Büyük Türk düşünürü Bahçeli der ki:
– Ceviz yuvarlaktır ama her yuvarlak ceviz değildir..
Vakit boldu, istatistik çalıştım; ilk yarı karnelerine baktım iki takımın. Sizi rakamlara boğmadan anlatacağım bazı detayları, gördüğümüz her yuvarlak ceviz mi, değil mi anlayalım.
Fenerbahçe’nin takım savunması bariz daha iyi. Düşünün ki bireysel hatadan kaç gol yendi, buna rağmen daha iyi.
Sanılanın aksine büyük gol şanslarını değerlendirememe konusunda Galatasaray daha kötü.
Maç başına atılan şut sayısı ve yaratılan büyük şans konusunda Galatasaray daha iyi, daha üretken, topla oynama yüzdesi de (56/53) daha yüksek zaten ve en büyük fark asist sayılarında: 38 asiste karşılık 29 asistlik bir fark var iki takım arasında.
Rakip daha kollektif bir futbol oynuyor, hücumdaki yaratıcılıkları fazla, kanat forvetlerin gol ve asist sayıları eşit bu da demek ki 8 ve 10 numaralı oyuncuların forvetleri besleme konusundaki performansları fark yaratmış. Yani Fred eski Fred değil, problem Szymanski.
Mutlaka bir 10 numara almak gerekiyor, atlet stoperlerle defansı daha ileride kurup topa daha fazla sahip olmak gerekiyor ve rakip de bu konuda kötü diye bakmayacaksın ve iyi bir golcü alacaksın çünkü Icardi dönerse tablo değişir.
Yani Acun uçağıyla Rafa Silva’yı kendi takımı için getirmiş olsa bugün başka şeyler konuşuyorduk.
Neyse, rakip zayıf, puan farkının 6’ya inme şansı var, Mourinho sürpriz yapmış mı ona bakalım. Amrabat yedek, Tadić yedek, sürpriz. Çağlar kimine göre sürpriz bana göre değil. Levent ilk 11’de. İrfancan’ların ikisi de sahada, 3-4-1-2 gibi bir şey tercih etmiş Mourinho. Tek stoper ve iki bekle 3’lüyü yapmış geride..
Bu bir deneme 11’i veya bir nevi çılgınlık. Fenerbahçe bu orta saha kurgusu ile topu ileri taşımakta çok zorlandı ilk 30 dakikada, rakip rahatça yerleşti ve savunma yaptı, Fenerbahçe’nin gol şansı sadece yan toplara kalmıştı, bir kere de bu imkanı buldu, En Nesyri direğe takıldı..
30.dakikadan sonra ise Fenerbahçe orta sahası oyundan da düştü, hatta bir kontra golü de yiyebilirdi. İlk yarı adına rezillik, kepazelik, yeteneksizlik dışında yazacak hiç bir şey yok..
İrfan Can bitik bir görüntü çizdi, Oğuz Aydın Maximin’in tırnağı olamaz, Samet Akaydın’ı 10 numara oynatsam Szymanski’ye futbol dersi verir, Dzeko yok, Nesyri yok, saçma sapan bir kadro, intihar gibi. Bu kadar yeteneksiz oyuncunun olduğu takım gömülü defansı aşamaz. Bir de diyorlar ki Maximin’i gönderin. Gönderin ve yerine Nabil Dirar’ı alın..
İkinci 45 dakikaya Fenerbahçe Osayi ve kart tehlikesi olan Djiku yerine Çağlar değişikliği ile başladı. Osayi sağ kanata biraz hareket getirdi, Fenerbahçe en azından kanatları kullanmaya başladı etkili olarak, golün ayak sesleri gelmeye başladı, Fenerbahçe iki kez ağları buldu ama iki gol de VAR’dan döndü haklı olarak.
Mourinho Tadić hamlesini de kullandı ve ilk pozisyonda Nesyri’ye al da at ortası yaptı ve maç çözüldü, rakip de 10 kişi kalmıştı, ardından Tadić Nesyri’ye bir tane daha attırdı ve Mourinho’nun harakiri denemesini sonlandırdı, Nesyri’nin Dzeko’ya attırdığı gol de kreması oldu, Cenk de noktayı koydu..
Beşiktaş da bu stadtta takıldı, futbolda olabilir böyle şeyler ama as kadronla bu kadar oynayarak risk alamazsın, tazminat istiyor derler, tefe koyup çalarlar..
Öteki taraftan sen şampiyon olmak istiyorsan transferlerin bu maça yetişmeliydi.
Bugün Fred nispeten iyiydi, Szymanski rezil oynadı. Fenerbahçe’nin ilk transferi 10 numara olmalı, tek transfer yapacaksa da bu bir 10 numara olmalı. Kostić’ten sadece sol bek olur, Oğuz Aydın’dan da iyi bir yedek. Levent boş topçu değil, ben olsam kadroda tutarım.
Maçı çözen adam Tadić oldu, maçı çizen adam En Nesyri oldu, Mourinho’nun intihar girişimi de başarısız oldu..
mail: bruno.monte@abcspor.com
twitter: @BrunoMonte1907