Çok garip bir maç oldu. Cumhuriyet tarihimizin yetiştirdiği en eyyamcı hakeme ve yine son dönemin saha içinde en fazla ortaoyunu yaptıran teknik direktörüne karşı oynadı Beşiktaş. Ama işin trajikomik yanı her iki unsur da kendi silahları ile vuruldular dün gece!
Hakemden başlayalım.. Babası da kötü hakemdi. Ama kendi daha kötü..Dün akşam beraberlik için varını yoğunu ortaya koydu..Hatta Beşiktaş’ın attığı ikinci golde hızlı Başakşehir atağını kesmek uğruna uydurma bir ‘’elle oynama ‘’ kararının akabinde Siyah Beyazlıların golü geldi. İşin komik ama güzel yanı Aptullah Avcı’nın GS altyapısı zamanından beri oyuncularına öğrettiği hakeme itiraz yolu ile baskı kurma taktiği dün ters tepti. O pozisyonda Avcı’nın çok eskiden beri öğrencisi Uğur hakeme dert anlatırken onun kanadından taşınan top kalenin içine giriverdi..Çakır ve Avcı tipi kişiler futbolumuzun aktörleri. Hep onlar oynuyor biz seyrediyor idik bu sefer kendileri oynadı kendileri seyretti!!!
Geçelim maça;
Başakşehir ya da İBB, tam tanımı ile sıradan bir takım. Sağ ve sol bekleri ters özelikte.. Biri tempolu ama düz.. Öteki yaratıcı ama bitik… Stoperler ağır ama dengeli..Hücüm yönleri kafa topu dışında yok.. Orta göbek ikilisi sert ama çok sade…Önlerindeki ofansif orta saha oyuncuları tek düze ve yaratıcılıkdan uzak..Koş koş oyuncusu.. Sağ öndeki oyuncuları tam bir uçurtma, denk gelir ise atar.. Santraforları yaşlı ve ağır.. Tek fark yaratan ve ismi kullanılmayı hakeden oyuncuları ise Doka.. Belli ki Avcı’ın aklında bol pasa dayalı, göze hoş gelen bir hucum futbolu yok. Pozisyonunu doğru alan, düz ama çabuk oynayan, kendi oyunu yerine rakibinin hatası ile gol bulan bir takım Başakşehir. Böyle bir yapı ile ancak kendine göre daha yumuşak ve temposuz takımları yenebilirler.
Karakartallar ilk defa 4-4-2 düzeninde sahaya çıktı… İlk golleri dışında bu oyun düzenini çok da iyi uyguladılar diyemeyiz. Bu maça sistemlerin dışında bireyler etki etti dersek daha doğru bir tanım yapmış oluruz aslında. İlk gol demişken, çift santraforun faydasını bu kadar net ortaya çıkartan bir örnek çok az bulunur. Golü tekrar gözümüzün önüne getirirsek, Sosa topu ayağına aldığında, Başakşehir’in sol beki Ferhat sağ açık tarafındaki bir Beşiktaşlı oyuncuya doğru açılmış durumda idi. Onun bu açılması karşısında Demba Ba’nın girdiği boşluğu kapaması gereken kişi Moldovalı stoperdi. Fakat o ve diğer stoper Yalçın sağ taraftan orta geleceği ve ikinci forvet Cenk’in tehlikeli olabileceği inancına o kadar kaptırmışlardıki kendilerini, pozisyon paylaşım dengeleri bozuldu.
Bundan faydalanan Demba Ba müthiş bir teknik gerektiren ayak içi abanma vuruşu ile golü yaptı. Beşiktaş için eksikliklerinden dolayı istem dışı da olsa altenatif bir sistem denemek nasip oldu. Dün akşamın tersine bireylerin öne çıkmadığı, sol ve sağ bekleri tempolu atağa çıkıp önündeki kulvarı kullandığı orta alan oyuncularının içeriye gömülüp bol pasın ardından oyunu kenarlara açtığı ve böylece çift santraforun tehlikeli olduğu bir sistem oyunu Beşiktaş’ı taktik açıdan rakiplerinden bir fazla olmasına yarar. Ama sıkça oynaması gerekir.. Türkiye kupası maçları bu taktiği denemek için biçilmiş kaftan..
Son olarak bireyler demişken; Sosa dün akşamın yıldızıydı. İki asistinin yanında kendi kale çizgisinden top çıkartarak sonucu tayin etti. Kerim, temposu günden güne artıyor. Açık alan buldumu neler yapabileceğini gösterdi. Özellikle Beşiktaş öne geçtiği maçlarda hamle oyuncusu olarak kullanabilir. İsmail, hücum temposu çok düşüktü. Önünde oynayan Edin Visca tehdidi biraz geçerli bir bahane olmasının yanında formsuz Motta’yı bile zor keser görüntüsü verdi. Franco, temposu ve gücü günden güne düşüyor. Mevsimsel deyip bekleyelim. Ama bir de değil ise yazık olur bunca emeğe. Atiba, muhteşem oynadı. Tek defansif orta alan oyuncusu ancak bu kadar oynanır.
Sonuç olarak Beşiktaş zor bir dönemde çok keskin bir viraj aldı. Takımda giden moraller yerine gelecek ve kaldıkları yerden başlayacaklardır.
