Maç başladığında Fenerbahçe taraftarının ağırlıkta olduğu tribünleri gördüğümde ”aman” dedim. UEFA tarafından takipte olduğumuz maalesef unutulmaya yüz tuttu, halbuki hala en ufak bir tribün olayında Avrupa Kupaları’ndan men edilmekle karşı karşıyayız. Gurbetçilerimiz de sağolsunlar son senelerde yaz kampı hazırlık maçlarında bile öyle sorumsuz davrandılar ki, bazı ülkeler Türk takımlarının yapacağı hazırlık maçlarına bile izin vermez oldular güvenlik sebebiyle..
O yüzden maç sırasında gözüm sahada, kulağım tribünlerden gelen seslerdeydi. Zaman zaman gerginlikler olduğunu hissedebiliyordum. Nitekim maçı anlatan spiker de ilk yarıda Grasshoppers taraftarlarıyla yaşanan bazı tatsızlıklardan bahsetti. Maç sonunda ise bir çok sahaya giren taraftar olduğunu gördük. Ben farketmedim ama meşale de yakıldığından sözediliyor. İnşallah başımıza bela almamışızdır. Gözlemcinin yazacağı rapor maçın skorundan da oynanan oyundan da daha önemli hale geldi şu anda. Gruplara kaldığımıza sevineceğimize, taraftarın yaptığı budalalık yüzünden diken üstünde UEFA’dan çıkacak kararı bekleyeceğiz şimdi.
Bu gece yaşanan bir başka tatsızlık ise Salih’in sakatlanmasıydı. Zaten orta sahada yaratıcılık eksikliği çekerken bir de Salih’siz kalmak çok ciddi bir problem yaratabilir. Umarım sakatlığı ciddi değildir.Öte yandan bu şanssız sakatlık sonrası mecburiyetten Alper kanattan orta üçlüye geçmek zorunda kaldı. Aslında Eskişehir’de parlaması da o pozisyonda olmuştu. Dolayısıyla orda çok ta faydalı olabilir Alper. Artık Fenerbahçe formasına alıştı iyice, oyunu da olgunlaşmaya başladı, bu sezon sakatlıklardan uzak kalırsa takımın en kilit oyuncularından biri olabilir.
Ancak ne olursa olsun yetenek ve yıldız eksiği olan Fenerbahçe’de en kilit adam bana göre çok net Van Persie. İlk maçta sonradan oyuna girdiğinde çok iştahlı görmüştüm. Bugün biraz fazla top ezdi. Ha, Van Persie’yi ne kadar besliyoruz, ne kadar doğru yerlerde topla buluşturuyoruz, o da tartışılır ama bu kadronun Van Persie’ye yaptığı yatırımdan verim alma zamanı geldi de geçiyor artık. Van Persie’nin de kapasitesini daha fazla sahaya yansıtması gerekiyor.
Diyorlar ki,”Fenerbahçe sahaya iyi yayılıyor, rakibe pozisyon vermiyor”,tamam güzel, rakibin zayıf olmasına rağmen iyi bir özellik bu ama çok eleştirilen Pereira’nın takımı da pozisyon vermiyordu zaten. Fenerbahçe taraftarı artık ”pozisyon vermiyoruz” hikayesini dinlemekten sıkıldı. ”Rakibi boğuyoruz”, ”sağlı sollu geliyoruz”,”önde basıyoruz”,”bol bol pozisyona giriyoruz” yorumları duymak istiyor. Advocaat eğer farkını ortaya koymak istiyorsa muhakkak hücum zenginliği problemine bir çare bulması gerekiyor.
Bu hücum zenginliğine ulaşmak için de daha hızlı oynamak, daha süratli top çevirmek gerekiyor. Önde basıp rakibi fazla hataya zorlayamıyoruz şimdilik, bu da ”baskın” atak yapıp karşı defansı dengesiz yakalamamızı engelliyor. Dolayısıyla hem hızlı oynamadığımız hem de presle fazla top kapamadığımız için hep set hücumu yapmak zorunda kalıyoruz, rakip defans karşımızda hep yerleşmiş durumda oluyor. Bu da yetenekli, işbitirici, direkt sonuca giden oyuncu gerekliliğini ortaya çıkartıyor, o da Fenerbahçe’de çok az, neredeyse yok gibi. Bakalım transferin son günlerinde buna bir çare bulabilecek miyiz?
mail: alp.eralp@abcspor.com
twitter: @alperalp72