NBA tarihinin efsaneleri dendiğinde; Michael Jordan, Abdul-Jabbar, Wilt Chamberlain, Magic Johnson belki kare as çıkar ama; 11 şampiyonluk ile halen NBA’in en çok yüzük kazanan oyuncusu konumundaki Boston Celtics efsanesi Bill Russell de göz ardı edilmemeli!..
NCAA süreci onun bu büyük çıkışının ilk yeridir ve San Fansisco Dons gibi vasat bir takımla üst üste alınan 55 galibiyet. Hele de 24 Mart 1956 günü oynanan NCAA finalinde San Francisco, Iowa Üniversitesi’ni mağlup ederken 26 sayı, 27 ribaund, 20 blokluk performans!..
80’lerdeki Lakers-Celtics rekabeti sırasında, Los Angeles ekibi, daha çok parayı, gösteriyi ve şovu, Celtics ise takım oyununu ve çalışkanlığı temsil ediyordu.
Üst üste şampiyon olup, rekorlar kıran ve domine eden Celtics’in de en ana parçalarından biriydi Bill Russell. Kendi döneminde en büyük rakibi olan Wilt Chamberlain kadar atletik ve skor gücü yüksek değildi, ama oyun zekası ve disiplini çok yüksek, oldukça da iyi bir savunmacıydı rahmetli, belki de tarihin en iyisi…
Rahmetli diyorum, çünkü benim bu yazıyı yazma nedenim, efsane basketbolcuyu geçen hafta kaybetmiş olmamız.
O kadar çok finaller oynayıp, kupalar kazandı ki ama yine de 1 seneyi öne çıkartacaksak; 1969 NBA Finalleri diyebiliriz. Çünkü hem kariyerinin son senesiydi hem de coach’u idi takımın. Efsane koçları Red Auerbach’ın görevi bırakmasından sonra bu görevi alan Bill Russell, aynı zamanda “ilk siyahi basketbol koçu” olarak da tarih yazmıştı.
Lakers’in favori çıktığı final serisinde, 3-3 ile girilen 7’nci ve son maçta şampiyon olacağına emin Los Angeles seyircisi, salonu gelin gibi süslemişti, ama düğünü maçı 6 sayı, 21 ribaunt ve 6 asist ile bitiren Russell bozmuştu!..
Aynı zamanda sivil haklar hareketinde ön plana çıkan, lider bir figürdü.
O zamanlar Amerika’yı fazlasıyla meşgul eden ırkçılıktan, efsane olduğu şehri de dahil, o bile nasibini fazlasıyla almıştı!..
Hatta bunun için şehirden kırgın ayrılmış, formasının 1972’deki emeklilik törenine ve 1975’teki Hall of Fame merasimine katılmayı reddetmişti. Celtics seyircisi çeyrek asır sonra, 1999’da en büyük rakibi Chamberlain ve bir başka Boston efsanesi Larry Bird’un de katılımıyla forması emekli edilmiş, salondaki kalabalık Russell’i dakikalarca ayakta alkışlayıp gönlünü almayı bilmişti.
NBA’in gördüğü en skorer isim değildi, fundemantal olarak da zirvede değildi ama belki de gördüğü en iyi savunmacı ve çok büyük liderdi yüzüklerin efendisi…
1950’li yılların başında, Boston daha çok yazları beyzbol ve kışları buz hokeyi merkezli bir spor şehriydi. Brown, 1950’de Red Auerbach’ı Boston’a getirdiğinde, bu başarıyı kendi de hayal edemiyordu. Takımın tek yıldızı, seyircilerin “Houdini” adını taktıkları, top cambazı Bob Cousy idi ama tek başına nereye kadar.
Usta koçun, Russell ısrarı ve seçim hakkı onlardan önce olan 2 takımın da, tarihe geçecek uzunu pas geçmesi, tarihi değiştirdi belki de. Sonrası da malum 11 NBA Şampiyonluğu.
13 sezonda 11 şampiyonluk yaşamış, kolej kariyerinde iki kez üst üste zirveye çıkmış (1955-56), 1956 Olimpiyat Oyunları’ndan ülkesine altın madalya ile dönmüş, Bill Russell’in benzersiz kariyerine yaklaşabilen bir isim olmadı ve olmayacak.
Daha da bitmedi. 5 kez NBA en değerli oyuncu ödülü, 12 kez All Star apoleti vsvs diye devam eder bu liste.
Bu kadar büyük bir kariyere sahip olmasında, ona “daha bir hiç iken” güvenen lisedeki koçu George Powles başta, kolejdeki koçu Phil Woolpert ve Celtics’de kendi ile beraber efsane oldukları Red Auerbach, yetiştirici anlamında saçayağı idi diyebiliriz.
Bugünden bakınca, el parmaklarının sayısından fazla şampiyonluk yüzüğü olan, çok başarılı, savunma bakanı bir sporcunun sayfalara sığmayacak hayatından kısa bir geçiş yapmak istedik sizlere.
Nur içinde yat büyük efsane, rol model…
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail: burak.belgen@abcspor.com
twitter: @BurakBelgen