlu deplasmanı olacağı mesajını daha ilk maçtan vermiş oldular.Küçük bir not da hakemlere; ekran başındaki basketbolseverlerin bile kendilerini İzmir’de hissetmelerini sağlayan müthiş taraftara rağmen, maçın belli dönemlerinde kendilerini Barcelona’da, İspanya’da zanneden ve buna yönelik düdükler çalan hakem üçlüsünü de sevgi ve saygılarımı gönderiyorum!
Mail: fersu77@abcspor.com
twitter: @fersudeniz
