https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

EUROBASKET WOMEN KLASMAN MAÇLARI

Okunması Gerekenler

efeKlasman Maçları:

 

 

Litvanya 77-89 Karadağ: Esasen, Linkeviciene ve Petronyte’in sakatlığı sebebiyle oynayamayacağı anlaşıldığı anda, Karadağ zaten maçı kazanmıştı. Zira Petronyte gidince, artık Robinson’a cevap verebilecek bir silahı veya bir pota altı devi kalmamıştı Litvanya’nın. Tahminlerde yanılmadığımızı, Petronyte yokken boyalı alandan tam 50 sayı üreterek kanıtladı bize Karadağ. İlk çeyrekte fiziksel mücadelenin ön plana çıkması Litvanya’ya yaradı; lakin ikinci çeyreği 12-27’lik bir seri ile önde bitirip maçı kopartmayı başardı Karadağ. Nasıl mı? Tabi ki de Robinson ile. Son iki maçta çapını genişleten Robinson, yine double-double’la bezeli şahane bir performans ortaya koydu.

 

Maçın kalan çeyreklerinde Litvanya kaderini yenebilmek adına muteber adımlar atamayınca, Jovanovic ve Robinson, Litvanya’nın sonunu hazırladılar. Ve böylelikle Karadağ, en büyük sayı tehdidi, yani Dubljevic olmadan oynadığı 3. maçta da muazzam bir skor üretimi gerçekleştirip, (az kalsın İspanya’yı elemek marifetiyle ilk dörde kalacağı) bu turnuvayı 7. sırada tamamlamayı başardı. Litvanya’da Petronyte’in yokluğunda takımın tek direği haline gelen Nacickaite, 4’ü üç sayılık isabetlerden gelmek üzere tam 28 sayı attı, 6 ribaunt alıp 3 asist yaptı, 2 de top çalarak devleşti. O’na Kuktiene 10 sayı 3 ribaunt, Gutkauskaite 9 sayı 4 ribaunt 4 top kaybı, Okockyte 9 sayı 4 ribaunt 2 asist, (Petronyte yokken kadronun tek hakiki pivotu) Grigalauskyte 8 sayı 10 ribaunt 4 asist 4 top kaybı, Siksniute 8 sayı 4 ribaunt 3 top kaybı, Visgaudaite 5 sayı 2 ribaunt 2 asist, Solopova 2 ribaunt 3 asist 2 top çalma, Skadaite de 3 ribaunt ve 3 asist üretirken, Karadağ’da Robinson (24s 11r 2tç), Jovanovic (17s 2r 4a 2tç), Aleksic (12s 3a), Perovanovic (8s 4r 6a 3tk), Popovic (8s 6r 2a), Skerovic (8s 4r 4a 4tk) ve Rakovic (8s), rakibi darmadağın ettiler.

 

 

 

Türkiye 68-66 Rusya (Normal süre 59-59): Rio’da var mıyız yok muyuz, işte bunun cevabı için çıktık bu maça. İlk iki periyodu safi Sanders’ın bitmek tükenmek bilmeyen azmi sayesinde dengeli giden maçın üçüncü çeyreğinde Vadeeva’nın akınlarına cevap vermekte güçlük çekince, içimizi bir korkudur sardı. Zira Nevriye ve Birsel’in yine kötü şut attıkları bir gündü ve Sanders dışında hiç kimse potayı ekseriyetle görebilecekmiş gibi durmuyordu. 3. çeyreğin ortalarına doğru Nevriye ve Birsel’in birer ikişer bulduğu sayılara Işıl’ın çabaları da eklenince, maç yine ortaya geldi.

 

Bu görünüm vardı son periyoda girerken. Rakibimizde katı savunma, Vadeeva ve Osipova’nın boy avantajlarıyla birleşiyordu fakat Sanders geri adım atacak gibi değildi. Prince’in inisiyatif kullanmaya başlamasıyla skor bir nebze Rusya lehine dönmeye başladı. Fakat Sanders ve Nevriye sayesinde 4 sayılık bir üstünlük kurmayı başardı skorda. Fakat Sanders 4. periyodun bitimine 6.17 kala 4. faulünü yapınca, 4 sayılık üstünlüğümüzün kıymeti de fevkalade değişti haliyle. Nevriye’nin bileği keskin değilken, Sanders’ın yerine ve yanına bir skorer daha çıkarmamız gerekiyordu. Birsel’in şutu şanssızlık eseri potadan çıktı, Bahar şansını denedi, Işıl penetrelere ağırlık verip çizgiye gitme taktiğine döndü. Ve tabi işi riske atmamak için, savunmamızı, bilhassa da ribauntları ve (kadın basketbolunda, atletizmin yerininin belirsizliği sebebiyle halen daha tam oturmamış ve önemi kavranmamış olan) kısaların birebir savunmalarını daha katı ve baskıcı hale getirdik. Böylelikle, atamasak bile, en azından yememeye gayret ettik. Bu taktikler sayesinde son 3 dakikaya 57-52 üstün girmeyi başardık. Her ihtimale karşı da, az evvelinde ilk kez benche çektiği Sanders’ı yeniden oyuna aldı Ekrem Hoca. Sanders, neredeyse hiç dinlenmeden tamamladı müsabakayı.

 

Kalan bölümde Epiphany Prince’in üçlüğüyle Rusya farkı tek baskete indirince işin seyri tümden değişti. Neyse ki, hücumdaki kısırlığımızı yine Sanders çözdü; bitime 1.25 kala Sanders’ın 24 saniye biterkenki el üstü basketi ile, maçı yeniden iki baskete çıkarmayı başardık. Mola dönüşü Rusya Belyakova ile yeniden farkı 2’ye indirdi ve son bir dakika sinir harbine döndü. Nevriye’nin kaçan şutundan sonra Olcay ribaundu karıştırarak hücum sırasını tekrar bize geçirdi, devasa bir iş başardı. Biz o hücumdan da faydalanamasak bile, süreyi 30 saniyeye indirmeyi başarmıştık. Gelgelelim, acemice bir savunma hatası yüzünden Osipova’ya kolay sayı şansı verdik ve bitime 11 saniye kala skor 59-59 dengelenmiş oldu. Son hücumda Işıl’ın penetresi Belyakova’nın bloğuna takılınca, kalan 4 saniye için bir hücum şansımız daha oldu. Mola dönüşünde Sanders’ın çabası meyvesini veremedi ve maç uzatmaya taşındı.

 

Uzatmada Sanders yorguluğun esirliğine düşerken, Kirilova’nın sürpriz üçlüğü ve Vadeeva’nın pota altı basketi, bir anda Rusya’ya 5 sayılık bir avantaj sağladı. Molada Ekrem Hoca’nın sitemi(!) görülmeye değerdi. Daha diri kalmayı başaran taraf, hiç kuşkusuz ki Rusya iken, biz son bir efor ile maçın gidişatını değiştirmek istedik. Fakat Sanders’ın kaçan iki pota altı atışına Birsel’in turnike ıskası da eklendi. Sanders/Nevriye – Vadeeva düellosuna dönen oyunu, Olcay’ın kritik üçlüğü dengelemeyi başardı ve skor son 40 saniyede tekrar eşitlendi (66-66). Vadeeva’nın hücumunu iyi savunan Sanders sayesinde, maç topu hakkı bize geçti ve Işıl’ın (2010 Erkekler Dünya Şampiyonası’nda Sırbistan karşısında bize finali getiren Kerem Tunçeri’ninki gibi) akıl dolu turnikesiyle öne geçtik. Ardından maçın kahramanı Sanders ve Işıl, 4 saniye kala Belyakova’dan topu çalınca, 5.lik ve Rio vizesi de Perilerimiz’e gelmiş oldu.

 

Hop oturup hop kalktık ve başta Sanders olmak üzere, Nevriye, Işıl, Olcay ve tüm diğer oyuncularımız ile istediğimizi elde etmeyi başardık. Sanders’ın 28 sayı 13 ribaunt ve 2 blokla efsaneleştiği maçta, Nevriye 6/18’lik bir yüzde ile 15 sayı 7 ribaunt 2 asist, Işıl 11 sayı 8 ribaunt 4 asist 2 top çalma, Birsel 8 sayı 5 ribaunt 5 asist 3 top kaybı 2 top çalma, Bahar 3 sayı 2 ribaunt, maçın en kritik üçlüğünü kaydeden ve bireysel savunmasıyla yine ön plana çıkan Olcay da 3 sayı ile mücadele etti. Rusya’da ise genç Vadeeva (19s 10r 2tç) bir kez daha takımının en skoreri olurken, Belyakova 11 sayı 4 asist, Prince 11 sayı 6 ribaunt 8 asist 3 top çalma, Osipova 9 sayı 8 ribaunt 2 asist 2 top çalma, Beglova ve Kirilova 5’er sayı, Namok ve Kuzina 3’er sayı, Vieru da 7 ribaunt ile oynadı.

 

Perilerimiz’e ve koç Ekrem Memnun’a, bu her türlü takdirin üzerindeki gayretleri ve kaptıkları Rio vizesi için ne kadar tebrik ve teşekkür sunsak azdır. Helal-i hoş olsun, hepimize hayırlı uğurlu olsun.

 

Böylelikle, turnuvada Türkiye 5., Rusya 6., Karadağ 7. ve Litvanya da 8. oldular.

 

Yazarın diğer yazılarına erişmek için tıklayın

 

mail: efe.ozenc@abcspor.com

twitter: @efe_ozenc

Son Haberler

EUROLEAGUE’İN YENİ YÜZÜ, YÜKSELEN DEĞERİ PARİS BASKETBOL

Geçen sezonun EuroCup şampiyonu Paris Basketbol, ilk Euroleague sezonunda ne yapacak herkesce soru işareti idi. T.J. Shorts gibi çok kısa...

Benzer Konular