NBA’de 27 Ekim’de başlayan sezon heyecanla devam ediyor.
Şu anda ligin 4’te 1’i bitti. Favori gördüğümüz takımlara ve olası sürprizlere Batı’dan başlayarak bir göz atalım.
*** Golden State Warriors geçen seneki şampiyonluğunun bir şans eseri olmadığını kanıtlar derecesinde rekorlar kırarak ilerliyor. 22 maçta 0 mağlubiyet. Artık herkes onları 1995-1996 sezonundaki Chicago Bulls’un 72-10’luk derecesiye kıyaslamaya başladı. Düşünün ki şu anda bu takımın başında başarılı koçu Steve Kerr yok. Rahatsızlığı sebebiyle görev almıyor. Bu takımın bir başka önemli adamı Harrison Barnes da bir süredir sakat. Artık takım kurulmuş bir makine gibi oynuyor o nedenle bunların hiçbiri hissedilmiyor. Gerçi bunda en büyük pay inanılmaz bir şekilde oynamaya devam eden Stephen Curry tabii ki. Onun şu anki istatistikleri şok edici bir noktaya geldi diyebiliriz. Şampiyonluğun en büyük favorisi olmaya devam ediyorlar.
*** Onların hemen arkasında benim bu seneki favorim son yılların en dengeli takımı olan San Antonio Spurs var. 17 galibiyet – 4 mağlubiyet. Takım büyük değisim içinde. Parker-Duncan-Ginobili üçlüsü, değişerek Parker-Aldridge-Leonard üçlüsüne dönüşüyor. Tabii ki zaman gerekecek. Tahminime göre ilerleyen aylarda daha da organize olacaklardır. Mesela Aldridge halen yerini tam bulabilmiş değil. Büyük koç Gregg Popovich onu da zamanla yeni bir Duncan veya daha iyi bir hale getirecektir. Görev bilinci çok yerinde bir takım ama daha yetenekli bile olabilirler. Bu arada Kawhi Leonard’tan bahsetmeden geçmeyelim, nerdeyse bir MVP gibi oynuyor.
*** Bu 2 favori takımın arkasında yeni koçu Billy Donovan ile Oklahoma City Thunder var. (12-8) Sağlıklı bir Kevin Durant’ın onları bu noktaya taşıyacağı ve hatta her zaman sampiyonluk favorisi olduğunu biliyoruz ama sanki bu yeni koç da henüz bu takıma birşeyler katabilmiş değil. Westbroook zaman zaman kafasına göre oynamaya devam ederken, Durant atışları ile takımı ayakta tutuyor. Pek öyle Durant’ı daha verimli kılacak setler üzerine çalışma hallerini göremedim. Sağlıklı oldukları sürece bu takım herkese tedirginlik yaratır, fakat şampiyon olabilmeleri için daha farklı yapısal değişiklik uygulamaları şart. Oyuncumuz Enes Kanter ise henüz istenilen seviyede değil. Bunda aldığı sürelerin ve yeni hocanın etkisi de var.
*** 4.sıradaki Memphis Grizzlies (12-9) başlarda kötü gözükse de her zamanki gibi sessiz sedasız göze batmayan oyunlarıyla, olmaları gerektiği yere geldiler. Hep buralarda oluyorlar ve olmaya devam edecekler gibi. Onların sanki tek görevi playofflarda şampiyonlara zorluk çıkarmak ve herkesi tedirgin etmek. Maalesef şampiyon olmak mentalitelerinde yer almıyormus gibi gözüküyor.
*** 5.sıradaki Dallas Mavericks (12-9) herzamanki gibi koç Rick Carlisle’ın sihirbazlık derecesindeki takıma dokunuşu çok etkiliyor. Oyuncuların kazanma hırsı ve üstat Dirk Nowitzki önderliğinde bu sene kimsenin beklemediği bir noktadalar. Takımın potansiyeline göre daha da aşağılarda olmasını beklediğimiz takım her sezonda yaptıkları gibi bu sezonda da gene istikrarlı bir çizgideler.
*** 6.sırada yeralan Los Angeles Clippers(11-9) hep dengesiz hep dengesiz. Geçen seneki Batı yarı finallerinde Houston Rockets’e 4-3 kaybedip gene bekleneni verememiştiler. Maalesef tek tek bakıldığında harika oyuncular ama bu oyuncuların potansiyelini pek de iyi yerlere taşıyamadığına inandığım koç Doc Rivers var. Tam kazanıyorlar derken saçma sapan kaybetme trendine giriyorlar. Maç içinde bile bu şekilde tavırları var. Normalde çok potansiyelli bir takım. Bakın rekorlar kıran Golden State Warriors maçında bile tam kazanabileceklerini düşündükleri anda motivasyonlarını yitirip yenildiler.
*** 7.sırada bulunan Utaz jazz 9 galibiyet-9 mağlubiyet ile yer alıyor. Big Three diye nitelendireceğimiz Gobert, Favors, Hayward ile rakiplere gözdağı veriyorlar. Yaşanan talihsiz diz sakatlığı ile Gobert’i kaybetmelerine rağmen Indiana Pacers’ı, Paul George’un bir maçta kariyerinin en yüksek sayısı olan 48 sayıya ulaşmasına rağmen uzatmalarda da olsa yenmeyi başardılar.
*** 8. sırada yer alan geçen senenin Batı finalisti Houston Rockets genel olarak hayal kırıklığı yaratıyor.(10-11) Ufak ufak kendilerini bulacak gibi gözükseler de maalesef beklenen bir durumda değiller. Bu sene Batı daha kuvvetli. Kendilerine playoffta yer bulacaklardır ama iddialı olmaları zor.
*** Geçen seneki kadrosundan çok oyuncu kaybeden Portland Trail Blazers(9-12) bu üst sırayı takip ediyor. Tahmine göre bu civarlarda kalıp playoff yapamayacaklar. Minnesota Timberwolves’ın (8-11) ise playoff’un gizli takipçisi olmasını bekliyorum.
*** Phoenix Suns(8-13), Denver Nuggets(8-13) ligde şimdilik birer playoff dışı oyuncular gibi gözüküyorlar. Sacramento Kings ise hala saçma sapan oynamaya devam ediyor. Bir yerlere gelmesi zor. Zaman zaman ani çıkışları olsa da kalıcı değil ve takım içinde dengesiz oyuncuların bolluğu onları yukarıya taşıyamıyor.
*** Herkesin yukarılarda olmasını beklediği New Orleans Pelicans’ın sadece 5 galibiyet-15 maglubiyet almasını sürpriz diye nitelendirebiliriz. MVP gözüyle baktığımız Anthony Davis’in takımının buralardan sıyrılması şart. Kademeli olarak son yıllarda yükselişe geçen takımın geçen sene son anda 8.olarak playoffa girdiğinde, bu sezon artık daha iyi yerleri hedefleyebilir diye ümit ediyorduk. Gerçekler ise bundan çok uzakta. Oyuncumuz Ömer Aşık ise kötü bir sezon geçiriyor.
*** Herkesin heyecanla beklediği Los Angeles Lakers ise maalesef halen çok kötü sadece 3 galibiyet 17 mağlubiyet ile son sıradalar. Ligin en önemli oyuncusu Kobe Bryant geçenlerde yaptığı açıklamayla bu sene sonu emekli olacağını belirtti. Acaba bu açıklama takımı biraz ateşler mi diye düşündük ama onlar, tersten rekora giden Philadelphia 76ers’ın 18 maçlık rezalet yenilgi serisine, 103-91 yenilerek 1 galibiyet hediyesi verdiler.
Tabii ki daha ligin başı, ilerleyen dönemde çok şey değişebilir. İzleyelim görelim..
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail : tayfun.ersonmez@abcspor.com
twitter : @TayfunErsonmez