Arkayı Fenerleyelim beyler.. hahaha..
Acıların takımı, zuhahaha..
Transfer şampiyonu, hehehe…
Kadıköy Pendik dolmuşu, huhahaha…
“Gel hele, otur bi șöyle.. Anlat bakalım, ne olacak Fenerbahçe’nin bu hali?
80’li ve 90’lı yıllarda Fenerbahçelileri maruz kaldığı bu kötü şakalardan ve Fenerbahçe’yi o karanlık yıllardan kurtaran kişi kimdir diye sorsalar, elbette Aziz Yıldırım deriz..
Fenerbahçe Spor Kulübü’nü dünya çapındaki tesislere kavuşturan, kendi parasıyla kendi stadyumunu yapabilen bir kulüp haline getiren, Türkiyenin dört bir yanında Fenerbahçe lisanslı ürünlerini satan mağazalar açan, kulübe ait bir TV kanalı açan kişi kim diye sorsanız, yine Aziz Yıldırım’dır deriz..
Basketbol, Voleybol ve amatör şubelerdeki başarılara tek tek girmeyeyim, kısacası Fenerbahçe’yi başarılı bir “Spor Kulübü” haline getiren kişidir Aziz Yıldırım.
Ne gerçeği göremeyecek kadar körüz, ne de inkar edecek kadar nankörüz..!
Fenerbahçe yüzünden cezaevinde yatmak zorunda kalmış olması da cabası.. Şöhretli, saygın ve zengin bir iş adamı için bir o kadar da zor bir durum..
Ne kadar acı ki, Fenerbahçe’yi şu an içinde bulunduğu duruma getiren, yani “ne olacak bu Fenerbahçenin hali” sorusuyla Fenerbahçe taraftarını muhatap bırakan kişi kimdir diye sorsalar, yine Aziz Yıldırım’dır cevabını veririm..
Bugün Aziz Yıldırım’ın Fenerbahçe Spor Kulübü’ne olan katkılarından bahsederken ikinci bir ismi zikredemiyorsak, Fenerbahçe Spor Kulübü’nün içine düştüğü buhrandan bahsederken de ikinci bir isimden veya bir yönetimden bahsetmek mümkün değil. Maalesef, tek adam rejimi böyle bir şey (!)
İşin aslı şu ki, Fenerbahçe Aziz Yıldırım’la beraber istikrarlı bir büyüme süreci yaşadı. Sezar’ın hakkı Sezar’a da.. da’sı…
Aziz Yıldırım dönemini neye göre değerlendireceğimiz konusu çok önemli bir konu..
Genel olarak baktığımızda durum bu, müthiş işler ama ana branş futbol penceresinden baktığımızda durum pek de öyle degil.. Bardağın boş tarafı futbol..
Mesela en çok Galatasaray şampiyonluğu görmüş, geçirmiş Fenerbahçe Başkanı da Aziz Yıldırım ki; Galatasaray formasındaki 5 yıldızdan ikisi O’nun döneminde nakședildi.
Kulüp bütçesi çok farklı olduğu halde ortalama 3 senede bir kez gibi Fenerbahçe şampiyonluğu yaşandı.. Vasat ancak tutturulabildi yani.
Aziz Yıldırım verebileceği her şeyi vermiş durumda kulübe. Çıta bir üste bir türlü çıkamaz olmuştu epeydir.. Hatta Şampiyonlar ligindeki çeyrek finali Şahika kabul edebiliriz. Futbolu idare edecek profesyonel bir ekip lazımdı, o çıta bir üste çıkamazdı o yüzden..
Aziz Yıldırım bardağının boş tarafı da futbol şubesi oldu kanımca..Futbol şubesi de en önemli şube. 5 sene üst üste şampiyon ol, basket takımın 5 sene orta sıralara oynasın, voleybol takımın küme düşsün, çatlak sesler çıkar ama kimse başkan defolsun gitsin demez.. Öyle bir şube işte futbol şubesi..
Chelsea’ye çeyrek finalde elenildiği sene Aziz Yıldırım O gün istifa etseydi, bugün bambaşka anılıyor olurdu ama hayat da öyle bir şey.. Aynı yıl Fethullah Gülen vefat etmiş olsaydı, bugün milyonlar türbesini tavaf ediyor olurdu..
Dünya takımı söylemleri de orada kaldı normal olarak..
3 Temmuz depreminde Fenerbahçe Spor Kulübü çökmediyse, 12 yıllık Aziz Yıldırım iktidarının alt yapısının sayesindedir ve Fenerbahçe taraftarı sayesinde de sıyrıklarla atlatmıştır bu süreci..
Fenerbahçe 3 Temmuz sürecinden sonra tekrar zirveye çıkmayı da başardı, kadro kalitesi de yakalandı. Bocalama devrinin zirvesi de Ersun Yanal dönemi oldu. Ersun Yanal döneminden sonra da gerileme dönemine girildi ve derken bu noktaya gelindi..
Ersun Yanal’ın gönderilmesi bir hata olmasa da, İsmail Kartal’ın gelişi büyük hataydı.. Bilinçsizce yapılan transferler, çılgınca savrulan paralar ve Pereira dönemi.. Bir sonraki sezon UEFA Financial Fair Play yaptırımları ve Pereira ile başlanılan bir sezon daha. Pereira’nın “ben bunların hiç birini istemedim” dediği saçma transferler ve bir türlü giderilemeyen eksikler..
Aziz Yıldırım dönemi içindeki en kalitesiz ve yeteneksiz Fenerbahçe kadrosu ile karşı karşıya taraftar. Önümüzdeki sezon takımda kimi görmek istiyorsunuz diye bir soru sorsam, 5 oyuncudan fazlasını kimse sayamaz, üstelik kasa tam takır kuru bakır.. Son 3 sezonda gelinen şu noktada, Aziz Yıldırım’ın şahsi kararlarından kaynaklanan hataların kilit rol oynadığı da aşikar..
Fenerbahçe’yi bu açmazdan ancak bir Aziz Yıldırım kurtarır, ama bu Aziz Yıldırım değil..Köprünün altından çok sular aktı 20 yılda. Psikolojik olarak başkan yıprandı ve yaşlandı. Tek adamla bir yere kadar gidersin, gördük.. Güçlü lider sultası bir noktaya kadar doğru çalışıyor; ayrıca bir Aziz Yıldırım daha bulmak da kolay değil..
O zaman ne yapmak lazım; çoğulcu ve katılımcı profesyonel bir yönetim ve kurumsal bir yapı ile yönetilmek lazım.. Hem de bir an evvel..
Bir iki sezon daha şampiyonluğu unutmak zorunda Fenerbahçe taraftarı.. Bu net ortada..
Statükodan yana değil, değişimden yana olmak lazım..
Kusura bakmasınlar, Aziz Yıldırım’a sıkı sıkıya bağlı ulusalcı grubun statükocu olduğunu düşünüyorum.. Esasında bu kişiler, eğitim seviyesi olarak toplumun kalbur üstü diyebileceğimiz seçmeni. Ama maalesef statükodan yanalar, söylemleriyle de çelişiyorlar..
Bu seçmen modelinin en kötü yanı da yarı aydın olmaları.. Cahili ikna etmek daha kolay çünkü. Yarı aydını ikna etmek için, önce bildiğinin yanlış olduğuna ikna etmen lazım, sonra da doğruyu kabul ettirmen lazım..Cahile ise, sadece doğruyu kabul ettirmek için nefes tüketiyorsun en azından.. Etrafında toplandıkları siyasi partinin de bu halde olmasının sebebi aynı. Statükocu yarı aydın modeli.. Değişimden yana söylemlerde bulunup, liderden vazgeçememek.
Korkarım ki; Aziz Yıldırım bir sonuç, bir sebep değil.. Bir başka güçlü lider bulunur bulunmaz onun da etrafında birileri kümelenir ve o kişi de yıllarca kafasına göre kulübü yönetir..
Dilim döndüğünce ve olabildiğince adil bir analiz yapmak istedim.. Terazinin iki kefesini de ne var ne yok doldurdum.. Ortaya çıkan sonuç bu.. Değişime inanmak ve lider fetişizminden kurtulmak lazım bir an evvel..
Yazarın diğer yazıları için tıklayın
mail: bruno.monte@abcspor.com
twitter: @BrunoMonte1907