https://abcspor.com/wp-content/uploads/2020/11/ataturk.jpg

BEŞİKTAŞ’IN YENİ GENERALİ

Okunması Gerekenler

fersu yaziKoç Sarıca’nın geçen sezon Pınar Karşıyaka’da istediği başarıyı tekrarlayamamasının temel nedeni oyun kurucu transferinde yaşanan problem ve hatalı seçimlerdi. Bu kez transfer döneminde yeni takımı Beşiktaş ile işi sağlama almak isteyen Sarıca, sisteminin en önemli parçası olan oyun kurucu pozisyonu için değerli bir hamle yaptı ve Fransa’nın Pau Orthez takımından 1.78m boyunda olan 28 yaşındaki Michael “Juice” Thompson’ı kadroya kattı. Fransa liginde sezonun en değerli beşine seçilen Amerikalı guard aynı zamanda ligin de en skorer ismiydi. Gelin birlikte Beşiktaş’ın ele avuca sığmayan yeni generalini yakından tanıyalım.
“Kariyeri”
NCAA’in pek adı duyulmamış okullarından Northwest mezunu olan Thompson burada oynadığı son iki sezonda takımın en önemli ismi olmayı başardı yakaladığı ortalamalarla (16.3 sayı, 2.2 ribaund, 4.3 asist). Ancak fiziği nedeniyle NBA takımları tarafından tercih edilmedi ve draftlara hiç katılmadan profesyonel kariyerine Avrupa’da başladı, 2011 yazında Almanya’nın Skyliners takımı ile anlaştı. Eurocup tecrübesi de tadan Thompson sıradan istatistiklerle ve skorer oyunundan uzak bir performans sergiledi. 2012 yazında ise kariyerinin en önemli yıllarını geçireceği Fransa’ya vardı ve Asvel ile anlaştı. Burada biraz daha kendini bulmuş olsa da pozisyonuna nazaran organize etmekten çok atmaya odaklı yapısı ile yeterli görülmedi ve 2013-14 sezonu için Pau Orthez’in yolunu tuttu. Daha fazla süre alan ve organizatör özelliklerini de geliştirmeye başlayan Thompson, takım değiştirmeye devam etti ve sonraki sezon için bu kez Rouen ile anlaştı. Çıkışını sürdüren ve artık takımının lideri olan Thompson gösterdiği ivmenin ödülünü 2015 yazında tekrar eski takımı Pau Orthez’e dönerek aldı. Bu sezon takımını 7.sıradan play-offa sokmayı başaran Thompson skorer oyunu ve liderliği ile kariyerinde bir basamak daha tırmanmaya hazır olduğunu gösterdi.
“Artılar-Eksiler”
Thompson koç Sarıca’nın Dixon’da gördüğü ve işlediği lider özelliklere sahip bir guard. Yay gerisinden etkili olan ki lakabı Juice’u da bu şutları nedeniyle alan Amerikalı oyuncunun hücumdaki en önemli silahı da bu zaten. Dribbling sonrası gerek adımını geriye çekerek gerek el üstü çıkardığı mesafe tanımayan üçlükleri yüksek yüzdeyle gönderebiliyor rakip potalara. Bununla beraber kısa boyuna rağmen çembere de gitmekten çekinmeyen cesaretli bir isim, tek adım üzerinden bıraktığı yüksek atışlar onun imzalarından biri. Her iki yönden de potaya gidebilen ve tabii ki fiziğinin de etkisiyle hayli çabuk bir guard, ilk adımda geçemeyeceği savunmacı sayısı fazla değil. İkili oyunları organize etme konusunda da hayli yetenekli Juice. Üç sayı tehdidinin yüksek olması rakiplerinin perdelerde yapacağı geçişleri sınırlandırıyor ve bunu hayli iyi okuyan zeki oyun kurucu hem uzunlara güzel pozisyonlar hazırlayabiliyor hem de driplingi erken kesmeyerek perdeyi alttan geçen rakiplerine yay gerisinden cezayı kesiyor. Koç Sarıca’nın Thompson’ı tercih etmesindeki bir diğer önemli özelliği de tempoyu yüksek tutmayı seven attıkça hem kendi havaya giren hem de takımını havaya sokan bir guard olması. Bu kadar çok atmaktan bahsettik ama şunu da eklemem lazım, Thompson takım arkadaşlarının özelliklerini iyi analiz eden ve onlardan nasıl faydalanması gerektiğini de bilen bir isim, bencil bir oyuncu değil.
Gelelim eksilerine. Tabii ki hücumda bu kadar artısı olan 1.78m boyundaki bir guarddan bahsediyorsak eksilerini tahmin etmek çok zor değil. Tıpkı Dixon’ın Karşıyaka’ya ilk geldiği dönemlerdeki gibi o da savunma yapmayı fazla sevmiyor ve fiziksel özellikleri nedeniyle de ciddi dezavantajları var. Evet aslında boyuna nazaran güçlü bir fiziği var fakat hem kendinden uzun guardlara karşı alçak postta etkisiz kalıyor hem de perdelere kolay takılıyor. Topa baskı konusunda fena seviyede değil fakat Fransa ile karşılaştırırsak ligimizde çok daha zorlu oyun kuruculara karşı oynayacak, savunmada kendini geliştirmesi şart. Hücumda aslında net bir eksisi yok ama yine fiziğinden kaynaklı problemler yaşayabiliyor, özellikle atletik guardlara karşı penetre etmekte ve temas aldıktan sonra skor bulmakta zorlanıyor, yay gerisine doğru çabuk püskürtülebiliyor.
“Sonuç”
Thompson genel özellikleri ile koç Sarıca’nın tam istediği bir isim ve yeniden yapılanan Beşiktaş’ta Karşıyaka’daki Dixon’dan aldığı katkıyı alabileceğini düşünüyorum. Hücumda tempoyu yükselten ve topa baskı yaparak rakibini sürekli kausa sürüklemek isteyecek siyah beyazlıların saha içindeki generali ve koç Sarıca’nın en büyük yardımcısı olacak Thompson. Kısacası onun liderliğinde bolca skor bulan ve keyif veren bir Beşiktaş izleyeceğiz bu sezon. Kariyerine baktığımızda her sene üzerine koyarak devam eden Thompson koç Sarıca gibi değerli bir mentör ile bir kez daha sınıf atlayabilir ve kim bilir bakarsınız onu da Dixon gibi önümüzdeki sezon bir Euroleague takımında görebiliriz.
mail: fersu.deniz@abcspor.com
twitter: @fersudeniz

Son Haberler

EUROLEAGUE’İN YENİ YÜZÜ, YÜKSELEN DEĞERİ PARİS BASKETBOL

Geçen sezonun EuroCup şampiyonu Paris Basketbol, ilk Euroleague sezonunda ne yapacak herkesce soru işareti idi. T.J. Shorts gibi çok kısa...

Benzer Konular