KABUS SENARYOSU
Beşiktaş’ın Gaziantep deplasmanında başına gelebilecek en kötü senaryonun nasıl olabileceğini düşünsek, herhalde bu gece olanları aynen dile getirirdik! Vida’nın daha maçın 5. dakikası oynanırken sanki son anlar oynanıyormuş da galibiyeti korumak için atılmayı göze alıyormuş gibi yaptığı son derece amatör tercih, Beşiktaş’ın 4. hafta sonunda 4 puanda kalmasının en büyük sebebi oldu.
Dünya Kupası finali oynamış bir oyuncu nasıl böyle bir hata yapar, akıl alır gibi değil. Üstelik Vida bunu ilk kez yapmıyor, geçen sezon Konyaspor deplasmanında da maçın başında gole giden topu elle çıkartmış ve Beşiktaş’ın 80 dakika 10 kişi oynayıp puan kaybetmesine yol açmıştı. Aynı şekilde Bayern Münih deplasmanında da birebir aynı kırmızı kartı görerek takımını oyunun başında yalnız bırakmış ve farklı mağlubiyete neden olmuştu. Bu artık anlık bir hata diyerek geçiştirilecek bir iş olmaktan çıkmıştır. Takımın en güvenilir oyuncularından olmasını beklediğimiz, kaptanlığın yakışacağını düşündüğümüz Vida, artık ciddi bir şekilde yaptığından ders çıkartmalı ve bu maç Beşiktaş’ı yaktığı son maç olmalıdır. Tabii bu saatten sonra ders çıkartsa ne olur dediğinizi duyar gibiyim, son 2 sezonda 4’er puan farkla şampiyonluk kaçırıldığını düşünecek olursak bu puanların ilerde yana yakıla aranacağını öngörebilmek zor değil…
Tek bir pozisyon için bu kadar satır yazmak yerine, oyuna odaklanmayı, Beşiktaş’ın oyun düzenini, taktiğini ele almayı çok isterdim. Ama neredeyse tamamı eksik oynanan bu maçta sistemi, taktiği konuşabilmemiz pek mümkün olamıyor ne yazık ki. Beşiktaş maça bildiğimiz düzeninde başlamış, 6 numara pozisyonunda ise büyük umutlarla beklenen Elneny yer almaktaydı. Ancak erken gelen kırmızı kart ve penaltı golü ile tüm planlar alt üst oldu. Vida’nın bölgesine Elneny çekilirken Dorukhan önliberoda tek başına kaldı ve 4-4-1 gibi bir sistem çıktı ortaya. Yeni sistemin henüz oturmadığı ortadayken, böyle garip bir dizilişin de pek işleyemeyeceği aşikardı, nitekim öyle oldu. Beşiktaş devre arasına 5-0 mağlup girebileceği bir ortamda tek golle soyunma odasına girdiği için şanslıydı. Bu şansı 2. yarıya hızlı ve golle başlayarak değerlendirme şansı hiç de az değildi, eğer beraberlik bulunabilseydi Beşiktaş’ın maçtan puan, hatta puanlar alması yüksek olasılıktı. Ancak iyi başlanan 2. yarıda yine son vuruşu yapacak oyuncunun eksikliği hissedildi ve o beraberlik golü bulunamadı. Ani gelişen bir gol girişiminde gafil avlanılınca 2. gol de geldi. Bu dakikadan sonra zaten eksik olan takımın galibiyet şansı daha da azaldı.
Sonrasında gelen 3. gol ve iki takımdan birer kırmızı kart daha görülmesi, iyice futbol konuşmayı imkansız hale getirdi zaten. Buna rağmen ileri uçta etkisiz kalacağı artık netleşen Güven’in yerine oyuna giren Umut Nayır, gösterdiği reaksiyonla takımını bir anda ateşledi. Topa ilk temasında doğru yerde olmanın ödülü olarak golü buldu. Hemen sonrasında takipçiliği ve hırsıyla kazandırdığı kornerde Atiba klasik kafa gollerinden birini atarak farkı 1’e indirince bir anda bambaşka bir hikayeye dönüştü karşılaşma. Kalan sürede Beşiktaş 9 kişiyle elinden geleni yapsa da puan almaya yetmedi. Önce Vida, sonra Elneny’in amatörce takımını yalnız bırakmalarının cezasını takım olarak ödedi Siyah-Beyazlılar…
Teknik Direktör Abdullah Avcı için başından sonuna talihsiz bir gece oldu. Açıkçası bu kadar bireysel ciddi hatanın yaşandığı bir maçta suçu hocaya yıkmak haksızlık olur. Skorlara takılmadan, şampiyonluk gidiyor telaşına kapılmadan, hocaya kafasındaki oyunu takıma oynatması için zaman tanımaktan yanayım. Çünkü o oyuna çok inanıyorum, çok güveniyorum. Ben şahsen, Beşiktaş’ın yavaş yavaş da olsa sağlam adımlarla, tıkır tıkır işleyen bir sistem takımı olduğunu görebilmek için bu sene de şampiyon olunamamasına razıyım. Devamlılığı olmayacak geçici başarılar yerine, önümüzdeki yıllarda ligi domine edebilecek bir takımın temellerinin atılması gerektiğine inanıyor ve Abdullah Avcı’nın bu yolda olduğunu düşünüyorum, yeterki yoluna taş koymayalım…
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail: olcay.nurlu@abcspor.com
twitter: @olcynrlu