DAÇKA BİR DEVİ DAHA YIKTI

Temsilcimiz maçın ilk bölümünde her topu Zizic’e indirmeye çalıştı. Savunmada sert başlayan Pana karşısında Bourousis’in ikili oyun savunmasındaki zaafını iyi kullandık ve sürekli potaya giderek efektif olduk. Hırvat oyuncu da kendisine gelmeyen toplarda dahi Clyburn ile Wanamaker’in penetrelerini iyi takip etti ve aldığı hücum ribaundları ile çok iyi iş çıkardı.

Potaya gidenler kafilesindeki Wanamaker ve Clyburn’e Anderson da eşlik etmeye başladı. Gentile bire bir savunmada çabuk yenildi ilk dakikalarda. Sezon boyu isteneni veremeyen Anderson’ın maça böyle efektif başlaması ve Gentile sağolsun özgüvenini kazanması temsilcimiz adına çok değerliydi.

Pana hücumda kötü başladı. Calathes-Feldeine ikilisi takımı organize edemedikleri gibi skor anlamında da etkisiz kaldılar. Wilbekin’in oyuna girmesiyle hem savunmada hem de hücumda sergiledikleri bu vasat performans iyice göze batmaya başladı ve koç Pascual geç kalmış olsa da rotasyona gitti.

Mola ve ardından Rivers’ın oyuna girmesiyle hücumda daha düzenli oynayan ve sabırlı bir şekilde top çevirerek topu mutlaka alçak posta Bourousis’e indiren Panathinaikos 5-0’lık seri yakaladı çeyreğin son bölümünde. Maçın başında çok çalışan ve yorulan Zizic’i kenara alan koç Blatt Furkan’ı sahaya sürdü. Milli uzun maalesef Bourousis’in arkasında durmakta zorlandı. Bu nedenle fazla sahada kalamadı ve ilk yarıyı Moerman-Harangody ikilisi ile tamamladık ki onlar da ribaundlarda iyi iş çıkardılar.

Yunan temsilcisinin maçta kalmasını sağlayan, ilk yarının x-faktörü Singleton oldu. Amerikalı uzun dış şut tehdidini iyi kullanarak hücumda takımına önemli bir katkı sağlarken savunmada da atletizmi ve çabuk ayakları ile ikili oyunlar sonrası penetre eden kısalarımızın karşısında çok güçlü kaldı.

İkinci çeyreğin ilk bölümünde tempoyu düşüren ve oyunu yarı saha basketboluna yıkan Pana salondaki taraftarları da temsilcimizi de uyuttu adeta. James ile Rivers’ın birlikte sahada olması ve Bourousis’in alçak posttaki etkinliği sahaya doğru yerleşen Yunan temsilcisinin rahat skor bulmasını sağladı.

Çeyreğin ortalarına doğru Clyburn’ü 4 numaraya çeken koç Blatt Wilbekin ve Bertans’ı da sahaya sürerek aradığı yüksek tempoyu yakaladı. Koşan ve açık alanı kullanmaya başlayan Daçka skora tutunmayı başardı. Tabi Clyburn de 4 numarada deliciliğini kullandı Gabriel karşısında, skor bulamasa da savunmanın dengesini bozdu.

Ancak çeyreğin son bölümünde önce Bourisis 1-5 ikili oyunları sonrası üstüste gönderdiği üçlüklerle Pana’yı hücumda taşıdı sonrasında da kenardan gelen James tempoyu yükseltip sürekli potaya giderek Zizic ve Furkan’ın olmadığı dakikalarda boyalı alanı rahat kullandı. Onun üzerinde Wilbekin ya da Birkan ile baskı yapmamızın cezasını hemen kesti Amerikalı guard.

Wanamaker ve Bertans Pana’yı kendi silahı ile vurmaya başladılar. Gabriel ve Singleton’ın ikili oyunlarda tepeye kadar çıkmasından dolayı boyalı alanda çıkan boşlukları penetrelerle cezalandırdılar, 9-0’lık seri ile geri gelmeyi başardık.

Evet Daçka soyunma odasına giderken belki skor anlamında maçın içindeydi ama özellikle işin hücum tarafında ciddi şekilde zorlandık. Pas trafiğini oluşturamayan, durağan oynayan Daçka ilk yarıyı sadece 3 asist ile tamamladı. Ekstra hücum ribaundları ve birebirde Anderson’dan gelen katkı olmasa durum vahim olabilirdi.

Darüşşafaka Doğuş ikinci yarıya savaşarak başladı. Özellikle Zizic ve Moerman pota altında Singleton-Bourousis ikilisine karşı çok iyi iş çıkardılar savunmada. İlk yarı en çok canımızı sıkan bu iki uzunu devreye sokmadık. Koç Pascual’ın James’i kenarda tutması ve Calathes-Feldeine ikilisinde ısrar etmesi ekmeğimize yağ sürdü. Organize olmakta zorlanan ve sert savunmamız karşısında top kayıplarına da başlayan Pana hücumda ritmini tamamen kaybetti. Potadan tamamen uzaklaştırdığımız, püskürttüğümüz Pana sadece zorlama üçlüklerle ayakta kalmaya çalıştı.

Rakibi bozduğumuz bu dakikalarda hücumda bir hamle yapıp farkı açmamız gerekiyordu ve Wanamaker çıktı. Amerikalı gaurd sıkışan hücumlarda bulduğu el üstü şutlar ve yarı sahayı çabuk geçerek savunma yerleşmeden yaptığı penetreler ile Panathinaikos’un kabusu oldu. Hücumda gösterdiği bu enerji ve bulduğu sayıların ardından savunmada da kendini buldu, Pana guardlarına hatta uzunlarına ızdırap oldu Wanamaker.

Fark 12 sayıya çıkmışken koç Blatt haklı olarak Wanamaker’i dinlendirip son çeyreğe saklamak istedi. Ama Wilbekin’in oyuna girmesiyle hücumda yakaladığımız ritmi kaybettik, yine passız ve durağan hücumlar başladı ve skor üretmekte çok zorlandık. İşin savunma tarafında da direncimiz düştü. Rivers’ın da oyuna girmesiyle sahaya daha iyi yerleştiler ve Wanamaker’in baskısı hazır yokken Calathes de Bourousis ve Singleton’ı tekrar efektif kullanmaya başladı. Maalesef 7-0’lık bir seri verdik 2.5 dakikalık süreçte ve onların geri gelip maça ortak olmalarına izin verdik.

Çeyreğin son bölümünde Wanamaker’i tekrar oyuna aldık ancak düzenimiz öyle bir bozulmuştu ki bu kez o bile geri getiremedi. Ritim bulan ve maç boyu suskun olan Feldeine’ı da devreye sokmayı başaran Pana seriyi 4 dakikada 13-0’a kadar çıkardı. Bu bölümde kenardan gelen Bertans bize nefes aldıran isim oldu. Potaya gitmeyi hatırlayan Letonyalı oyuncu sonrasında da bulduğu kritik üçlükle sorumluluk aldı, bizi skorda tuttu.

Son çeyreğe maalesef kötü başladık. Singleton yine canımızı yakan isim oldu. Çok yönlü uzun hem içeriden hem dışarıdan bulduğu sayılarla takımını sırtlarken savunmada da penetrecilerimize karşı potayı iyi korudu. Pana kısalarını yine rahat geçerken ona takıldık ya da atışlarımızı bozdu, 5-0’lık bir seri daha yedik.

Temsilcimiz adına geri dönüş ateşini yakan isim Clyburn oldu. Savunmada ortaya koyduğu enerji ve Zizic’e pota altında getirdiği akıllı yardımlarla Pana hücumlarını bozmayı başardık. Savunmada yakaladığımız bu ivme sayesinde Wanamaker liderliğinde yine koşmaya başladık ve Clyburn hücumda da bu fırsatı da kaçırmadı, smaçları ile salonu tekrar havaya soktu. Bertans da yine bulduğu kritik üçlükle ona eşlik etti.

Ama Bourousis’i dışarı çekip Singleton’ı içeri indirdiler. Kısalarımız ikili oyunlar sonrası perdelere çabuk takılınca Rivers ile James’in sahada olmasının avantajıyla da ters tarafta yakaladıkları boş şutlardan da isabetleri bulan Pana ritim bulduğumuz bu dakikalarda maçtan kopmadı. Kenardan gelen Pappas da yine enerjisi ve deliciliği ile hücumda önemli bir opsiyon oldu.

Maçın kafa kafaya gittiği ve iyice ısınmaya başladığı anlarda ise yine sahneye çıkan isim Wanamaker oldu. Amerikalı oyuncu bugün mental olarak maçı alacağının sinyallerini daha ilk yarıdan bizlere vermişti ve bunu da en kritik dakikalarda sahaya yansıttı. Tempoyu sürekli yükselten Wanamaker belki tartışılacak erken ama isabetli üçlüklerle ya da korkusuzca ama bir kadar da güçlü yaptığı penetrelerle Daçka’yı galibiyete taşıyan isim oldu.

Son bölümde Wanamaker’in yaydığı müthiş enerji sayesinde savunmada Anderson sahneye çıktı, zamanlaması ile getirdiği yardımlar ve yaptığı bloklarla galibiyetin altına imzasını attı. Hücumda ise Wanamaker’i yanlız bırakmayan isim Clyburn oldu. Maçın en kritik anında geri çekilerek attığı zor şut özellikle ikinci yarıda tempo bulduğumuz anlarda verdiği skor katkısının daha da değerli olmasını sağladı.

Daçka VW arenada Euroleague’in büyük takımlarından birini daha eli boş gönderdi. Bu kritik galibiyeti ile Euroleague arenasında haftayı 4/4 ile tamamladık ve Daçka kendi play-off şansını devam ettirirken Anadolu Efes ile Fenerbahçe’ye de önemli bir destek sağladı Pana’nın aşağı çekilmesi konusunda.