Çok ilginç bir karşılaşma izledik Bursa Atatürk Stadında..
Geçen hafta Türk Telekom Arena’da mükemmel bir mücadele sonrası, farklı kazanacağı karşılaşmada, şansızlık, beceriksizlik ve hakem faktörlerinin bileşimiyle 2 puan bırakan Timsahlar, zirvedeki İstanbul 3’lüsü ile makasın açılmaması için, mutlak kazanmaları gereken bir karşılaşmaya çıktılar..
1-0 geriye düştükleri karşılaşmada, belki çok iyi oynamadılar ama çok iyi savaşıp, son dakikaya kadar kurdukları baskıyla, sayısız gol fırsatını değerlendirmeseler de, önce Josue’nin 25 meterden jeneriklik golüyle eşitliği sağlayıp, sonrasında da 90+’larda gelen 2 golle 3 puanı almasını bildiler.
Gollerin kadro dışı kalması sonrası Hoca’sına kızan, bu takımın en kaliteli ayağı Josue, sene başından beri yedek pozisyonundaki orta saha oyuncusu FB’li Holmen ve ligimizin bence en iyi pivot santraforu Fernandao’dan gelmesi de ilginç bir ayrıntı oldu.
Şenol Güneş’in Bursaspor’unun en önemli özelliği tempo.. Kazanamasa da göze hoş gelen futboluyla, taraflı tarafsız herkesin zevkle izlediği bir takım yarattığı konusunda herkes hem fikir..
ŞAMPİYON OLUNAN sene de dahil bu takımın, 52 senelik tarihindeki seyredilmesi en zevkli Bursaspor olduğunu düşünüyorum! Tek bir sisteme bağlı kalmayan, çok yönlü silahlara sahip ve savunmaya çekilsen, baskıyı daha da sıklaştırıp rakibi boğan, Fernandao gibi çok kaliteli bir pivot santrafora, açılıp hücum yapmak istesen de, hızlı kanat oyuncuları ile rakip 18’de anında bitebilen bir takım var.. Josue ve Belucshi gibi virtüöz, Ozan Tufan gibi 4 ciğerli orta saha oyuncuları da kreması..
Bu sene hedef Avrupa olmalı, şampiyon olacağız demek fazlasıyla hayalcilik olur çünkü yukarısı ile makas oldukça açık! Ama kadro korunup, yazın 2-3 nokta vuruşu transfer yapılırsa, seneye Timsah Arena gazıyla da birlikte, 2.şampiyonluğunun gelmemesi için hiçbir sebep yok!
Haftaya çok önemli bir deplasman var. Olimpiyat Stadında, 11 sene önce 2.lige düşmelerinde şehrin % 99’u tarafından büyük payı olduğu düşünülen Beşiktaş’a karşı, sadece 3 puan değil, onur mücadelesi de yapacak yeşil-beyazlı futbolcular..
Geçen haftaki yazımızda belirtmiştik. Kaptan Volkan bu takımın kaptanı ve en önemli hücum silahı ama tam bir saatli bomba, her an kart görmeye müsait bir yapısı var diye! Sarı kart cezası sınırındayken, pozisyon icabı olsa anlarım ama sana faul yapan rakibe çelme takmaya çalışıp, sonrasında da ayağa kalkıp itip kakmak nasıl bir ruh halidir anlaması güç..
Şimdi ne oldu? Zorluk derecesi çok yüksek bir deplasmanda, en önemli hücum silahından yoksun bir şekilde gidiyorlar İstanbul’a.. Kim kaybetti ? Hem o hem de Bursaspor.. Psikolojik destek mi alır yoksa bir şekilde oto-kontrol mekanizmasını mı geliştirir bilinmez ama bilinen gerçek; bu karakter yapısı değişmediği sürece, bu yaşananların ne ilk ne de son olacağı!
Bu arada aynı Zeki Müren gibi şehrimizden çıkmış efsane sanatçılarından biri olan Müzeyyen Senar’ı kaybettik. Klasik Türk Müziği efsanesine Allah’tan rahmet diliyoruz.. Öncelikle Bursa ve sonrasında da tüm Türk halkının başı sağolsun..
Yazımızın başlığını da onun tarihe geçmiş eseriyle yapalım ‘Benzemez kimse sana’…
MERT TAMER