İnanılmaz üzgünüm şu anda hakikaten…
Öncelikle maçtan önce yaşananlarla ilgili büyük hayalkırıklığı yaşıyorum. Bursaspor seyircisi cezalı. Fenerbahçe seyircisinin kurallara göre maça girmesine hiç bir engel yok. Ancak güvenlik kurulu birdenbire Fenerbahçe seyircisinin de maça girmemesi yönünde karar alıyor. Bu kararın hiç bir dayanağı, açıklaması yok.T am anlamıyla “muz cumhuriyetinde” olacak işler ama hiç bir şey yapamıyorsun, elin kolun bağlı kalıyor!
Öte yandan bu karar öncesi Bursa yönetimi Fenerbahçe taraftarı için maç bilet fiyatını 800 TL olarak belirleyeceğini açıklıyor. O Bursa yönetimi çok iyi biliyor ki, bugün kulüpleri Eskişehir ya da Mersin gibi iflasın eşiğinde değilse, bunu yazın Fenerbahçe’den aldıkları bonservis bedellerine borçlular. Aynı yönetimin talimatıyla maçın devre arasında sadece Bursa’nın atak yaptığı saha sulanırken, Fenerbahçe’nin atak yaptığı saha sulanmıyor, taaa ki sarı lacivertliler itiraz edene kadar
! Tebrik ediyorum Bursa yönetimini, bu tip ayak oyunlarını uyguladıkları için. Boyları uzamıştır, başları göğe ermiştir aldıkları 1 puandan sonra. Ancak Fenerbahçe taraftarının fil hafızalı olduğunu da hatırlatmak isterim kendilerine…
! Tebrik ediyorum Bursa yönetimini, bu tip ayak oyunlarını uyguladıkları için. Boyları uzamıştır, başları göğe ermiştir aldıkları 1 puandan sonra. Ancak Fenerbahçe taraftarının fil hafızalı olduğunu da hatırlatmak isterim kendilerine…
Evet, çok üzgünüm bu akşam, çünkü çok iyi oynayıp dünya kadar gol pozisyonuna girmesine rağmen şampiyonluk yolunda çok önemli 2 puan bıraktı Fenerbahçe. Hem de girilen pozisyonlar öyle böyle pozisyonlar değil. Boş kaleye kaçanlar, karşı karşıyalar, ne ararsan var. Bugün tüm maç aksayan Nani’ye de kızdım, son dakikalarda rakibin içinden geçmeye çalışan Alper Potuk’a da ama en çok Volkan Şen’e kızdım maç boyunca. Kendisine tavsiyem antremanlardan sonra alsın karşısına paf takımından arkadaşlarını, son pas ve son vuruş çalışsın. Futbolunun olgunluk döneminde ama öğrenmenin yaşı yok. Üstelik final pas ve şutlarındaki bu performansı sürerse işi çok zor olur. Bir de kendisinden özellikle ricam; kaçırdığı pozisyonlardan sonraki ”ağlamaklı” yüz ifadesinden hemen kurtulsun, çünkü o ifade ”ben baskıyı kaldıramıyorum, büyük takım topçusu değilim” ifadesi. Hemen ama hemen kurtulması lazım o ifadeden.
Bir başka üzüldüğüm konu Van Persie. Böylesine büyük bir dünya yıldızı var takımında. Hem de sezon başındaki hazır olmayan görüntüsünden kurtulmuş, iyi oynamaya başlamış. Böyle bir oyuncudan verim alamadığımız gibi oyuncuyu kaybetmeye doğru gidiyorsun. Hafta içi seyircinin Van Persie değişikliğine gösterdiği tepkiyi eleştirmiştim. Hocanın bunu haketmediğini savunmuştum ancak bugün Pereira’yı savun-a-mıyorum. İşi resmen kişiselleştirdi, ego yarışına girdi ve takıma zarar verdi. Bu kez hoca camiaya ayıp etti.
Taraftarın haftaiçi yaptığı hatadan bahsetmişken çok çok üzüldüğüm bir başka konuya değinmeden geçemeyeceğim. Kasımpaşa maçında edilen çirkin ve küfürlü tezahüratlardan dolayı benim de dahil olduğum binlerce kişi sezonun en önemli maçı olan Beşiktaş maçına gidemeyecek. Kimse ”ama çok az küfür edildi, belli belirsiz çirkin tezahürat oldu” demesin. Yapmayacaksın kardeşim şunu, vazgeçeceksin artık küfürden. İlla edeceksen stadın dışında et, evinde et ama maçta etme. Bir daha da kimseyi haksız yere çok sevdiği Fenerbahçe’sinden ayrı düşürme.
Biliyorum çok iç kapayıcı bir yazı oldu ama böylesine hayalkırıklığıyla dolu bir akşamdan sonra başka türlüsü beklenemezdi. Ben yine de tüm Fenerbahçe’liler gibi çok üzgün olmama rağmen kapanışı umut verici bir şekilde yapmak istiyorum. Hayır Polyannacılık olsun diye değil, inandığım için söylüyorum. Çünkü senelerdir bu ligi takip eden bir izleyici olarak bu köprünün altından çok sular akacağını biliyorum. Haftaya alınacak bir 3 puan ile rüzgarın yönünün değişeceğini düşünüyorum.
mail : alp.eralp@abcspor.com
twitter : @alperalp72