Tabii ki spor gürmeleri hemen hepsini ezbere bilecektir ama biz yine de kendimizce 20 tanesini alfabetik sırayla yazalım.
** Airball: Şut atıldığında topun ne çembere, ne potaya değmemesi.
** Backdoorplay: Top yüksek posttaki adama geçirilir. Savunmanın dikkati buna çekilmişken ters taraftan bir oyuncu kat eder ve ona pas atıldığında oyuncu basket şansı bulur.
** Bankshot: Panya tabir edilen, “backboard” yahut “glass” olarak da bilinen, çemberin ardındaki dik düzleme çarptırılarak atılan şut. Yani bizim dilimizde potalı..
** Bouncepass: Yerden sektirilerek atılan pas. Araya atılan paslarda çok elverişli bir pas çeşididir.
** Buzzer beater: Maçın bitiş düdüğü çaldıktan önce elden çıkan ama bitiş düdüğünden sonra atılan ve basket olan şut.
** Cherry Picking: Savunmaya fazla takılmadan, rakip top kullandığında ufak ufak ileriye çaktırmadan koşarak, pası aldıktan sonra beleş sayı atmak. Bunu yapana daa cherry picker denir.
** Dipsy-Doo: Top hakimiyeti yüksek, dribbling ustası guardın fantaziye kaçıp top sürerken, pas verirken, fake atarken vs. şova kaçması.
** Glass Cleaner: Ribaund işinde ustalaşmış ve bu kategoride ortalaması yüksek basketbolcu. Pivot ya da uzun olması gerekmez. Undersized elemanlardan da glass cleaner çıkabiliyor.
** Nothing but the net: Amiyane tabirle deliksiz!.. “Çuf” sesi çıkararak çembere değmeden giren şut.
** Palming: Dribbling yaparken elini, topu avuçlayacak şekilde alta getirmek. Topu taşımak yani kepçe. Sonu da “tabii ki hakem yakalarsa” steps.
** Pickpocket: “Steal” diye de açıkladığımız top çalmanın, çaldıranı iyice yerin dibine batıran söylem… Yankesicilik anlamına gelir ve cebinden çaldırmak gibi..
** Pump Fake: Şut atarken önce topu kaldırıp sonra geri çekip, savunma yapan rakibi aldatmak.
** Putback: Çemberden dönen topu içeriye itelemek. “Tip in” de tabir edilen tamamlama hamlesi.
** Rainmaker: Karşılaşmanın son anlarında, gitti denilen maçı çok zor şartlar altında kullandığı bir şut ve muhtemelen üçlük bir basket ile çeviren, uzatmaya götüren veya kazandıran eleman.
** Shadow defense: Sadece hücum oyuncusunu takip eden, blok yapmaya veya top çalmaya odaklanmayan bir tür savunma.
** Shoot the Lights Out: Neredeyse her attığını abartacak şutlar dahil sokmak.”He’s hot” veya “He’s on fire” diye de çok duyarız maçı anlatan spikelerden.
** Trailer: Hızlı hücum (fast break) sırasında takımdaki diğer oyuncuların arkasından potaya doğru gelen oyuncu.
** V-cut: Çembere doğru adım atıp ani bir dönüşle top almak için yapılan “V” şeklinde bir hareket.
** Weak side: İki çemberi birleştiren çizginin topun bulunduğu tarafın dışındaki kalan bölge
** Weeding out: Yetersiz görülen oyuncunun takımdan elenmesi.
