*** Ligde son 3 haftaya girdik ve Beşiktaş’ın Başakşehir önünde 2 puan avantajı var. Sizce ligin sonunda bu ikili arasındaki sıralama değişir mi?
Beşiktaş ve özellikle Şenol Güneş’in bu konuda kötü bir şöhreti olsa da değişmesi zor.
Quaresma’nın 2 haftada 3 sarı, 2 kırmızı kartlık hareket yapıp, bir sarı kart alması da, Talisca’nın göstermelik cezası da, Beşiktaş’ın daha çok istendiğini söylüyor…
*** Aynı şekilde Fenerbahçe’nin Antalya’ya kaybetmesi ile birbirine yaklaşan 4 takım arasında, 3-4-5.sıralar için de bir tahmin alalım.
Fenerbahçe’nin hedefi kupa ve eğer kupayı alırsa ligdeki durumu, taraftarını üzmek dışında çok da fark yaratmayacak. Tam tersine kupayı Başakşehir alırsa lig üçüncüsü kupayı almış gibi doğrudan gruplara gidecek ve üçüncülük Fenerbahçe için kıymete binecek…
Fenerbahçe Antalyaspor önünde çok bezgin, keyifsiz bir maç çıkardı. Böyle devam ederse, en kötü senaryo da olup, Fenerbahçe seneye Avrupa kupası defterini kapatabilir…
Türk oyunculardaki kendini bırakmışlık kabul edilebilir değil.
Galatasaray da bu hafta galip gelse de bezginlikte Fenerbahçe’den farklı değil. Bir de Tudor ve futbolcu çekişmeleri var.
Trabzon ve Antalya’nın yetişme ihtimalleri bence düşük.
3 ve 4. sıranın böyle kalması en yakın olasılık.
*** Sarı lacivertlilerin önünde 3 lig maçı ve Ziraat Türkiye Kupası hedefi olmasına rağmen gözler Sinan Erdem’de ve Cuma akşamı başlayacak Final Four’da. Sizce bu kez başarabilecekler mi?
Kupa maçında avantaj Fenerbahçe’de, sahasında zorlansa da turu vermeyecektir.
Eğer ortada yaşanacak bir dram varsa Fenerbahçe finali tercih eder 🙂 Şaka bir tarafa Fenerbahçe zorlanarak da olsa kupayı alacaktır diye tahmin ediyorum.
Final Four’a gelince, sene başından beri seninle sohbetlerimizde de söyledim, burada olmak tek başına bir zafer. İşte CSKA örneği
Bu yıla gelinceye dek CSKA’nın 15 yılda 14. Final4’u ! 6 defa final oynamış, 3 defa da kazanmış.
Sporda başarı nedir, ön yargı nedir ? 14 Final4’da 3 kere kazanan CSKA için ülkesinde final sendromundan bahsediliyor mudur ? Sportif olarak başarısız deniyor mudur ? Fenerbahçe olsa 8 defa finale bile kalamadı, 3 finali kaybetti diye bunu okuruz.
Real Madrid de bu yıla kadar son 6 Final4’un 4üne katılmış, 3 final oynayıp 1 kupa almış. 2 defa da final sendromu yaşamış demek mümkün.
2010-11’de Türkiye şampiyonluğunu Sinan Erdem’de yaşamak isterken, Abdi İpekçi’de yaşamıştık. O salonu çok severim ama bize bir kupa borcu var.
İnşallah bu yaz Fenerbahçe müzesinin en çok ziyaret edilen yeri Eurolegue kupasının olduğu bölüm olur.
*** Vakıfbank bir kez daha Dünya Şampiyonu oldu ve bu sezonu 1 ay önce kazandığı Şampiyonlar Ligiyle beraber çifte kupayla bitirdi. Son 7 sezonun 5’inde kazanan Türk takımları olurken, 7 finalin 7’sinde yer aldılar. Hatta daha da ileri gidelim, son 5 Final Four’da 1 değil, 2 takımla yer almayı başardık. Ülkenin tartışmasız takım sporlarında en başarılı kolu olan Kadın Voleybolu için birkaç cümle lütfen…
Voleybol bana çok uzak bir spor. Samimiyetle söyleyeyim Fenerbahçe olmasa izlemem. Onu da derbi, final maçı vs olursa izliyorum.
Bunun yanında çocukları voleybolcu olma hevesinde, altyapılarda oynayan arkadaşlarım var. Kadın voleyboldaki potansiyelin büyüklüğünü onlara bakarak az çok görebiliyorum.
Milli takım ve kulüp takımlarının aynı anda başarılı olduğu nadir branşlardan. Altyapıdan oyuncular çıkıyor, yani futbolda olmayan ne varsa, basketbolda ne eksikse voleybolda doğrusu mevcut.
Anlamam dediğim voleybol için haddimi bileyim, yorumu burada keseyim, başarılı kulüpleri tebrik edeyim ama kocaman bir ilave yapayım, Voleyboldan anlamıyorum olmam Eda Erdem’in müthiş bir sporcu olduğunu da anlamıyorum demek değil. Ateş Bakan Fenerbahçeli genç futbolculara seslenip “Siz hiç Eda Erdem’i izlediniz mi ?” yazmış.
Eda Erdem eliyle, aklıyla, kalbiyle müthiş bir sporcu !
*** Basket-Voleybol Kadınlı-erkekli 4 branşta şampiyonluk mücadelesi veren tek kulüp Fenerbahçe’ye, Ziraat-Arkas, Halkbank, Vakıfbank, Eczacıbaşı, Anadolu Efes sonrası bir ciddi rakip de kadın basketbolundan geldi ve başlarında da bu camia içinden çıkmış (Işık Eyigüngör) biri var. Hem şampiyonun belli olacağı 5.maça kalan seri, hem de bu oluşum için düşünceleriniz.
O ‘ciddi rakip’ kaç sene daha burada olacak ?
Bir Fenerbahçeli arkadaşım Aykut Akçakoca şöyle yazmış “Fenerbehçelilik gönülden bağlılıktır. Hiçbir kişi ya da kurum, hiçbir hırs, hiçbir amaç bu bağı koparamaz. Koparıyorsa yalandan Fenerlisin”
Üstüne laf söylemek istemem.
İşin saha kısmına gelirsek, Fenerbahçe çok dağınık hücum ettiği 4 maç oynadı. Ancak son iki maçta savunmada daha akıllı hareket edip, rakip perdelemelerinde (erkek takımı gibi ) adam değişti. Kolay sayı imkanı az verdi.
Parker büyük oyuncu ve büyük oyuncuların çoğu gibi zaman zaman egosu da büyük oluyor. Kafasına göre oynadığı anlar çok, ama mücadeleden hiç kaçmıyor.
Quigley ise çok özel bir oyuncu. Fenerbahçe’ye çok yıldızlar geldi geçti, ama en verimli isimlerden birisi olarak ben onu söylerim. Fenerbahçe ona şut hazırlayabildiği ölçüde rahatlayacaktır.
Son söz de kaptana olsun, müthiş bir dördüncü maç oynadı. Onun şutunu riske eden rakibe hata yaptınız dedirtti. Fenerbahçeliler kaptan Birsel’den böyle bir maç daha istiyorlar ve yapabilir…
*** Dün VTB ligi takımlarının bütçeleri açıklandı ve CSKA Moskova için 43 milyon euro rakamı yazıldı. Hemen her branşta başka bir takımla başa güreşen Ruslar, bu yatırıma devam edecek belli, peki geliri giderinin 1/3’i bile olmayan bu şubelerde bu yatırım ne kadar devam edecek? Ya da etmeli mi ?
Fenerbahçe’nin üyelerine mali kongre için gönderdiği kitapçık da geldi.
Erkek basketbolda yaklaşık olarak gider 22.6 m Euro , gelir 8.9 m Euro. Yani fark 13.7 m Euro. Seneye Doğuş sponsorluğuyla bu miktar daha aşağıya gelecektir.
Fenerbahçe her yıl Final4 hedefiyle oynayalım diyorsa 20-25 m Euro bütçelere çıkmak ve kalmak zorunda. Altında bir bütçeyle başarı olamaz mı ? Elbette olabilir ama kısa dönemli olur.
Diğer şubelerimizin toplam zararları yaklaşık iki-üç futbolcu yıllık ücreti kadar .
Çözümü basit, Fenerbahçe yıllardır söylüyor. Vergilere mahsup edilsin diyor… Fenerbahçe söylediği için kabul görmüyor.
*** Son zamanlarda okuduğunuz futbol kitaplarından bir tavsiyede bulunabilir misiniz?
– Ruud Gullit’in “How to watch soccer” kitabını okuyorum. Çok iyi bir kitap. Kariyerine defansta başlıyor ve hocası ona, topu aldığında ileriye gidebildiğin kadar git diyor. Gullit her seferinde kaleciyle karşı karşıya kaldım ve golü attım diye devam ediyor ve forvete geçiyor ?
Yarısına geldim ama, bir Hollanda efsanesi ve özeleştiri dolu, samimi bir kitap derim.
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail: bozkurt.yilmaz@abcspor.com
twitter: @_bky