Kulağa biraz garip gelecek ilk dakikada gol yiyen takım için söyleyeceğim ancak takım bugün sahaya daha istekli daha konsantre çıkmıştı. İlk devrenin genelinde fena oynamadık. Oyunun haricinde çocuklar kafalarından “bizi ne olursa olsun şampiyon yapmayacaklar” düşüncesi bir şekilde çıkmış gibiydi. Yediğimiz golde pas hatasını yapan Szymanski demoralize olmadı. Son zamanlardaki en iyi topunu oynadı. Üçlü defans Mert Müldür’e yaramış gibiydi, dörtlünün sağ bekine göre daha verimli oldu. Topu hızlandırabildiğimiz dakikalarda iyi çıktık, pozisyonlar da yakaladık ancak yediğimiz 2 amatörce golle kendimizi zora soktuk.
2.devre ister istemez baskı kuracağımızı düşündüm ancak bir türlü o, rakibi sahasına hapsetme, üzerine kabus gibi çökme, üstüste ataklarla sağlı sollu gelme işlerini yapamıyoruz. Neyse ki rakip kalecinin büyük hatası sonucu Tadiç tekrar öne gecirdi Fenerbahçe’yi de biraz olsun rahatladık. Ancak o da uzun sürmedi. Dakika dakika düştü takım.
Oyuncu değişikliklerini de garipsedim doğrusu. Takım bu kadar geri gitmişken Tadiç-Dzeko ikilisini bu kadar oyunda tutmak doğru muydu? Bir İrfan Can son 15 dakikada da olsa Tadic’in yerine 10 numaraya geçip hareket getirmez miydi? Rakip riskleri alıp geride boşluk bırakmışken St.Maximin en iyi yaptığı iş olan kontratak için oyuna alınmaz mıydı ?
Bunların yerine biz yine kapanmayı tercih ettik maalesef. Son dakikaları da diken üstünde zar zor bitirdik.
Neyse ki bu gergin dönemde 2 maç üstüste deplasmanda oynuyoruz. Öyle ya da böyle Kadiköy’e iki deplasmandan 6 puanla dönmek iyidir, eğer haftaya Adana’da bir kazaya uğramazsak tabii. Bu biraz iç sahadaki tribün gerginliğini azaltmaya yardımcı olur belki. Biraz da oyunumuzu yukarı taşıyarak seri galibiyetler almaya bakacağız sonrasında. Arada Galatasaray da puan kaybederse Sami Yen’de olmak ya da olmamak maçına çıkacağız. Sonrasına ise bakacağız.
mail: alp.eralp@abcspor.com
twitter: @alperalp72
