https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

DUHULİYE TRİBÜNÜ

Okunması Gerekenler

Bugün tribünlere bakıyoruz; çok güzel koltuklar, herkesin oturacağı yeri, numarası belli. Eskisi gibi, sabahın köründe, hatta gecesinden gidip maça girmeye çalışma eziyeti yok.

Gençler hatırlamaz; koltuk yok, betonda üşüyerek seyredilen maçlar, tribünler bugünkü gibi 4 tarafı kapalı değil, hele de kale arkasında isen, yağmur yağdığında içine kadar giren su!..

Bugünkü konumuz; 1990’larda kapanan Duhuliye Tribünü..

Öncelikle Duhul kelimesinin anlamı ne, nereden geliyor diye açıklayalım. Duhul Osmanlıca girmek, içeri girmek demek. Duhuliye de içeri giriş ücreti.

Eskiden bazı stadyumlarda tribünlerin altında en ucuz biletlerle girilen “duhuliye tribünü” diye ayrı bir yer olurdu.

Mesela bugünkü İnönü ya da eski ismiyle Mithatpaşa Stadı..

Yerden 1 metre derinde, hendeğe benzeyen, tel örgülerle çevrili, en ucuz tribün fiyatında da çok daha ucuz, stadın içinde ayakta maç seyredilen yer.

Görüş alanı teller ve açıdan dolayı zaten çok zor ama bunlar yetmezmiş gibi, önünde de görevliler, polisler, foto muhabirleri olur.

Maçı stadda seyredersin ama hiçbirşeyi net göremezsin. Hele de boyun kısaysa veya çocuksan, ya birinin kucağında ya da birşeylerin üzerine çıkmak zorundasın, 1 metreden yüksek duvardan stadı görebilmek için.

Özellikle takım aşkıyla tutuşan ama parası olmayanların ya da genç öğrencilerin tercih ettiği yeraltı tribünü, stadı boydan boya dolaşırdı. Yani isterseniz, Gazhane tarafından maça başlayıp, deniz tarafına geçip sonra tekrar eski yerinize gelip, gezebiliyordunuz.

Bununla ilgili son güzel bir anı okumuştuk zamanında.

O cümleyle de yazımızı bitirelim.

“Daha çok futbolcuların ayaklarını görürdük ama olsun, futbol da zaten ayaktopu değil mi?”

Son Haberler

OLMUYOR

Bütün maçlarımız bıçak sırtı. Kalmadı kredimiz. Sürekli ölüm kalım için sahaya çıkıyoruz. Böyle olunca da öne geçmek şart stresi azaltmak için. Yapamadık...

Benzer Konular