
Kayseri maçındaki dağınık oyunun yerine temkinli bir takım vardı sahada. Öncelikle rakibe boşluk vermeyelim sonra bir şekilde golü atar ve maçı bağlarız diye düşündük herhalde. Tam anlamıyla “1-0 olsun bizim olsun” maçıydı, öyle de oldu. Oyunun son kısmında geriye çekilmemiz, rakibe haddinden fazla topla oynama imkanı vermemiz hep bu stres ve üzerimizdeki baskı yüzündendi. Maçın sonunda futbolcuların,sonrasında da tribünlere gelen yöneticilerimizin yüzlerindeki ifade nasıl rahatladıklarını çok güzel anlatıyordu. Hep birden “Dünya varmış” dedik, derin bir oh çektik valla.

Jailson da fena değildi ama Benzia kadar iz bırakmadı şimdilik. Onun maçı haftaya, kıran kırana geçecek Beşiktaş mücadelesinde. Orada kendini daha fazla gösterecektir. Bugün beklerimiz rakibe çok fazla orta yapma fırsatı verdiler. Slimani top trafiğinde iyi son vuruşlarda kötüydu. Ayew gol öncesi gözüktü ama bir açık oyuncusu olarak çizgiye pek inmemesine, adam eksiltmemesine biraz takığım. Ben olsam son dakikalarda onun yerine boş alan seven Barış’ı alırdım oyuna.
Eljif te girdikten sonra “ben bu takımda muhakkak oynarım” mesajıni verdi bu arada. Aatıf ise sakatlıktan dönmüs olmasına rağmen ilk yarı fena değildi. İkinci yarı başında çok top kaybedince çıkmak zorunda kaldı.

Başka bir gerçek te bugün tribünlerde yeralan müthiş Fenerbahçe taraftarının varlığı. 90 dakika susmadılar. Takımın yavaşladığı dakikalarda arkadan itici güç oldular. %5’lik deplasman taraftarı sahada ne kadar etkili olursa o kadar etkiliydiler. Onlarla beraber bugün kötü gününde Fenerbahçe’mizin yanında olduğum ve takımı destekleyebildiğim için sonsuz gurur duyuyorum.
mail: alp.eralp@abcspor.com
twitter: @alperalp72