Los Angeles dendiğinde akla gelen ilk kulüp tabii ki Lakers ama son 2-3 senede bayrak ‘en azından bugün için’ Clippers’a geçti diyebiliriz.
NBA’in senelerdir beraber oynayan, son şampiyonu ve en oturmuş kadrosu olan San Antonio Spurs’u ilk turda 7 maçlık nefesleri kesen bir seride geçen Clippers, yarı finalde ise 3-1 öndeyken üst üste 3 maç kaybedip, 7 maç sonunda Houston Rockets’a elenmişti.
Hemen herkesin ortak fikri, çok iyi bir 5’e sahip ama Jamal Crawford haricinde, bench’in vasat ve altı oyuncularla dolu olduklarıydı.
6 oyuncuyla, hadi ara transferde gelip istikrarlı olmasa da, bazı maçlarda patlayan Austin Rivers’i da katarsak, 6.5-7 kişilik bir rotasyonla sezonu götürdüler. Yani belki de zorlu Houston serisinde pilleri yetmedi.
Bu yaz sezonunda en önemli hamlelerin başında, Dallas yolundaki Jordan’ı takımda tutarak, yeni sezon öncesi kadro dengesinin bozulmamasını sağlamalarını gösterebiliriz. Chris Paul ve Blake Griffin gibi iki süperstar da hala kadrolarında..
En sansasyonel transferleri de, yaşlı ama tecrübeli ve kalitesi tartışılmaz PAUL PIERCE hamlesi oldu.
Bir diğer transferde, sorunlu yapısı, takım kimyasına ters karakteri ama beynen ve vücuden konsantre olduğunda pozisyonunun en iyi isimlerinden biri olan LANCE STEPHENSON idi.
Aynı şekilde, bir başka sorunlu ama kaliteli isim JOSH SMITH’i de kadroya katıp, geçen seneki en eksik halkaları olan bench kalitesini en az 1 vites yukarı çıkartmayai başardılar. En azından kağıt üstünde!
Ayrıca takıma direkt katkı yapmasalar da, en azından bütün sezon bench’te havlu sallayanlardan çok daha faydalı olacak WESLEY JOHNSON ve COLE ALDRICH gibi iki isim daha kadroya katıldı.
Crawford’un takas olma ihtimali konuşuluyor. Bu gerçekleşmez ise zaten çok iyi olan 5’lerine güzel bench katkısı yapmış oldular ki, bu sezon onların sezonu olabilir.
Play-off’lara kalacakları ve sezonu Lakers’in üzerine bitirecekleri malumun ilanı ama tarihlerinde yaşamadıkları Konferans Şampiyonluğu ve akabinde Haziran ayı başında yüzük gelir mi? İşte orası biraz muamma…