BAŞA DÖNDÜK
Sezon başında Erol Bulut’un birinci icraatı takım savunmasını oturtmaya çalışmaktı. İlk maçlarda rakibe pozisyon vermeyen ancak kendisi de pozisyon bulmakta zorlanan bir Fenerbahçe izledik. Fakat daha sonra takım içinde değişiklikler oldu. Sakatlıklar ,cezalar derken takım savunması ciddi arızaya uğradı. Birdenbire zirve mücadelesi veren takımlar arasında en çok gol yiyen takım haline geldi Fenerbahçe. Puan kayıpları sonrası özgüven eksikliği de yaşandı. Erol Hoca’nın A planı darmadağın olmuştu. İşte bugünlerde sanki o A planına geri dönüş yapıyoruz. Belki yavaş ve temposuz oynuyoruz ama sahaya iyi yayılıyoruz, mümkün olduğunca iyi yardımlaşıyoruz, birbirinin açığını kapama konusunda güzel işler yapıyoruz.
Üstelik bunları yaparken de hala ciddi eksiklikler var takımda. Ancak bu maç özelinde şunu söyleyebilirim. Takım savunmasını sadece defans oyuncuları yapmaz. Savunma en uçtan başlar. Ön tarafta 35’lik güçsüz Cisse’nin oynaması ile Thiam’ın oynaması arasında büyük fark var. Rakip elini kolunu sallayarak çıkamıyor geriden. Valencia’nın gelmesi de takım savunmasına büyük katkı sağladı. Onun değerini oynamadığı maçlarda anladık. Bugün farkındaysanız Valencia’nın kanadından neredeyse hiç gelmediler. Tabii yine pas hataları ve bazen gereksiz geri dönüşleriyle tempomuzu da düşürdü ama olsun Valencia’nın geri gelmiş olması önemli.
Tabii esas sürpriz dönüşler Gustavo ve Ozan Tufan’dı bugün. Corona’dan kalktılar, antremansız olmalarına rağmen güzel bir mücadele koydular ortaya. Ozan 87. dakikada bile kaptığı topla yaptığı driplingle orta sahayı geçti ve nefis te bir asist yaptı. Alkışları haketti. Bir alkış ta Sadık için. Alışık olmadığı sol bek mevkisinde sırıtmadı. İkili mücadelelerde iyiydi. Karşısında hareketli Yusuf Erdoğan vardı. Aksamadan maçı bitirdi. Tabii onun sol bek pozisyonunda oynaması klasik ”Fenerbahçe bahtsızlığına” bir örnekti. Gökhan yokken Nazım sakatlanır. Harun sakatken Altay kırmızı kart görür, Gustavo yokken, Tolga da sakattır. Bugün de hem Caner hem de Novak aynı anda yoklardı. Neyse ki yavaş yavaş eksiklerimiz düzeliyor. Tam takım olduğumuzda artık 3 puanların yanına güzel futbol da eklenecektir diye düşünüyorum.
Bugün belki çok güzel bir futbol yoktu ama özellikle Pelkas ve Thiam güzel skora büyük katkıda bulundular. Pelkas ”benim ideal mevkim 10 numara, beni kanada hapsetmeyin” diye bas bas bağırdı.Thiam hem çok çalıştı hem de çok güzel iki golle siftah yaptı. İki gol derken iki de penaltısı yine güme gitti Fenerbahçe’nin. Son dönemlerde tüm maçlarda verilen kararlar, iptal edilen cezalar, VAR hakemlerinin yokları oynaması derken ciddi anlamda skandallar yaşıyoruz. Tüm bu berbat yönetimler içinde konuşulan ne? Başakşehir maçında Gustavo’nun yaptığı hareket.
Dolayısıyla Fenerbahçe bu algılarla mücadele etmeye devam edecek. Bu mücadele için bir tane ön şart var. Sahada çok kuvvetli olacaksın. Sen kuvvetli olmazsan bir anda kendini yarışın dışında bulursun. Kuvvetli kadronun yanında ”kompakt” bir takım olacaksın. Sıkı duracaksın, sağlam olacaksın. Bugün Kasımpaşa maçında sezon başına döndük, kompakt bir takım olma yolunda küçük bir adım attık. Ancak bu oyun 3 gün sonra Alanya’ya karşı yetmez. Bu oyuna biraz da yetenek, hız ve tempo eklemek şart.
mail: alp.eralp@abcspor.com
twitter: @alperalp72