ESİNTİLER
Zorunlu gurbet, iç saha maçlarının ikincisinde haftaya lider olarak başlayan Hapoel karşısında daha kırk altı saat önce aynı salon, aynı seyirci karşısında fırtınaya tutulmuş misali sahada sallanan Fenerbahçe Beko yerine savunmada dinamik, kolay geçilmeyen, topa baskıyı fasikül fasikül yazan bir takım gördük.
Doksan küsür ortalama sayı bulan takımı, son düdükte yetmiş sayı altında bırakırken Melli ve Birch’ten başlayan direncin tüm oyunculara yayılması, banktan gelenlerinde çemberi koruyup, son şampiyonun savunmasının adeta küllerinden doğmasına şahit olduk.
İlk yarıda atılan sayıyı, üçüncü çeyreğe sığdıran hücum düzeni tam galiba bu sefer oldu derken son çeyrekte karşılıklı basketler az kaldı oyunun dengelenmesine yol açacaktı. Taa ki, Onuralp’in müthiş katkısıyla azalan sayı farkını lehimize çevirene dek epey uğraştık.
Oyunun içinde öyle anlar var ki özellikle hücumun akmasını sağlayacak dış atışların zamanlaması, Talen ve Tarık’ın dripling yaparken boyalı bölgeye giriş-çıkışlarında izlediğimiz, top kaybına yol açabilecek pozisyonları, Wade’in sakin ama daha fazla karar verici olmaması ve günün sonunda akıllarda kalan savunmanın mükemmelliğiydi.
Şimdi önümüzde içinde üç ciddi deplasman olan beş önemli maç virajına giriyoruz.
Yine gecenin bir vakti uyumaya giderken bu kez yaptığımız savunmanın damakta bıraktığı lezzetle geçtiğimiz seneden esintilerle kafa rahat yalnız hücum tarafını geliştirme zorunluluğu ile birlikte eurolig hakemlerinin hücum faul tuzaklarından nasıl kurtulacağımızı da planlamamız gerekiyor.
mail: omer.kocsan@abcspor.com
twitter: @omerkocsan
