https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

EN NET KIRMIZI

Okunması Gerekenler

Ben yine en son söyleyeceğimi baştan yazayım.

Halil Umut Meler’in maç boyunca eyyamcılığı, yanlış kararları olabilir ama en doğru kararı yönetimin aylardır yapamadığını yapmak oldu. Ersun Yanal’a kırmızı kart çıkarmak. Bundan daha doğru karar olamaz. Maçın özeti de bu.

Maçı statta izledim. Sabah vakti başlayan forma hazırlama, maç önü arkadaşlarla Kadıköy’de buluşma, içkili eğlence, herkese küfür etme, statta giriş, tuvalete uğrama, koltuğuna kahve ile gitme de dahil tüm totemler yapıldı. Koltuğa oturmadan önce arkadaşımın “Tolgay ilk 11’de abi” lafı ile ilk titreme geldi. Ne alakası var gibi sorular hemen klasik “futbolcularla sen mi yaşıyorsun oğlum, Ersun’un vardır bir bildiği” ile savuşturuldu. Sonrası, sonrası felaket. Yerlerde sürünen ne oynadığı belirsiz Fenerbahçe YİNE sahada. Üstüne bir de aşırı sinirli ve kırılgan. Özetle:

• Maçın hemen başında tüm stad emindik kazanamayacağımıza.
• Galatasaray çok ne yaptığını bilir geliyordu.
• Tolgay, Isla, Ozan, Vedat, HAK ne yaptıkları belli değil. Oyunda hiç yoklar.
• Tolga’yı unuttum sandınız değil mi? Ona acıyorum ben. Görev verilmiş sol kanatta gidemiyordu. Ama insan demez mi “Ey hocam, yeter ama bu kadar küfürü ve ahı ben alıyorum. Oynatma beni burada” Ama yönetim kurulu veya teknik kurulu diğerleri de uyarmadığı için Tolga takıldı öyle.
• Yanımdaki yabancılar, harbi yabancı misafirlerimle gittim “sen bu 10 numaraya çok iyi dedin, fena da değil ama nerede oynuyor “diye sormasalar dı belki kafam bahanelere devam edecekti.
• Isınmaya topçuları yollarken Fatih Terim resmen titredi. Hemen önümde idi, içinden “kesin bunlara neden oynamıyor lan” dediğine eminim.
• 4. Hakem her pozisyonda Terim’e gidip beyanat verdi, biz de buna kızdık. Akşam eve giderken aydınlandım, ulen ben niye Terim’e kızıyorum, Ersun’un yanına neden gitmiyor diye Ersun’a kızmam lazım. Sonuçta Terim çağırıyordu. Ersun, eller bağlı etrafa bakıyordu biraz yabancı Avrupa’lı gibi, içinden “keşek Türkçe bilseydim bende konuşurdum” diyordu Ersun sanırım.
• Hakemin mesela, iki penaltı pozisyonu öncesinde Muslera ile hiç konuşmayıp Altay ile çok konuşunca aklıma dil sorunu geldi gene. Keşke “İngilizce bilse” dedim, “yazık anlatamadı Muslera’ya penaltıyı”, yoksa kesinlikle Altay’ın konsantrasyonunu bozmak için o kadar konuşmamıştır, motive ediyordur.
• Birde maç ne durdu be kardeşim. Çat kart çurt kart. Belki doğru belki yanlış ama “oyunun kontrolünü almak için o kadar kart ne alacak.
• Sonra maç boyunca tüm efendiliği ile güzel güzel izleyen Ersun saçma bir pozisyonda sahaya girdi iyi mi? Neden kızdı bu o kadar dedik. Bence artistlik yaptı ama onda bile yerini bilemedi, sahaya girdi. Şaka gibi.
• En güzelini en sona sakladım, bizim çakma stoper Jailson penaltı yaptığında da “ ama hızlı “ diyorduk, çok yaşamadı dediğimiz GS topçu bunu geçti yana koştu gene geçti sonra Jailson bıraktı Altay’dan top geçerse kaleciden döneni kurtarayım bu kadar madara olduğum yeter dedi, tüm stat gördü ki o topa da yetişemedi (ki zaten yanlış karardı, bence penaltı kaymasını ceza sahası dışında yapıp erkekçe kırmızı kart alacaktı)
• Bu arada bir başka şaşırdığımız olay oldu, Gs stoperleri arkalarına atılan toplarda yetişip topu taça atıyorlar. Biz birden eski Fener’i hatırladık, “risk almayan defans” diye bir şey var lan dedik kendi kendimize. Malum bizimkiler ya topu ileriye şişiriyor ya yanındakine atıyor, geri alıyor, tekrar atıyor ve bu iş sonsuz döngü oluyor.
• Bizim takım haftalardır arkadaşlarına orta yapamıyorlar. Bunu biliyoruz. Bir arkadaşım “mirim günümüz futbolunda artık orta kalmadı yahu” diye beni yemeye çalıştı ama yemedim tabi. Dün gene yapamadık, ama GS yapabilince daha fazla üzüldük.

Tüm bunların sonucu, haftalardır herkese aynı kadroyu çıkaran ve “gir gün tutacak olm bak göreceksiniz” diyen Ersun’un topu dün patladı. Haftalar önce dediğim atmalısın başkan Ersun’u lafım havada kaldı geldi bu yazıya tekrar yazıldı. Bunun nedenleri :

• Başkan Ersun balonunu patlayacağını adı gibi biliyordu, patladı, egosuyla “ulan Ersun onu yaptın bunu yaptın geldin, sürün ve gömül” diyor.
• Yerine adam bulamadı, doğru karar alması lazım. Çünkü artık sıra kendisine gelir, adı gibi biliyor. O yüzden bu sezon bitsin diyor.
• Ali başkanın da derdi büyük ne yapacağını bilemiyor.

Ben ne mi yapardım, kesinlike Ersun’u şu ana kadar göndermiştim. Ara bir hoca ile devam. Bu arada asıl hoca ile anlaşıp yeni sezonu kurardım. Ara hoca kesinlikle devam edilecek hoca olmamalı. Bu da inanın Yılmaz Vural hocam bile olabilir. Bir tur da o binsin. Ersun’dan daha çok puan almazsa isteyene istediği kadar para. Çünkü biliyorum ki Vural hocam veya herhangi bir hoca:

• Jailson’u orta sahada oynatır.
• Tolga’yı oynatacaksa orta sahada oynatır.
• Isla gününde değilse (antremanda) direkt Dirar veya Murat’ı oynatır.
• Mehmet Ekici mutlaka ilk 11 veya ikinci yarı başı oyuncusu olur
• Deniz her zaman ilk 11 de olur.
• 4-2-3-1 dışında da bir şeyler dener
• Ferdi mutlaka daha çok zaman alır.

Lafın özünün özü: Ali Koç’u yedirmeyiz, Ersun hadi hocam vakit tamam.

mail: yakup.borekcioglu@abcspor.com

twitter: @Yborekcioglu

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Son Haberler

EUROLEAGUE’İN YENİ YÜZÜ, YÜKSELEN DEĞERİ PARİS BASKETBOL

Geçen sezonun EuroCup şampiyonu Paris Basketbol, ilk Euroleague sezonunda ne yapacak herkesce soru işareti idi. T.J. Shorts gibi çok kısa...

Benzer Konular