Derbide artık güzel futbol oynanmıyor, az gollü geçiyor, eski havası da kalmadı, iki kulüp birbirini yenmeyi o kadar da fazla önemsemiyor, rekabet bitti, sıradan bir maç gibi şeyler yazacağımı düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Öncelikle; Fenerbahçe’yi tanımadan Galatasaray’ı anlamak, Galatasaray’ı tanımadan Fenerbahçe’yi anlamak olmaz. İki kulüp birbiri olmadan eksik kalır, tam olmaz. Aksi olsaydı, iki on numara ve 10 numara insan şu sözleri sarf etmezdi:
*1 Bir Fransız futbol dergisi Metin Oktay ile röportaj yapar ve kendisine şu soruyu sorar:
“Yaklaşık bir yıl önce, ezeli rakibiniz Fenerbahçe’ye ağları yırtan bir gol attınız. Bu gol ile ilgili olarak ne düşünüyorsunuz?”
Metin Oktay: “O gol bugün bile hatırlanıyor ise bu Fenerbahçe’nin büyüklüğünden dolayıdır.”
Alex de Souza ise otobiyografisinde şu ifadeleri kullanır:
*2 “Bana Avrupa düzeyinde mücadele edecek bir takım kuracağını söylediler, ancak geldiğimde böyle olmadığını anladım. Sanki Galatasaray karşısında kazanmak, bütün hedeflerden daha önemli gibiydi.”
Söz konusu Galatasaray-Fenerbahçe karşılaşmasıysa, sadece İstanbul değil Türkiye’nin derbisiyse, içinde muhakkak futboldan öte hayata dair duygular ve olgular vardır. Tutku, hırs, cesaret, azim, mucize, mutluluk, gözyaşı, hayal kırıklığı, zafer, hüzün, sevinç, keder ve nice olgu, nice duygu yoğunluğu gibi. Futbol ve iki asırlık çınar var olduğu sürece oynayanların, yönetenlerin, destekleyenlerin ve izleyenlerin saydıklarıma ve daha fazlasına 109 yıldır nasıl tanıklık ediyorsa, yıllar sonra da tanıklık edeceğini düşünüyorum.
Şartlara göre bazı sezonlar daha yoğun, bazı sezonlar daha az hissedilebilir ancak derbinin değeri eksilmez.
Taraftarların önemli bir kısmı arasında, dünyadaki bazı önemli derbilerdeki gibi keskin bir ayrım, bir farklılık söz konusu değil. Yani, ezeli rekabetin nasıl dünyanın sayılı derbilerinden biri olduğunu bilemiyorum. En çok kupa kazanan iki kulüp olmaları ve yıllardır şampiyonluk yarışında çekişmelerinin nedenlerden biri olduğu barizse de asıl sebep olduğunu sanmıyorum. Nedenini, niçinini bilmiyorum ama iki kulüp arasındaki tanımlayamadığım, kelimelere dökemediğim durumu çok sevdiğimi biliyorum.
Taraftarlar özelinde, kendine has etkileri de var bu derbi ve rekabetin. Fikstür çekildiğinde, ilk ve son haftaya bakılmadan önce derbinin kaçıncı hafta, ne zaman ve nerede oynanacağına bakılır. Yılda iki kere, oynanan oyunun hiçbir önemi kalmaz. Forma nasıl terletiliyor, nasıl savaşılıyor ve sonucun alınıp alınmadığıdır aslolan. Fenerbahçe-Galatasaray, Celtic-Rangers, Panathinaikos-Olympiakos, Boca-River, Millwall-West Ham kapışmalarını değerli kılan etkenlerden biri oyun kalitesi değil, mücadele kalitesidir. Maçın stresi, gerginliği günler öncesinden başlar, maç günü yaklaştıkça da artan bir ivmeyle kendini iyice belli eder. Maça gidilecekse, hele deplasmana gidilecekse son gece uyumakta zorluk çekilebilir. Derbi biter, bu sefer de yankıları başlar. Ya bir süre dostlar kızdırılır, ya da dalga geçmelerine maruz kalınır.
Sadece futbolda değil, her branşta, her alanda benzer heyecan kendisini gösterir. Misal, sokaktan sıradan iki kişiyi çevirip birinin üzerine parçalı, birinin üzerine çubuklu giydirilip koşu yarışması yapmaları istense, çevredekiler merakla sonucu bekler. Gerçek Galatasaraylı ya da gerçek Fenerbahçeli olmanın yolu futbolcunun desteklediği takım, şampiyonluk sayısı, yetiştiği altyapı, gol-asist rakamlarından değil, rakibine gol atmaktan geçer. Ligdeki sıralama, form durumu, kadro kalitesi gibi etkenleri incelemek yanıltıcı olabilir, 90 dakika çok farklı hikayeler barındırabilir, beklenmedik isimleri yıldızlaştırabilir. Fenerbahçe ve Galatasaray kulüplerine birbirini alt etme dürtüsü o kadar yerleşmiş ve kök salmış ki, kazanılan şampiyonluk ne kadar değerliyse, ebedi dostuyla yarışılıp kazanılan şampiyonluk bir o kadar daha değerli hale gelmiştir. Dediğim gibi; nedenini niçinini bilmiyorum, bu derbiyi, bu rekabeti seviyorum.
*1 http://www.thegeyik.com/metin-oktay-neden-jubilesinde-fenerbahce-formasi-giydi/
*2 ALEX DE SOUZA – Marcos Eduardo Neves
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail: emre.cihangir@abcspor.com