Sene 2011, teknik direktör Marcelo Bielsa tarafından B takımdaki performansı çok beğenilen ve A takım kadrosunda kendine ilk kez Sevilla maçında yer bulan 18 yaşındaki Jonas Ramalho, Athletic Bilbao tarihinde resmi bir maçta forma giyen ilk siyahi oyuncu oldu.
Ne var bunda diyeceksiniz ama, burası Baskonya. Değil kendi, kökeni bile Bask olmayanın tarihte hiç oynayamadığı bir kulüp o zamanlar!..
Temelde aidiyet ve bağlılık duygularının değiştirilemez 2 ana madde olması, taraftarların ve camianın kulübü daha da sahiplenmelerinin asıl nedeniydi belki de… Üstüne de Athletic, hem La Liga’da hem de uluslararası alanda yakaladığı başarılarla, sadece büyük paralarla değil, altyapı yatırımları ve aidiyetle de başarı gelebileceğini kanıtlayınca, bu dar filtreden geçmiş oyuncu havuzu tüm camiaca destek buldu.
San Mames’e maça gitmek, istek değil adeta bir zorunluluk Atletic’liler için. Hemen her maçta dolan 53 bin kişilik stad, sadece 350 bin nüfuslu bir şehir için inanılmaz bir rakam!..
Öyle ki, kadro tercihleri yazılı olmayan kurallarla çok net çizilmiş ve kulübün 125 yıllık tarihinde hiçbir kulüp başkanı bu kuralların dışına çıkmamış (1912’den sonra). Burası tarihte pek bilinmez, ama 1912’den önce İngiliz futbolcular forma giymiş (İngiliz milli futbolcu Andrew Veitch, Atletic formasi giyen en son yabancı isim).
Bu kural; Atletic’de sadece ve sadece Bask kökenli oyuncular oynayabilir. Ancak buradaki belirsizlik; kimler Bask kimler değil, Baskonya’da doğmak yeterli mi, etnik köken, deri rengi, konuştuğu dil ?
Buna ilk örnek 1950’lerde Ekvator Ginesi doğumlu siyahi oyuncu Miguel Jones..
4 yaşında ailesi ile birlikte Bilbao’ya taşınmış, tüm futbol birikimini ve altyapısını burada edinmiş, bir başka Bask takımı olan Indautxu forması giymiş. Lisans eğitimini bile Bask Bölgesi’ndeki Deusto Üniversitesi’nde tamamlamıştı ve ana dili Bask diliydi. Ama burada doğmadığı için çok büyük tepkiler aldı ve Atletic forması giydirmediler ligde.
Ama bu aidiyet ırkçılık seviyesine kadar çıkınca, değişen dünyada onlar da mecburen bir güncelleme yapma ihtiyacı hissettiler!..
Mesela Fransa’nın Bask bölgesi olan Iparralde doğumlu oyuncuların da Athletic Bilbao forması giymesinin önü açıldı. Böylece ilk olarak iki Fransız Bixente Lizarazu ve sonrasında Aymeric Laporte bu formayı giyme hakkı kazandılar. Bir başka Fransız ama İspanyol doğumlu Luis Fernandez de teknik direktör olabildi bu şekilde.
Bunu, kökeni Baskonya olmasa da, Bask bölgesinde doğmuş oyuncuların önlerinin açılması takip etti.
Ve Athletic Bilbao, futbol dünyasına Williams kardeşlerin büyüğü Inaki’yi çıkarttı. Ganalı bir baba ve Liberyalı bir annenin çocuğuydu ama Bask bölgesinde dünyaya gelmişti. Tüm futbol altyapısını da burada edinmişti, yani doğduğu günden beri onlardan biriydi.
Athletic Bilbao tarihine de gol atan ilk siyahi oyuncu olarak adı yazıldı.
Real, Barça gibi dünya devlerinin çeyrek bütçesine bile sahip olmayan Atletic, yine de İspanya tarihinin 3’ncü en çok kupa kazanan takımı. Aynı zamanda da bu 2 dünya devi ile beraber lig tarihinde küme düşmeyen tek takım. Özkaynak düzeni Lezama’da o kadar güzel işliyor ki, her sene 10 yaş civarı 10 çocuğun içeri girdiği kapısından, en az 2’si A Takıma yükseliyor.
Bunlardan Javi Martinez, Fernando Lorente, Ander Herrera ve Williams kardeşlerin küçüğü Nico Williams her futbolseverin bildiği isimler. Kaleci Kepa’ya ayrı bir parantez açalım. Mevkiinin rekor transfer parasıyla 80 milyon euroya Chelsea’ye satıldı ama yerini hemen Unai Simon ile doldurdular. Bugün hangisi daha iyi tartışılır. Bu kadar güçlü, fabrika gibi işleyen bir altyapıları var anlayacağınız.
Fazla uzatmadan; ben kendi adıma, özünü, benliğini kaybetmeyen her oluşuma, spor içi dışı farketmeksizin çok büyük saygı duyuyorum. Hele bunun sonunda bir de başarı geliyorsa saygım daha da artıyor.
Paranın herşeyi satın alabildiği, küreselleşen yeni dünya düzeninde, Bilbao da kültürü, kökleri, aidiyet duygusu, altyapısı, taraftarı, La Gabarra ve kendine has kimliğiyle, önünde eğilinilecek kulüplerin başında geliyor.
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail: burak.belgen@abcspor.com
twitter: @BurakBelgen