87/88 sezonuydu, 5.hafta sonunda 3 mağlubiyet almıştı Fenerbahçe, büyük umutlarla başlanılan sezon daha Eylül ayında bitmişti. Sanki öyle bir senaryo olacakmış gibi gözüküyor maalesef. İşte böyle sezonlar çok canını acıtır taraftarın. Protestolar,
Fenerbahçe’nin sanki öyle bir yeni başlangıç yapmaya, yenilenmeye, tekrar heyecanlanmaya ihtiyacı var. Yoksa 4-4-2 mi oynasın 4-3-3 mü, Pereira mı olsun Advocaat mı değil Fenerbahçe’nin meselesi. Bugün oynanan oyunu, futbolcuların performansını sabaha kadar konuşuruz.
Van Der Wiel’in rakibi hiç rahatsız etmemesi, yalandan da olsa basmaması sonucunda adrese teslim bir orta çıktı, Batalla’nın kafasıyla 1-0 geriye düştü Fenerbahçe ama takım o ana kadar bir tane bile doğru dürüst pozisyona bile girememişti ki!.
Taraftar o kadar yeni bir heyecana aç ki, Sow’a maçtan önce orantısız sevgi uyguladı. Sow da bu heyecanın etkisinde ofsayttan çıkamadı. Hayalet gibi dolaştı ceza sahasında.
Volkan Şen’i taraftar alkışladı bugün. Evet ikinci yarı yaratılan tüm pozisyonların içinde o vardı ama ilk yarı onun da berbat bir oyun sergilediğini unutmayalım. Büyük tepki görenlerden biri Ozan Tufan’dı.Ondan takımın oyununu yönlendirmesini beklerseniz, ince paslar, araya oynamalar, asistler yapmasını isterseniz, hiç boşuna beklemeyin, böyle bir özelliği yok. Halbuki ikinci devre şuursuz da olsa bir baskı kurduysa Fenerbahçe Ozan’ın dönen topları alıp, bir çok Bursa atağını başlamadan bitirmesinin rolü vardı. Çocukçağızın bu çabası boşa gitti, haksız yere tepki gördü.
Oyuna girince Van Persie’nin hareket getirmesi bekleniyordu esas ,o da son 1.5 senedir hazır olmadığı gibi yine hazır değildi. Yıllık 5 milyon € kazanıp, şimdiye kadar ne bir maçı çevirdi, ne bir derbi aldı, ne de Avrupa Kupası’nda tur atlattı. Artık sabır sınırlarını zorlamaya başladı Hollandalı..
Artık başka şeyler daha radikal değişiklikler konuşma zamanı.
Eğer kulüp geçen sezon yapılan tarihin en büyük transfer harcaması sonucu hiç bir başarı kazanmadan iflasın eşiğine gelmişse, camiada hiç olmadığı kadar bir heyecan eksikliği ve küskünlük varsa, hayatının en önemli yerine Fenerbahçe’yi yerlestirmiş binlerce taraftar tribünden kovulmaktan beter edilmişse, son yıllarda hocalar ve futbolcular keyfi uygulamalarla gönderilmişse, o zaman bunun hesabını verecek tek kişi kalmış demektir, o da Fenerbahçe kulübü başkanıdır!
Keşke böyle olmasaydı başkanım. 3 Temmuz sonrası gösterdiğin dik duruşunla, başarılarla, kupalarla anılsaydı ismin. Ama maalesef kadınlarımızın-çocuklarımızın yazdığı destanı, senin için caddede, Çağlayan’da, Silivri’de yenilen biber gazlarını, milyonların arkanda dimdik durmasını yanlış anladın başkanım. O senin şahsına değil, makamına verilen bir destekti. Zannettin ki,”bundan sonra ben ne yaparsam odur” diyerek yönetebilirsin kulübü. Evet, öyle de yaptın ama sonucu bu oldu maalesef. Hiç istemesen de Fenerbahçe’ne zarar verir oldun artık.
”Deniz bitti” başkanım.
Bir an için düşün lütfen, dışarıdan bir gözlükle bak Fenerbahçe’ye.
Ve dışarıdan Fenerbahçe’ye bakan biri olarak ne yapılması gerektiğini düşünüyorsan, onu yap!
mail: alp.eralp@abcspor.com
twitter: @alperalp72