İyiden iyiye takım olduğumuz bir sezonda Aboubakar adeta vücuda yabancı bir nesne, bir virüs gibi bağışıklık sistemini çökertmekte ısrar ediyor. 71 saat içinde iki kez hem de bir forvet oyuncusu olarak kırmızı kart görmek ciddi bir başarı(!). Herhalde Emenike ve Aboubakar’ın IQ seviyelerini toplasak üç basamaklı bir sayı elde edemeyiz diye düşünüyorum. Zaten zor bir deplasman olacağı belliydi ama bunu daha da zor hale getirmek ancak içimizdeki bir sabotajcı ile olabilirdi ki aynı Perşembe olduğu gibi Aboubakar yine arkadaşlarını ateşe atıp oyundan çıktı.
Yönetimin bu futbolcuya en yüksek cezayı verip gerekirse PAF takımına yollaması artık farz oldu. Ayağı kırılıp geri dönmüş bir Demba Ba veya yedek kulübesinde paslanmaya yüz tutmuş bir Ömer Şişmanoğlu’nun bundan sonra faydası daha fazla olur. Gomez veya Demba Ba gibi futbolcuları ön plana çıkaran sadece yetenekleri değil, saha içindeki profesyonellikleri, sorumluluk almaları ve isimlerinin rakipler üzerinde yarattığı korkudur. Bence takım olma yönünde ciddi aşamalar kaydettiğimiz bu sezonda Sosa ve Gomez’i saha içindeki liderlik ve olgunluk bakımından çok aradık. Eğer Demba Ba bu anlamda bile katkı verebilecekse dönüşünü dört gözle bekliyoruz.
Sonuçta bu akşam bardağın dolu tarafına bakarsak, 10 kişi ile Perşembe gününün yorgunluğu üzerine iyi bir mücadele sergileyen bir Beşiktaş vardı. Gol noktalarında etkisizdik ama Aboubakar atılana ve geri yaslanana kadar rakibe de pek ciddi pozisyon vermedik. Şampiyonluk yolundaki en ciddi rakip Başakşehir’in evinde iki puan bıraktığını düşünürsek Antalya gibi zor bir deplasmanda bir kişi eksik alınan 1 puan kötü değil.
Ligin boyunun daha da kısaldığını da hesaba katarsak iki puanlık farkı korumayı başardık. Başakşehir’in bundan sonra sergileyeceği direnç, performans ve stres yönetimi de en az Beşiktaş’ın performansı kadar etkili olacaktır. Ligimiz belki kaliteli değil ama mücadele düzeyi yüksek. Şu anda lider olan Beşiktaş’ın 25 maçta aldığı 55 puanla tutturduğu 2,2 puanlık ortalama şu anda Avrupa’nın kalburüstü beş ligindeki liderler arasında en düşük ortalamaya tekabül ediyor ve ligin zorluk derecesini gösteriyor.
Bir parantez de Rıza Çalımbay için açmak istiyorum. Gittiği her takımda başarılı bir çizgisi var. Beşiktaş maçlarında ise ekstra bir motivasyonla takımlarını neredeyse 120 km. koşacak gibi oynatıyor ve sonraki haftalara pek bir enerjileri kalmıyor. Antalya’nın önümüzdeki maçlarını takip edeceğim ve aynı geçen yıl Kasımpaşa ile olduğu gibi bütün barutunu harcayıp önümüzdeki karşılaşmalarda puanları dağıtıp dağıtmayacağını merak ediyorum.
Eğer bu akşamki gibi devam ederlerse şapka çıkarıp gıyabında özür dileyeceğim. Bu söylediklerim de yanlış anlaşılmasın; ben Rıza Hoca’nın Beşiktaş’a hiçbir şekilde iltimas geçmesini değil, sadece Beşiktaş’a karşı duyduğu ekstra hırs ve motivasyonu diğer rakiplerine karşı da hissetmesini istiyorum.
UEFA kupasında zor bir kura çektiğimiz konusunda hemen herkes hemfikir. Ben de bunu daha önce çektiğimiz nispeten iki kolay kuranın (Beer Sheva ve Olympiakos) bir bedeli gibi görüyorum. Çeyrek final seviyesinde artık ahlanıp sızlanmanın bir anlamı yok. Çıkıp takır takır oynarız, gücümüz varsa ve D.Kiev maçındaki gibi rezil bir hakeme çatmazsak turu geçeriz, yola devam ederiz. Yok eğer gücümüz yetmezse de gelecek seneye daha iyi bir kadro kurup öncelikle şampiyon olursak Şampiyonlar Ligi’nde en azından gruptan çıkmayı hedefleriz.
Sonuçta Şampiyonlar Ligi grubunda Benfica ve Napoli’ye yenilmemiş bir takımın bu turu da geçebileceğine inanıyorum. İkinci maçın İnönü’de olması da avantaj. Olympique Lyon şu anda 28 maçta topladığı 50 puanla Ligue 1’de dördüncü sırada yer alıyor ve dolayısıyla da elenmeyecek bir takım görüntüsü çizmiyor. Yeter ki ilk maçtan avantajlı bir sonuçla dönelim, rövanşta taraftarın da itici gücüyle yarı final işten bile değil.
Tabii ben bu satırları yazarken bir yandan izlediğim PSG – Lyon maçında Lacazette 23. Golünü atıyor ki geçen gün kura çekildikten sonra okuduğum ‘Eğer Lacazette’in ayağı koparsa tur şansımız yüksek’ tweetini hatırlıyorum ve acı acı gülümsüyorum…
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail: gorkem.isik@abcspor.com
twitter: @saturnocontro3