Kuzey Amerika, basketbol ve koçluk denildiği zaman akıllara ilk gelen isimlerden biri olan DEAN SMITH, hafta sonu 84 yaşına 3 hafta kala hayata veda etti.
Efsane koç başarılarla dolu kariyerinde, tam bir NCAA efsanesiydi ve tarihe geçtiği North Carolina takımının başında, 1961-1997 yılları arasında 879 galibiyet 254 mağlubiyet ile yüzde 77.6 gibi inanılmaz bir oran yakalamış bir isimdi.
NC’ya 11 kez Final-Four oynatarak, 1982 ve 1993 yıllarında NCAA şampiyonuluğu kazandıran efsane koç, 1976 Montreal Olimpiyatlarında da Amerika milli takımı ile altın madalyanın sahibi olmuştu.
Kartvizine baktığımız zaman, tedrisatin birbirinden ünlü isimler geçmişti; Hemen ilk aklımıza gelenler yazalım.. Mesela mı ? Dünya Basketbolunun gelmiş geçmiş 1 numaralı ismi olan MICHAEL JORDAN, NBA tarihinin en önemli uzunlarından, kartvizitinde 2 yüzük ve 5 All Star başarısı bulunan BOB MCADOO, kariyerinde 6 ayrı takım bulunması rağmen, kariyer olarak pik yaptığı Detroit’de bir efsane ve 2004 şampiyonluğundaki kilit isimlerden biri olan RASHEED WALLACE ve Lakers ile 3 şampiyonluk kazanmış JAMES WORTHY ilk aklıma gelenler…
1970’lerde John Wooden’in UCLA’in, 1990-2000’lerde Mike Krzyzewski’li Duke’un yaptığını, Smith de 1980’lerde yapmış ve North Carolina’yı tek kelimeyle bir oyuncu fabrikasına çevirmişti.
Sadece efsane oyuncular mı ? Geçelim tedrisatından geçen koçlara.. LARRY BROWN da 1960’larda Smith’in öğrencisiydi ve onun yönetiminde 2004’te şampiyon olan Pistons’in sloganı “oyunu doğru şekilde oyna” idi.
O sene, yani 2004’te adı sanı duyulmamış oyuncularla dört hall of fame adayı oyuncusu olan Lakers’i yenmişler ve herkesin aklına Smith’in; Kevin Salvadori, Eric Montross, Brian Reese, Donald Williams ve Derrick Phelps, gibi adı sanı duyulmamış oyuncularla KAZANDIĞI 1993 NCAA şampiyonluğu gelmişti..
Aslen Teksaslı olan rahmetli koç, dini bütün bir insandı ve tüm takımı toplar, pazar günleri kiliseye götürürdü. Kendine has çalıştırma stili ve disipinlini ile tanınırdı. Mesela antremanlara top toplayıcı almaz, ismi ne olursa olsun Freshmen’lere bu görevi verirdi.. 1 yaş bile olsa büyüklere saygı çok önemliydi, askeri disiplin gibi hiyerarşiye çok dikkat ederdi.
Bireysel oyuncular ve oyunlardan nefret eder, takımı tek vücut halinde oynatmaya çalışırdı. Takım istatistiklerine baktığınızda, hiçbir zaman bugünkü Kobe Bryant ve diğerleri gibi bir oluşum olmadı, buna Majesteleri’li şampiyon takım da dahil!
NBA scoutları için de çözülmesi zor bir takımdı NC.. Zaten MJ’in Draft’a 3.sıradan seçilme nedenlerinden en büyüğü olarak da bu bireysel değil, takım olarak hareket etme gösterilir..
1982’de, Sezon öncesi turnuvalarda aldığı başarılı sonuçlara spot ışıklarını üzerine çeviren North Carolina ilk beşini, ünlü SPORTS ILLUSTRATED dergisi kapak yapmak ister, kapakta ilk 5 yerine 4 kişi çıkar, Jordan yoktur, çünkü bi freshmen ülkenin en çok satan spor dergisinin kapağında olmayı hakedecek hiçbirşey yapmamıştır henüz! Ama aynı kadro sene sonunda şampiyon olduğu zaman tekrar kapaktadırlar ve bu sefer 5 kişidirler..
Jordan bugün Jordan olduysa bunda, onun doğuştan yeteneği ve basketbol zekası ile çalışkanlığı kadar, Dean Smith katkısının da çok fazla olduğu söylenir ki MJ da her zaman bunu onaylamıştır.
Sonuçta 7 Şubat gecesini 8’e bağlayan günde efsane koçu kaybettik.. Bazı sporcular başarıları ile tarihe geçerler.. Sanatçılar ise öldükten sonra tarihe bıraktıkları eserlerle..
Evet bir basketbol koçunu değil, tam bir basketbol sanatçısını kaybettik!
84 senelik hayatında en az yaşı kadar sporcuya eli değmiş bir isimden bahsediyoruz.. Başta NC olmak üzere Kuzey Amerika ve tüm basketbolseverlerin başı sağolsun..
